Asrın felaketinin etkilediği 11 ilde binalara kurulacak sistemler ile deprem analizi yapmak üzere Gaziantep’e gelen ekip, GAZETE27’ye özel açıklamalarda bulundu. Hayatının büyük bölümünü Deprem Mühendisliği üzerine yaptığı çalışmalarla geçirdiğini anlatan Çelebi, doğru mühendislik hizmet ve doğru denetimlerle depreme dayanıklı şehirler inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
GAZETE 27 Yazı İşleri Müdürü Ayhan Duman, Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) Ekibinden İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Çelebi ve Jeofizik Uzmanı Dr. Rufus Catchings, HCR Mühendislik ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek İnşaat Mühendisi Hacer Çiftçi ile bir araya geldi.
HAYATIM DEPREM MÜHENDİSLİĞİ İLE GEÇTİ
Sözlerine kendini tanıtarak başlayan Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Çelebi, ‘’1964 yılında ODTÜ’den mezun oldum. Mezuniyetimin ardından ABD’de Lisansüstü ve Doktora eğitimlerimi tamamladım. 1969 yılında Hoca olarak ODTÜ’ye geri döndüm. 1977 yılına kadar ODTÜ’de görevime devam ettim, bu süreçte Doçent unvanımı aldım. 1970’li yılların sonunda ABD’ye göç ettim. Burada üniversitelerde görev yaptım, özel firmalarda görev aldım. En sonunda ise yüzlerce araştırmacının görev aldığı Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ile çalışmaya başladım. Burada Yapı Mühendisi olarak görev alıyorum. Ancak tüm hayatım Deprem Mühendisliği ile geçti.’’
KAYITLAR ALIYORUZ
Deprem bölgelerine binalara cihazlar kurarak kayıtlar aldıklarını söyleyen Çelebi, ‘’USGS’deki asıl görevim binaların cihazlarla donatılması, bu yapıların deprem esnasında davranışlarının kaydedilerek araştırılmasıdır. Bunu araştırmamızdaki asıl amaç, ‘’Deprem yönetmeliklerine nasıl bir katkı sağlayabiliriz?’’ sorusuna yanıt bulmak. Özellikle ABD’nin California Eyaletinde sıklıkla depremler meydana geliyor, USGS olarak buradaki binalara cihazlar kurarak kayıtlar alıyoruz. Kayıtları da incelemeye çalışıyoruz. Alınan kayıtlar tüm dünya ile paylaşılıyor.’’
ÖNEMLİ VERİLER ELDE ETTİK
USGS bünyesinde deprem alanlarında incelemelerde bulunduğunu anlatan Çelebi, 1985 yılında yaşanan Şili Depremi başta olmak üzere çeşitli deprem sahalarında görev aldığını ve buralardan elde ettikleri verilerin önemli olduğunu söyledi. Şili depreminin hemen ardından Meksika’da da deprem yaşandığını söyleyen Çelebi, ‘’Şili’de olduğu gibi Meksika depremi sonrasında da bölgede incelemelerde bulunduk. USGS bünyesinde bulunan cihazları, deprem bölgesine götürdük ve önemli veriler elde ettik. 1990’lı yıllarda Erzincan, 1999 yılında yaşanan Gölcük Depremi ve 2002 yılında yaşanan Düzce Depremlerinde bu bölgelerde incelemelerde bulunduk. O dönemde de binalara cihazlar kurarak önemli veriler aldık.’’
6 ŞUBAT DEPREMİ SONRASI TÜRKİYE’YE DAVET EDİLDİM
Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat tarihli depremin ardından incelemelerde bulunmak üzere Türkiye’ye geldiğini söyleyen Çelebi, ‘’AFAD Yönetimi, deprem sonrasında benimle iletişime geçti. 2011 yılında yaşanan Van Depremi’nin ardından yapılarda özellikle perde beton kullanımı noktasında önerilerde bulunmuştum. 6 Şubat tarihli Deprem sonrasında Mart ayında AFAD tarafından Türkiye’ye davet edildim. 2011 yılında yaptığım önerilerin Hükümet ve kurumlar tarafından benimsendiğini gördüm. TOKİ Yetkilileri, perde beton uygulamasını yaygın şekilde kullandıklarını söylediler. Önerimin hayata geçirilmesi beni mutlu etti. Bu ziyaretim sırasında önemli kayıtlar elde ettik. Bu bölgede AFAD’a ait 600’ü aşkın kayıt istasyonu bulunuyor. Bu kayıtların bazısı 2G’ye kadar ulaşmış durumda. Kayıtların bir bölümü ise fay hattına 10 kilometre yakınında bulunuyor. Fay hattına bu kadar yakın noktadan elde edilen veriler, dünyada çok az elde edilen verilerdir.’’
YENİ NESİL CİHAZLAR KURULUYOR
USGS bağlı birimlerin farklı farklı alanlarda deprem bölgesinde incelemelerde bulunduklarını söyleyen Çelebi, ‘’Ekibimizde bulunan Jeofizik Uzmanı Dr. Rufus Catchings, dünya çapında tanınan bir isim. Artçı şokları kullanarak, deprem bölgelerindeki fay hatlarının karakteristik özelliklerini ve haritasını ortaya çıkarabiliyor. Bu konuda yeni nesil cihazlar kuracağız. 6 kişilik bir ekip olarak çalışmalara başladık. Fay hatlarına yakın noktalarda 50 kadar şebeke kuracağız. Arkadaşlarımız daha önceden planlanan yerlere giderek, buralarda çalışmalara başladı. Yeni hazırlanan Kanun ile AFAD, yapıların ve depremlerin cihazlarla izlenmesi konusunda yetkili hale getirilecek. Eylül ayında kanunun Meclis Gündemine gelmesi bekleniyor. Bizde bu noktada katkı sağlayacağız.’’
CAN KAYIPLARINI ÖNLENMEK MÜMKÜN
Depremde yıkım ve can kayıplarını önlemenin mümkün olduğunu söyleyen Çelebi, "2011 yılında Van Depremi yaşandı. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, depremden bir yıl sonrasında bir konferans düzenledi, davetli olarak konferansa katıldım. Konferansta, ‘’Yapıların Yıkılmasını, Çökmesini ve Can Kaybını Nasıl Önleriz?’’ hususunda bir konuşma gerçekleştirdim. Türkiye’de perde duvar uygulamasının önemini anlattım. Deprem Yönetmeliğinde Göreli Ötelenme Oranı isimli çok önemli bir parametre var. Türkiye’de bu oran yüzde 2. 1960 yılına kadar Şili’de durum Türkiye’deki ile aynı görünüyor. Şili’de sıklıkla büyük şiddetlerde deprem meydana geliyor. Yaşanan yıkıcı depremler sonunda Göreli Ötelenme oranını binde 2’ye indiriyorlar. Bu uygulamanın ardından Şili’de yaşanan depremlerde hasar oluyor ancak Türkiye’de olduğu gibi çökmeler ve can kayıpları yaşanmıyor. Depremde çökme ve can kayıplarını önlenmek mümkün. Bugün TOKİ tarafından inşa edilen binalarda perde duvar uygulamasının yapıldığını görüyoruz. Hatta yeni binalarda tünel-kalıp sistemi ile yapılıyor, bu da yüzde 100 perde duvar anlamına geliyor.’’
DOĞRU MÜHENDİSLİK HİZMETİ VE DOĞRU KONTROL ŞART
Türkiye’deki en büyük sorunun yapı denetimde yaşandığını kaydeden Çelebi, "Bana göre en büyük yanlış uygulamaların kontrolünde yapılıyor. Yaşanan depremlerden ne yazık ki ders çıkarılamıyor. Türkiye’de gördüğümüz tek bir örnek var. Elazığ’da Belediye, bu tür uygulamaları çok iyi şekilde denetimini yapıyor. Fırat Üniversitesi’ndeki Akademisyen arkadaşımız Elazığ Belediyesi’ne destek vererek, iyi bir kontrol mekanizması kurulmasını sağlamış. Belediyenin bu uygulamaya başlamasının ardından meydana gelen depremlerde, kontrol edilen binalarda hiç hasar olmadığı kayıtlara alınmış. O nedenle ümit var. Doğru mühendislik hizmeti alan ve kontrol edilen yapıların yıkılması söz konusu değildir.’’
ÜNİVERSİTELERİMİZ İLK 100’DE OLMALI
Türkiye’de geçmiş yıllarda eğitim kalitesinin oldukça yüksek olduğunu kaydeden Çelebi, ‘’Bizim mezun olduğumuz yıllarda ODTÜ’den mezun olan bir İnşaat Mühendisinin yeterliliği olukça iyi durumda idi. Dünyanın en etkin 500 üniversitesi listesine ODTÜ’nün de bulunduğu üniversitelerimiz girmiş. Bana göre üniversitelerimizin ilk 100’ün içerisinde olması gerekirdi. Günümüzde üniversitelerde eğitim alan öğrencilerin sayısı fazla, sınıflar çok kalabalık. Yine de Türkiye’deki birçok üniversitenin ABD’deki üniversitelerle rekabet edebilecek konumda. Amerika’da bir mühendisin lisans, lisansüstü eğitim almasının yanı sıra bir de pratik çalışma yapabilmesi için belirli bir süre çalışıp, sınavlardan geçmesi gerekiyor. Bunun sonunda aldıkları lisans ile proje hazırlama ve imza atma yetkinliği kazanılıyor. Türkiye’de de böyle bir sistem uygulanabilir.’’
FAY HATTINA UZAKLIK, ZEMİN DURUMU,
YAPI KALİTESİ ÖNEMLİ
Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat tarihli depremlerde, bazı illerde yıkımın büyük olduğunun hatırlatılması üzerine konuşan Çelebi, ‘’Depremin etkilediği illerde inşaat kalitesi aşağı-yukarı aynı seviyede. Jeoteknik olarak bakıldığında, temel derinliğini her yerde eşit olarak düşünelim. O zaman tek değişken, yırtılan fay hattına olan mesafe en önemli parametre oluyor. Örneğin zemin kayalık ise fay hattından gelen enerji 10 ila 30 kilometre arasında yarıya iner. 50 kilometreye geldiği zaman ise artık o enerji etkisiz kalır. Burada inşaat kalitesi, zemin durumu, sıvılaşma, etkenler ilave edildiğinde depremin etkisi büyüyebiliyor. Dünyanın her yerinde aynı durum geçerli… Fay Hattında yırtılma ne kadar büyük olursa etkisi de o denli büyük oluyor.’’
DEPREMİN MERKEZİ KAHRAMANMARAŞ
Depremin merkez üssü konusunda tartışmaların olduğunun hatırlatılması üzerine konuşan Çelebi, ‘’Depremin merkez üssü Elbistan ve Pazarcık olarak kayıtlara geçti. USGS olarak AFAD’dan aldığımız bilgi doğrultusunda depremin merkez üssü belirlendi.’’
YAYGARA KOPARTILIYOR
Olası İstanbul Depremi konusunda açıklamalarda bulunan Çelebi, ‘’İstanbul Deprem ifadesi bana göre yanlış. Doğru tanımlama Marmara Denizi üzerinde meydana gelecek depremlerin İstanbul’a etkisini konuşmak gerek. Marmara Denizi’nde meydana gelen depremler, İstanbul sınırına 30 kilometre mesafede meydana geliyor. İstanbul’un yüzde 70’lik bölümü kayalık. Bazı kimselere İstanbul Depremi diyerek çok fazla yaygara yapıyor, insanları korkutuyor.’’
HASARLI YAPILAR GÜÇLENDİRİLEBİLİR
Kentte bulunan eski yapıların güçlendirilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Çelebi, ‘’Eski yapıların modern yöntemlerle güçlendirilmesi mümkün. Bu noktada yapılarla ilgili yeni çıkan yönetmelikleri takip edip, binaları incelemek gerekiyor. Aynı şey depremden hasar alan binalar için de geçerli. Az hasarlı ve Orta hasarlı binalar, modern tekniklerle güçlendirilebilir. Deprem sonrası yapılan denetimlerde hatalar olabiliyor, konutların hasar durumunda değişikliler olabilir. Bu noktada güvenilir bir mühendisin giderek burada inceleme yapması, ona göre rapor vermesi gerekiyor. ’’
DEPREME DAYANIKLI ŞEHİRLER İNŞA ETMEK GEREKİYOR
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu yönündeki mesajları yorumlayan Çelebi, ‘’Türkiye bir deprem ülkesidir. Deprem ülkesinde alınması gereken önemler bazı önlemler var. Vatandaş özelinde, içinde yaşadığınız binanın deprem güvenliğini gözden geçirmeniz gerekir. Yönetimler özelinde ise depreme dayanıklı şehirler inşa etmek gerekiyor. Bunun için de doğru mühendislik hizmet ve doğru denetim şart.’’
FAY HATLARI TAKİP EDİLMELİ
Olası Adana Depremine ilişkin konuşan Çelebi, Saimbeyli’de bulunan fay hattını da takip ettiklerini söyledi. Depremlerle ilgili kesin öngörülerde bulunmaktan kaçınılması gerektiğini kaydeden Çelebi, ‘’Depremin meydana geldiği fayların devamında kalan fay hatlarında durumu takip edilmeli. Buralarda deprem olması ihtimal dahlinde’’ diyerek sözlerini noktaladı. Ayhan Duman