Hüseyin Ölmez'den Kritik Uyarılar
Hüseyin Ölmez, son dönemlerde yaygınlaşan topraktan ve maket üzerinden konut satışlarına ilişkin önemli açıklamalar yaparak, vatandaşları dolandırıcılık konusunda uyardı. Ölmez, "Ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeler sonucunda, orta boy tasarruf sahiplerinin birikimlerine yatırım aracı araması, konut kredilerine ulaşılmasının zor olması ve ulaşılan kredi maliyetlerinin fazla olması nedeniyle, topraktan veya maket üzerinden konut satışı tanıtımları yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu işlemler, çok sayıda konut mağdurunun bulunduğu ülkemizde yeni mağdurlar yaratma riski taşımaktadır." dedi.
Konut Alımlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ölmez, vatandaşların dolandırıcılığa karşı korunması için alınması gereken önlemleri sıraladı. Alışverişlerde kat irtifakı kurulmuş tapu alınması gerektiğini, sözleşmelerin noter aracılığıyla yapılması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, "Satıcı/yüklenici hakkında bilgi almalıdırlar: Yeterli ekonomik gücü olmayan yüklenicinin inşaatı bitirememe ihtimali yüksektir. Burada yüklenicinin de krediye ulaşmakta zorlanacağı ve kredinin pahalı olacağı dikkate alınmalıdır.
Alışverişte kat irtifakı kurulmuş tapu alınmalıdır: Kesinlikle sözleşmeye dayalı ve hisseli tapuyla işlem yapmamalıdırlar. Kat irtifaklı tapu alınırken taşınmaz üzerinde kısıtlama (ipotek, haciz, bazı beyanlar gibi) varsa alınmamalıdır: Bunun için sözleşme imzalanmadan önce satıcıdan takyidatlı tapu kaydı istenmelidir.
Ana taşınmaz kat karşılığı alınmışsa yüklenicinin teminat ipoteği verip vermediği, verildiyse ipotek sözleşmesi incelenmelidir. Satış sözleşmesi noterden yapılmalıdır: Sözleşmedeki ödemeler, inşaatın ilerlemesine bağlı olmalıdır.
Sözleşmeden bağımsız kambiyo senedi verilmemelidir: Kambiyo senedi verilirse mutlaka sözleşmede bu senetler yazılmalı ve senetler üzerine sözleşmeye bağlı olduğu yazılmalıdır.
Sözleşmelerin, “sözleşme koşulları” ile birlikte temlik edilebileceği yer almalıdır. Sözleşme yapılırken mutlaka profesyonel destek alınmalıdır." şeklinde önerilerde bulundu.
Dolandırıcılık Vakalarının Toplumsal Maliyeti
Ölmez, konut dolandırıcılığı vakalarının toplumsal maliyetine de değindi, "Mevcut konut dolandırıcılıklarına baktığımızda, inşaatlara bir miktar yatırım yapıldığını ve inşaatların yarım kaldığını görmekteyiz. Bu yatırımlar genellikle belli bir süre sonra yıpranmakta ve kullanılmaz hale gelmektedir. Dolandırılan paralarla yapılan bu aldatma yatırımlara harcanan paralar, milli servetin israf edilmesidir.
Bu olaylar belli bir süreçten sonra adli makamlara intikal etmekte ve kolluk güçlerimiz için iş gücü ve masraf oluşturmaktadır. Mevcut ve olası tüm mağdurlar genellikle mağduriyetlerinin giderilmesini devletten talep etmektedir.
Kamu otoritesi bu zararları karşıladığında, bu vergilerimizden karşılanmaktadır. Dolandırıcılıktan elde edilen önemli miktarda paramızın da yurt dışına çıktığı düşünülmelidir.
Özetle, dolandırıcılık kaynaklarımızı art niyetli kişilere kaptırmamıza ve basiretli davranmayan vatandaşlarımızın birikimlerini kaybetmelerine neden olmaktadır.
Bu durum, sadece bireylere değil, toplumumuza da zarar vermektedir. Bu nedenlerle, kamu otoritesinin de ivedi ve caydırıcı önlemler alması gerektiğini düşünüyorum." şeklinde ifade etti.