Depremin ardından zor bir süreç geçirdiklerini ve yeniden adapte olmanın kolay olmadığını belirten Ertuğrul Ersoy, "Erdal Güneş, bizim tekrar bu takımda olmamızdaki etkenlerden birisi" diyerek önemli bir cümle kullandı. Hedefinin yeniden A milli takıma yükselmek olduğunu belirten Ersoy, kampın ise çok yararlı geçtiğini belirtirken yaşanan deprem ile ilgili anını paylaştı. Kulübün ligden çekilmesinin ardından birçok futbolcu formunu korumak için farklı kulüplerde kiralık olarak forma giyerken Ertuğrul ise İstanbulspor ile anlaştığını ve burada görev aldığı maçlarda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını söyledi. 

İşte Ertuğrul Ersoy'un röportajının tamamı;

Öncelikle yeni sezon hazırlıkları nasıl gidiyor? Şu ana kadar üç hazırlık maçı oynadınız ve üçü de beraberlikle sonuçlandı. Nasıl geçti?

"Hazırlıklarımız iyi ve yorucu geçiyor. Biliyorsunuz depremden sonra ara verdik ve bu bizi fiziksel olarak biraz daha geriye attı. Bu sebeple alışılmışın dışında bir sezon başı deneyimliyoruz.

"Bizim için gerçekten verimli ve tempolu geçiyor. Üç hazırlık maçı da iyi geçti. Hocamızın istediklerine karşılık verdiğimiz üç maç oldu. Skor olarak berabere bitse de oyun anlayışımızın oturması adına her hazırlık maçı gibi bu üç maç da çok değerliydi."

Teknik Direktör Erdal Güneş'le takımın ilişkisi ne durumda? Gaziantep FK'nin bu sezonki hedefi nedir?

"Açıkçası Erdal Güneş bizim için çok değerli. Onu seviyoruz ve takımca ona yardım etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Önemli bir sorumluluk alıp kulübümüzün ona sunduğu teklifi kabul etti. Kendisi, bizim tekrar bu takımda olmamızdaki etkenlerden birisi. Bu kısa sürede fark ettiğim şu; Erdal Güneş ile birlikte iyi bir Gaziantep FK izleyeceksiniz."

Çok acı bir deprem yaşadık. Gaziantep de en fazla etkilenen şehirlerden biri oldu ve kulüp, ligden çekilmek zorunda kaldı. Bu kötü süreçte neler hissettin?

"Bu süreç bizi gerçekten çok etkiledi. Kulübün ligden çekilme kararı o gün için doğruydu çünkü futboldan daha öncelikli düşünülmesi gereken şeyler vardı. Deprem olduktan sonra uzun bir süre futbola dair hiçbir şey düşünmedim. Aklımda sadece birilerine yardım etmek vardı.

"Daha sonrasında kulübümüz bize ligden çekildiğimizi ve kiralık olarak gitmekte özgür olduğumuzu iletti. Bu doğrultuda hepimiz başka takımlara transfer olduk. Zor bir dönemdi.

"Oynayabileceğimiz 12-13 maç kalmıştı ve deprem bölgesinden başka takımlara kiralık olarak giden oyuncuların büyük bir çoğunluğu o süreçte istediği performansa ulaşamadı. Bu da gayet anlaşılabilir bir durum. Çünkü o süreçten sonra bu kadar kısa sürede yeni bir yere tekrar konsantre olmak çok zordu. Bunların tümüne bakınca, bizim için zor ve üzücü bir dönemdi. Umarım tekrar böyle bir şey yaşamayız, kimse yaşamaz."

Yaşanan acı depremden sonra futbola ya da hayata bakış açın değişti mi?

"Aslında deprem bölgesinde büyüyen biriyim. 17 Ağustos depreminde her eve ateşin düştüğü Kocaeli/Gölcük’te doğdum. Burası deprem konusunda gerçekten acı kayıplar yaşamış bir ilçe. Bu sebeple kendimi bildim bileli zaten deprem ile büyümüş, bunun acılarını mental anlamda deneyimleyen bir aileden geliyorum.

Depremden sonra bakış açım değişmedi çünkü zaten hep böyleydim. Futbol hiç gündemimde yoktu. Sadece ailemle birlikte olmayı ve zamanın geçmesini istedim. Hatta menajerime de gelen tekliflerle ilgilenmediğimi söyledim. Transferin son günü ise ailemle de konuştuktan sonra İstanbulspor ile anlaştım."

Depremi yaşayan futbolcular olarak mental anlamda toparlanabildiniz mi? Bu süreçte profesyonel destek alındı mı?

"Zor bir süreç ve bu süreçte herkesin desteğe ihtiyacı var. Futbola geri dönmek, Gaziantep’e dönmek konusunda desteğe ihtiyaç duyduğumu hissettim. Ekibime de bu durumu söyledim. Zaten süre gelen bir terapistim var, onunla birlikte o kötü günleri geride bıraktık."

Peki yeni sezonda bireysel olarak hedefin neler?

"Yeni sezonda odaklandığım tek şey, kendim ve takımım için elimden geleni yapmak olacak. Planladığım kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerim var. Onları yakalayabilmek için sürece bağlılığımı koruyacağım. Eğer hedefimle ilgili bir şeyler duymak istiyorsanız; birincisi tekrardan A Millî Takım kadrosunda olmak. Diğerleri ise şimdilik bende kalsın."

Son yıllarda üçlü stoperde çok fazla oynadın. Bursaspor'da Le Guen döneminde, ardından yine Le Guen ile La Havre'da. Daha sonra da Erol Bulut ile Gaziantep FK'da. İki stoperli sistemde mi daha rahatsın yoksa üçlüde mi?

"Evet kariyer yolculuğumda üçlü savunma ile oynamayı isteyen çok hoca ile çalıştım. Bursaspor, Le Havre, Gaziantep FK. Buralarda genellikle üçlü stoperde oynadım . Üçlü oynamak için sadece üç stoperin iyi olması yetmiyor, bütün ekip o sisteme uygun oyunculardan oluşmalı. Bana sorarsanız ikisinde de oynamak keyifli ama üçlü defansın ortasında oynamak bana kendimi daha iyi hissettiriyor. Orada bütün takımı arkadan görüyorsunuz. Herkese konuşmanız ve orayı yönetmeniz gerekiyor. Bu sebeple, en fazla keyif aldığım bölge orası."

Peki birlikte oynadığın en iyi stoper hangisi?

"Le Havre'da beraber oynadığım Loic Bade. Yaşı genç olmasına rağmen ciddi özelliklere sahip bir oyuncu. Potansiyelini oradayken fark etmiştim. Şu anda Sevilla’da ve geçen sezon UEFA Avrupa Ligi'ni kazandılar. Türk olarak da Çağlar Söyüncü'yü söyleyebilirim."

Seni bu zamana kadar en çok zorlayan forvet hangisi oldu?

"Bir hazırlık maçında PSG'ye karşı oynamıştık. O yüzden Kylian Mbappe... (gülüyor) Süper Lig'de ise 'prime' (zirve) dönemindeki Burak Yılmaz. Sürekli koşu yapıyor. Ofsayta düşmesinin sebebi aslında sürekli hareketli olması."

Fransa'da Ligue 2'de oynadın. Fransa futbolunu Süper Lig ile kıyaslarsan sence farkları neler?

"Oraya genç yaşımda gittim ve gittiğim yer genç oyuncularla dolu bir ligdi. Doğal olarak yüksek tempolu maçlar oynuyorduk. Süper Lig'i ise daha zorlayıcı buluyorum. Burada defans oyuncusuysanız kuvvetli ve kesici özelliklerinizin baskın olması gerekiyor."

Bu zamana kadar birçok teknik direktörle çalıştın. Sana en fazla hangisinin katkısının olduğunu düşünüyorsun? 'Benim için yeri ayrıdır' dediğin bir hoca var mı?

"Şenol Güneş, Paul Le Guen, Hikmet Karaman. Bu üç hoca benim için çok değerli ancak bir seçim yapacak olursam Şenol hocama parantez açmam gerekiyor. Seviye atladığım dönem onun dönemiydi. Onunla birlikte Süper Lig'de oynamaya başladım. 18 yaşımda bana Türkiye Kupası Finali'nde gözünü kırpmadan forma verdi. Bu yüzden benim için yeri her zaman ayrıdır."

Erol Bulut, Cardiff'te yeni bir maceraya atıldı. Sence başarılı olabilecek mi? Onu nasıl tanımlarsın?

"Erol hoca, başarılı olabilmek ve gelişmek için elinden geleni yapan bir teknik direktör. Orada da başarılı olabileceğini düşünüyorum."

Bursaspor altyapısından yetiştin. Orada 95 maça çıktın. Eski kulübünün durumu için neler söylersin? Sence Bursaspor neden bu hale geldi ve çıkış yolu nedir?

"Bursaspor konusu olduğu zaman duygusallaşıyorum. Kesinlikle şu an olduğu yerleri hak etmeyen bir camia. Futbol hayatımdaki ilklerimi orada yaşadım. İlk kez orada oynadım, A Millî Takım, kaptanlık... Hayatımda unutamayacağım şeyleri orada yaşadım.

"Çıkış yolu basit, orada bir hazine var. o hazine de Vakıfköy. Geçmişte şampiyonluk nasıl Vakıfköy'den çıkan genç oyuncularla geldiyse şimdi de bu üzücü durumdan çıkışın yolu yine oradan gelecek genç oyuncular olacak."

Son olarak, dünya futbolunda idol olarak gördüğün bir stoper var mı?

"Sergio Ramos bence gelmiş geçmiş en iyi stoper. Hem skor katkısı hem de savunmacı özellikleri onu benim gözümde en iyisi yapıyor." Spor Merkezi