Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri (TURAMEP) Sözcüsü Dr. Umut Metin, bu bağlamda yaşanmış iki örneği milliyet.com.tr’ye aktardı.
İşçi ve İşveren Arasındaki Arabuluculuk
Bir işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıkta, şirketin ekonomik zorlukları nedeniyle toplu işten çıkarmalara gidildi. Uzun yıllar boyunca aynı iş yerinde çalışan personelin tazminat yükü oldukça ağırdı. Şirket, tüm çalışanların tazminatını aynı anda ödemekte zorlandığı için arabuluculuk süreci başlatıldı.
Arabuluculukta, çalışanların haklı alacakları konusunda mutabakata varıldı. Çalışanların alacakları tazminatın ilk etapta yüzde 25'i ödendi, kalan yüzde 75'lik kısım ise 3 eşit taksite bölündü.
Böylece çalışanların tazminatları güvence altına alınmış oldu. Üstelik, daha uzun süredir çalışan bazı işçilere tazminatları 10 eşit taksite bölünerek ödeme yapıldı.
Kiracı ve Ev Sahibi Arasındaki Arabuluculuk
İkinci bir örnek, 1+1 eşyalarla birlikte kiralanan bir evde yaşandı. Kiracı, 4 yılın sonunda taşınmazdan ayrılma kararı aldı ve kira bedellerini düzenli olarak ödedi. Ancak ev sahibi, kiracının ayrılmasından sonra evin duvarlarına hasar verdiğini ve eşyalarını hor kullandığını iddia etti.
Arabuluculuk sürecinde, kiracının daha önce verdiği depozito üzerinden hasar gören eşyaların yenilenmesi kararı alındı. Bu şekilde, kiracı ile ev sahibi arasındaki uyuşmazlık, arabulucu sayesinde çözülmüş oldu.
Arabuluculuk, işçi-işveren ve kiracı-ev sahibi ilişkilerinde etkili bir çözüm yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Bu tür uyuşmazlıkların mahkeme yerine arabuluculuk ile çözüme kavuşması, tarafların zaman ve maliyet açısından önemli avantajlar elde etmesini sağlamaktadır.
Dr. Umut Metin'in aktardığı bu örnekler, arabuluculuğun işlevselliğini ve gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.