Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü ile Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Atatürk, Cumhuriyet ve Sanat paneli GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleşti.
GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Doç. Dr. Süleyman Fidan’ın moderatörlüğünü yaptığı panele; GAÜN Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Sertan Alibekiroğlu, Doç. Dr. Yavuz Sinan Ulu ve Öğr. Gör. Yılmaz Kılınç panelist olarak katıldı.
GÜZEL SANATLARIN TÜM ŞUBELERİNE AYRI AYRI ÖNEM VERİLDİ
Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözüyle konuşmasına başlayan Doç. Dr. Süleyman Fidan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında Cumhuriyetin ilanıyla birlikte aslında yüz yıl kadar önce başlayan Türk modernleşme sürecinin yeni bir sayfasını açtığını söyledi. Doç. Dr. Fidan, “Sadece ekonomik, eğitim, askeri alanda yatırımlar hedeflenmemiş aynı zamanda yurttaşın, vatandaş olarak görülen insanımızın farklı açılardan da belli bir seviyeye, olgunluğa ulaşması hedeflenmişti. Bu doğrultuda güzel sanatların tüm şubelerine ayrı ayrı önem verildi.” diye konuştu.
TÜRK’ÜN HER TÜRLÜ VASFI VARDIR
Doç. Dr. Sertan Alibekiroğlu ise Âşık Veysel’in Türk’e, Cumhuriyete ve Atatürk’e bakış açısını, Cumhuriyet ideolojisinin şiirlere nasıl yansıdığını örnekler sunarak katılımcılarla paylaştı. Doç. Dr. Alibekiroğlu, “Âşık Veysel ile pek çok âşık Türk kimliği ve yeni Cumhuriyet ile ilgili çok sayıda eser vermiştir. Âşık Veysel’in çalışmaları bunların sadece bir örneğidir ama bunun içerisinde Türk’ün her türlü vasfı vardır. “ dedi.
Atatürk Dönemi Türk Edebiyatı hakkında katılımcıları bilgilendiren Doç. Dr. Yavuz Sinan Ulu da Atatürk Dönemi Türk Edebiyatını o dönemdeki siyasi ve sosyal gelişmeler ve Tanzimat Dönemi itibariyle değişmeye başlayan edebi süreçten bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi. Doç. Dr. Ulu konuşmasının devamında, Atatürk Dönemi temsil gücüne sahip İzzet Ulvi Aykurt’u tanıttı.
TÜRK’ÜN HER TÜRLÜ VASFI VARDIR
Atatürk’ün halk oyunlarına bakışı hakkında açıklamalarda bulunan Öğr. Gör. Yılmaz Kılınç, Türkiye’de 1900 yılında ilk halk oyunları makalesinin Rıza Tevfik Bölükbaşı tarafından yazıldığını söyledi. Öğr. Gör. Kılınç “Cumhuriyet öncesinde oyunlar köylerde, kentlere inmemişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunları çok iyi biliyordu çünkü sözlü kültürde ne varsa harekette yani oyunda vardır. Bu toplumda sözde ne varsa harekete, oyuna dönüşmüştür. v.” İfadelerini kullandı.
Panel sonrasında katılımcılar ve panelistler tarafından Atatürk’ün sevdiği halk oyunları ile çeşitli yörelere ait zeybek oyunları oynandı.