Bakan Kurum, 'Haddinizi bileceksiniz. Kandil'de el pençe divan durup Meclis çatısı altında böyle iftiralarda bulunamazsınız. İddianızı ispatlayacaksınız. Şayet sizde biraz şeref, biraz haysiyet kırıntısı varsa kanıtlayacaksınız.' dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan bir bütçe görüşmesi yaptıklarını belirten Kurum, katkı sunan milletvekillerine teşekkür etti.
Kurum, 6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin eleştirileri yanıtlarken, "Her şeyden önce şunun bilinmesini isteriz ki biz AK Parti'yiz, Cumhur İttifakı'yız. Milletimizin canını ve malını en mukaddes emanet olarak gören anlayışın temsilcileriyiz. Bu sebeple deprem dönüşümü, sadece yeni binaların yapıldığı bir inşa süreci olarak bizim nezdimizde değerlendirilmemektedir. Tam aksine Türkiye'nin istikbal ve istiklal mücadelesinin en güçlü adımı olarak değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Depremin olduğu ilk saatlerde bölgede olduklarının altını çizen Kurum, 3 ayda 180 bin konutun inşasını başlattıklarını ve o günden bu yana 160 bin işçiyle yapılması gereken her türlü iş ve işlemin, hiçbir siyasi ayrım gözetmeksizin yapıldığını ifade etti. İnsanların depremden etkilenen şehirlerde duyduğu ihtiyaçları, huzur ve mutluluğu çerçevesinde 11 il için yeni bir resmi hayal ettiklerini belirten Kurum, o bölgenin eskisinden çok daha güçlü olmasını istediklerini dile getirdi.
Sadece bina değil, şehrin tüm ihtiyaçlarını giderecek bir bakış açısıyla çalıştıklarını aktaran Kurum, "Gittiğim her ziyarette orada hangi belediye olursa olsun bütün belediye başkanlarıyla görüştüm ve bu inançla tüm ekibimiz, başta deprem bölgesi olmak üzere 81 ilde, 922 ilçede gece gündüz çalışmakta ve inşallah sözlerimizi tutmak için de bu anlayışı sonuna kadar sergileyecek tutumumda olacağız." dedi.
Fay kırıkları ve sıvılaşma riskine dair soru üzerine, deprem dönüşümünü yaparken en uygun zemini seçtiklerini, alınacak tedbirleri bilim insanlarının verdiği görüş ve fikir doğrultusunda belirlediklerini söyleyen Kurum, şöyle konuştu:
"Önceliğimiz burada en doğru yer ve alanda proje yapmaktır. Bunun için de ülkemizin en aktif fay hatlarında mikro bölgeleme çalışmalarını 11 ilde, bilhassa depremin yoğun olarak hasar verdiği bölgelerde yapıyoruz. Tüm projelerimizde en kapsamlı zemin etüt çalışmaları yaparak yapım aşamasında da radye temel üzerine tünel kalıp sistemiyle konutlarımızı inşa ediyoruz."
Kurum, deprem bölgesinde TOKİ'nin sosyal konut seferberliği ve kentsel dönüşüm projeleri kapsamındaki hiçbir konutunda yıkım olmadığını vurgulayarak şehrin ihtiyaç ve demografik yapısına uygun projeler yapıldığını ifade etti.
Bakanlığın bütçesiyle ilgili bir soru üzerine Kurum, şöyle konuştu:
"Deprem konutlarının yapılamayacağı iddiası kesinlikle doğru değildir. Bu devlet, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 3 ayda 180 bin konutun inşasını başlatmış, bugüne kadar 130 bin konutun teslimini gerçekleştirmiştir. Ve ben 2 Temmuz gününden bugüne tam 3,5 ayda 70 bin yeni konutun ihalesini yaptım. Dolayısıyla bu irade,11 ilimizde tek yürek olup milli birliğimizi, beraberliğimizi koruyarak, daha önceki afetlerde olduğu gibi; Elazığ'da, Malatya'da, Kastamonu'da, güzel İzmir'imizde, Bayraklı'da olduğu gibi, yine biz milletimize olan sözlerimizi tutmaya devam edeceğiz."
Bakan Kurum, deprem konutlarının sadece Bakanlık bütçesiyle yapılmadığını vurgulayarak Bakanlık bütçesiyle yapılan kısmın, "kentsel dönüşüm" olduğunu söyledi.
Karaca’ya sert yanıt
Kurum, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir'in, Türkiye'deki yabancı maden şirketlerine ilişkin değerlendirmelerine karşılık da şunları söyledi:
"EMEP Milletvekili Sevda Karaca'nın çirkin iftirası, hazımsızlığının, düşmanca tutumunun, saygısızlığının kanıtıdır. Haddinizi bileceksiniz. Kandil'de el pençe divan durup Meclis çatısı altında böyle iftiralarda bulunamazsınız. İddianızı ispatlayacaksınız. Şayet sizde biraz şeref, biraz haysiyet kırıntısı varsa kanıtlayacaksınız. Kanıtlayamıyorsanız zaten benim şeref ve haysiyetten nasipsizlerle daha fazla konuşacak bir şeyim yok."