Ezgi Alya Yiğit’in ölümünün ardından tutuklanan şüpheli Osman Sarı’nın, 13 Mayıs’taki tahliyesi tüm ülkede şok etkisi yarattı. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği bu kararın yarattığı şok edici etki geçmeden davanın takipçisi Avukat Artuğ Pir, mahkemenin verdiği bu karara itiraz edeceklerini belirtti. Pir, itiraz gerekçelerinde iki önemli detay olduğunu belirtti. Bunlardan biri bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğu belirtilirken, diğer bir itiraz edilecek nokta olayın yaşandığı noktada çok sayıda görgü tanığı ve kamera kaydının olabileceği vurgulandı. Pir, Asliye Ceza Mahkemesinin Osman Sarı’nın tahliyesine ilişkin verdiği kararın kesin olduğu ancak yargılama sürecinde kişinin tekrar tutuklanması için gerekli başvurularda bulunacaklarını belirtti.
“BİLİRKİŞİ RAPORU EKSİK VE YETERSİZ”
Mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu belirten Pir, daha önce de itiraz ettiklerini ancak olumlu veya olumsuz bir sonuç alamadıklarını belirtti. Mahkemenin, Osman Sarı hakkında verdiği tutuksuz yargılama kararının bu eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayadığını belirten Pir, tutuklu yargılama işleminin devam etmesi için tekrar itiraz edeceklerini belirtti. Pir “Mahkemenin dayanak olarak aldığı bilirkişi raporu eksik ve yetersiz. Bu nedenle kararın adil olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü bilirkişi raporunda iki kişi var ve biri olayın yaşandığı esnada olaya sırtının dönük olduğu belirtildi. Dolayısıyla rapor tek kişiye düşüyor. Bilirkişi raporunda yer alan diğer kişi ise scooter sürücüsü Ezgi Alya Yiğit’in ağır ihmali olduğu, sürücü Osman Sarı’nın ise sadece ihmali olduğu belirtildi. Buna dayanarak mahkeme böyle bir karar verdi” açıklamasında bulundu.
“NASIL OLUR DA TEK BİR KAMERA KAYDI OLMAZ”
Yargılamanın tutuksuz bir şekilde devam ettiğini belirten Pir, verilen karara itiraz edeceklerini vurguladı. Pir “Biz iki önemli noktanın üzerinde durarak karara itiraz edeceğiz. Birincisi bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olması. Olayın yaşandığı yer Gaziantep’in en işlek caddelerinden biri, birazcık ilerisinde polis karakolu var. Diğer yandan olayın yaşandığı bölgede çok sayıda kafe, park ve dershane mevcut. Öğrencilerin mola saati vardı. Yani dolayısıyla çok sayıda görgü tanığı olması gerekiyor. Ancak nasıl olur da bu kadar az görgü tanığı bilirkişi raporuna yer verilir. Bunlara dayanarak hazırlanan bilirkişi raporunun isabetsiz olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“ÇOK FAZLA DELİL TOPLANMA İMKANI VAR”
İtiraz edecekleri ikinci noktanın olay anını kaydeden kamera kayıtlarına ulaşamamaları olacağı belirtildi. Pir “İtiraz edeceğimiz diğer bir nokta ise olay anını kaydeden kamera görüntülerinin olmaması olacak. Orada bulunan çok sayıda yerin kamera kayıt sistemlerinin olmaması imkansız. Nasıl olur da tek bir kamera kaydı yer almaz. Biz bu duruma ilişkin savcılık kanalıyla Siber Suçlar Bürosuna kadar başvuruda bulunduk. Aslında çok fazla delil toplanma imkanı var. Çünkü bakıldığı zaman verilen bu kararı aceleye getirilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada kayıtların incelenmesi, görüntülerin ve tanıkların toplanması ve bunların dosyaya koyulması gerçeğin ortaya çıkması açısından önemlidir. Bütün bunların toplanılması talep edildi. Dolayısıyla kamera kayıtlarını da elde edersek olay daha net bir şekilde aydınlatılmış olur” sözlerini kullandı.
KAYITLARIN ŞİMDİYE KADAR ÇIKMAMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Dava sürecini dışarıdan takip eden Avukat Selime Körcük, mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olmadığını ve asli kusurun Osman Sarı’da olduğunu vurguladı. Körcük “Dosyanın detaylı incelenmesi gerektiğini düşünmekle beraber, 18 yaşından küçük ve ehliyetsiz bir sürücü, teknik olarak kazaya sebebiyet vermede asli kusurludur. Ayrıca bilirkişi raporunda eksik olduğunu düşünüyoruz. Anneler Parkı gibi işlek bir noktada hiçbir kamera kaydının gün yüzüne çıkmaması düşündürücü. Sonuç olarak verilen kararın hukuka uygun olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. (Yılmaz Yapıcı)