Gaziantep Kalesi, Türkiye'de ayakta kalan en etkileyici kalelerden biri olarak bilinir. Bu kale, şehir merkezinde, Alleben Deresi'nin güneyinde, yaklaşık 25 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde yer almakta ve herkesin dikkatini çekmektedir.
Kalenin tarihçesi ve kimler tarafından yapıldığına dair kesin bilgiler olmamakla birlikte, kalenin temellerinin kalkolitik döneme dayandığı ve M.S. II-III. yüzyıllarda bu bölgede "Theban" adında küçük bir şehrin bulunduğu bilinmektedir.
M.S. II-IV. yüzyıllar arasında Roma döneminde başlangıçta gözetleme kulesi olarak inşa edilen kale, zamanla genişletilmiş ve M.S. 527-565 yılları arasında hüküm süren Bizans İmparatoru Justinyanus tarafından bugünkü şeklini almıştır. O dönemde kale, önemli onarımlar geçirmiş ve güney bölümü kemerli ve tonozlu galeriler ile güçlendirilmiştir.
Bu galeriler kulelerle bağlantılı olup, kale bedenleri batı, güney ve doğu yönlerinde genişletilmiştir. Kale, yaklaşık olarak çapı ve çevresi belirtilmemiş gayri muntazam dairesel bir şekle sahiptir ve üzerinde 12 kule bulunmaktadır. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde bahsedilen 36 burçtan günümüze sadece 12'si ulaşmıştır. Kalenin etrafında genişliği ve derinliği belirtilmemiş bir hendek yer almaktadır ve kaleye ulaşım bir köprü üzerinden sağlanmaktadır. Kale köprüsünden geçildikten sonra sol tarafta İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak bilinen bir burç bulunmaktadır.
Bizans döneminden sonra Memluklar, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar tarafından zaman zaman onarılan kale, 1481 yılında Mısır Sultanı Kayıtbay tarafından, 1557 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden yaptırılmıştır.
Kale içerisinde iki yol bulunmakta; biri kale iç kesimlerine ve üstüne çıkan, diğeri ise kale odalarına, galerilere ve dehlizlere ulaşan yollardır. Ayrıca ana kütlenin altında bir su kaynağı mevcuttur.
1989 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından finanse edilen aralıklı kazı ve restorasyon çalışmalarıyla kalenin çevresi belirlenmiş, koruma duvarı inşa edilmiş, çıkış yolu iyileştirilmiş ve galeriler temizlenmiştir. Bu çalışmalar Gaziantep Arkeoloji Müzesi tarafından yönetilmektedir.
Son kazılarda, Osmanlı dönemine ait bir hamam ve camii keşfedilmiştir. Hamam, mimari olarak sade olup, teknik açıdan üstün özellikler göstermektedir. Camii, dikdörtgen planlı ve Osmanlı mimarisi tarzında olup, güney cephesinde yarım daire şeklinde bir mihrap, mihrabın yanlarında kitap koyma bölümleri ve güneyden dışarıya açılan bir kapı girişi bulunmaktadır. Mihrabın sağ tarafında ise bir minber yeri bulunmuştur.
2002 yılından itibaren devam eden kazı çalışmalarında çeşitli mimari kalıntılar, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait seramik parçaları, metal parçaları, mermi çekirdekleri, bilezik parçaları, kandiller, sikkeler, demir gülleler, çakmaklı tüfek parçaları ve mühürlü lüle parçaları ile hayvan kemikleri bulunmuştur. Hendek kazılarına da yakında başlanacaktır.