6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında getirilen yeni düzenlemeler, işletmelere maliyet açısından ek yük oluşturuyor. Özellikle küçük işletmeler, bu kanunun getirdiği zorunlulukları yerine getirmekte zorlanırken, Gaziantep esnafı bu düzenlemenin ekonomik olarak külfet yarattığını belirtti. Mali Müşavirler, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin bazı firmalar tarafından yalnızca kâğıt üzerinde gerçekleştirildiğini ifade ederken, denetim süreçlerinin yeterince etkili olmadığını vurguladı. İşletmelerin kanuna uymaması durumunda ise yüksek idari para cezaları uygulanacağı belirtildi.
“Bu Kanun Küçük İşletmeler İçin Külfettir”
Bütün işletmeleri kapsayan bu kanun hakkında Mali Müşavir, “Bu kanun küçük işletmeler için külfettir. Yani kanun ne diyorsa önüne geçemeyiz. Ama benim kendi fikrimce atıyorum, küçük bir büfe veya işçisi olan küçük bir işletmeler için aylık en az 2000 liradan bahsediliyor. İnsanlar 3-5 kuruş kazanabilmek için o kadar çaba sarf ediyor. Bu tür iş yerleri için külfet olduğunu düşünüyorum.” dedi.
İş sağlığı güvenliği konusunda getirilen bu kanun için şirketler tarafından denetimleri parayla tutulup getirildiğini vurgulayan Müşavir, “Zaten çok firma göstermelik, kâğıt üzerinde anlaşıyor. Sadece sisteme giriyor öyle bir denetimde söz konusu değil. İş güvenliği uzmanları sadece oraya sözleşme ile giriyorlar, başka hiçbir iş yapmıyorlar. Aylık belli bir ücret alıyorlar. Böyle çalışanlar da var yani böyle çalışan İSG firmaları da var.” şeklinde konuştu.
Ayrıca bir de yeni yasa öncesi uzmanlar sınavsız alındığı bilgisine ulaşıldı. Kanun bundan sonra çıkartılmış olduğu iddia ediliyor.
Müşavir, “Birçok uzmanlık gerektiren işlerde ilk etapta çok basit bir şekilde herkese yetki verildi. Sonra o belge bir işe yaramaya başlayınca insanlar bu sefer sınava tabi tutuldular. Belge almak zor oldu. Şu anda ise mesela yeminli Mali Müşavirlik için de aynı şeyler oldu. Vergi müfettişlerine bir hak tanındı. Sınava girdiler 1000 kişi girdi sınava 998 tanesi belgesini aldı. 2 tanesi niye alamadı onu bilemiyorum yani. Bu kadar basit olmamalı bazı şeyler bir belgenin bir emeğin karşılığı olmalı. İnsanlar sertifika için hiç eğitime gitmeden almamalı. Birçok insan sadece ufak bir sınava tabi tutularak da havadan belge aldı.” ifadelerini kullandı.
Bütün işletmelere getirilen kanun hakkında Gaziantep yerel esnafı görüşlerini şöyle aktardı;
“Bizim ülkemiz denetimsizlik ülkesi, ne yazık ki sağlam denetimciler yok. Bunu da pek inandırıcı bulmuyorum. Ve doğru sistem olduğunu düşünmüyorum. Yani bu konuda fikrim bu yönde. Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki acı gerçekler bunlar. Sağlam denetlenseydi başımıza bu felaketler gelmezdi. Ve iş kazaları da bu denli çok olmazdı. Bağımsız denetçileri devletin bağımsız bir şekilde denetlemesi lazım. Devletin denetçi sayılarını attırmaları gerekir. Ücretli denetçilerle ne kadar güvenirlilik sağlansın ki. Gerçekten önüne geçmek istiyorsak doğru denetim yapılmalı.”
Gaziantep Çarşıda küçük işletmesi bulunan esnaf, “Sağlık her şeyden önemli bu yüzden iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi kanununa uyacağız. Bizler için külfetli olacak ama yapmamız gerekiyor. Burada 10 tane sigortalı işçi çalıştırıyorum. Sağlık çok önemli ve hassas bir konu ve kanun ne diyorsa yapmak zorundayız. İşletmemizde tüpte bulunduruyoruz. Ocak kullanıyoruz. Gerekli ve olması gereken bir durum. Bütün işletmeler için güvenlik konusunda önemli bir adım.” dedi.
"Devlet Bunları Takip Etsin Biz Küçük Bir İşletmeyiz"
İş güvenliğindeki yeni yönetmelik hakkında bir başka esnaf ise, “Büyük yerler daha çok denetlenmeli. Bir bakıyoruz otellerde yangın merdiveni var ama aşağısı otopark yani doğru yapılmadığı için insanların canı hiçe sayılıyor. Bir yangın çıksa adamlar arabaların içine mi atlayacak? Devlet bunları takip etsin biz küçük bir işletmeyiz. Yangın tüpümüz de var. Bir yangın ya da bir kaza da gerekirse hortumla, çevre esnafla ve itfaiye desteğiyle önüne geçeriz. Ama ekstra bu kanunla zorunlu hale getirilmesi bizlere masraf oluyor. Bunun bizlerle alakası yok bu zorunluluk fabrikalara, otellere getirilmeli. Yani o zaman evlere de iş güvenliği isteyecek. Alınıyorsa evlere de alınsın o zaman.” şeklinde konuştu.
Hangi İşletmeler Bu Kapsama Giriyor?
İş yerinin 50’den az çalışanı olup olmadığının belirlenmesi için şu kriterler dikkate alınır:
Aynı işverene ait, Türkiye genelinde birden fazla tescilli ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yeri bulunuyorsa, bu iş yerlerinin tespiti Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinden yapılır.
İşveren ile sözleşmeli çalışan alt işverenlerin işçileri, toplam çalışan sayısına dahil edilmez.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında çırak veya stajyer olarak çalışan öğrenciler, çalışan sayısı hesaplamasına katılmaz.
Sağlık gözetimi kapsamında, Bakanlık tarafından belirlenen eğitimi almış işveren veya işveren vekilleri tarafından yürütülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri; işe giriş muayeneleri, periyodik sağlık kontrolleri ve tetkikleri kapsamaz. Bu hizmetler, iş yeri hekimlerinden alınabileceği gibi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kamu sağlık hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de sağlanabilir.
Yükümlülüklere Uymamanın Cezai Sonuçları
İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, 6331 sayılı Kanun kapsamında idari para cezaları uygulanacaktır. 2025 yılı itibarıyla geçerli olan cezalar şunlardır:
İş güvenliği uzmanı ve/veya iş yeri hekimi görevlendirmeyen işverenlere, eksik her bir görevli için 88.663,00 TL ve aykırılığın sürdüğü her ay için aynı tutarda ceza kesilecektir.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürüten kişi veya kurumların görevlerini yerine getirmesi için gerekli mekân, ekipman, araç ve zaman gibi ihtiyaçları karşılamayan işverenlere 26.557,00 TL idari para cezası uygulanacaktır.
İş yerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamayan işverenlere 26.557,00 TL ceza verilecektir.