Gaziantep’in Bitmeyen Derdi: Göçmenlik

Gaziantep, Türkiye’nin hem nüfus hem de ekonomi açısından önemli bir şehri olmasının yanında yoğun bir göç dalgasının yaşandığı kentlerin başında geliyor. Özellikle ticari ve sanayi açısından gelişmişliği sebebiyle bölgede önemli ölçüde bir cazibe yaratan Gaziantep’te son yılların en önemli sorunu göçmelik olgusu haline geldi. Son dönemlerde pandemiden ve Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik daralmadan dolayı artan hayat pahalılığı Gaziantep gibi önemli şehirleri daha da çok zorluyor. Yoğun göç dalgasının önemli merkezlerinden olan Gaziantep’te vatandaşlar göçmenler ve göçmenlik hakkındaki görüşlerini belirttiler.
Vatandaşların göçmenlikle ilgili genel olarak ekonomik daralmaya neden olduklarını gerekçe göstermeleri en önemli detay oldu. Vatandaşlar “Kente son yıllarda gelen göç dalgası bütün piyasaları alt üst etti. Özellikle konut fiyatlarını en başa koymak gerekir. Çünkü sürekli gelen göç dalgasından dolayı mevcut konutlar talebi karşılayamamakta ve bundan dolayı da fiyatlar tavan yapmaktadır. Sadece kira fiyatlarının dahi son birkaç yıl içerisinde neredeyse üç kat arttığını söyleyebiliriz. Bu kadar talebin olduğu yerde sadece konut fiyatları değil diğer piyasalarda da hızlı bir artış olması gayet normal. Hayat pahalılığı günden güne artıyorsa bunda mutlaka göçmenlik olgusunun da göz ardı edilemez bir payı var” ifadelerini kullanarak ekonomik sorunlar ile göçmenlik ilişkisine dair demeçler verdiler.
Dile getirilen diğer bir sorun ise toplumsal uyum konusunda problemler olduğu ifade edildi. Vatandaşlara göre Suriye, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin hem ülke genelinde hem de Gaziantep kentinde önemli bir entegrasyon problemi yarattıklarını belirttiler. Sosyal uyum konusunda göçmenlerin sorunlar yaşadıklarını belirten vatandaşlar “Allah kimseye savaşın sıkıntıklarını yaşatmasın. Ancak gelinen noktada mevcut ekonomik sorunların yanında çeşitli toplumsal sorunlarla da karşılaşıyoruz. Uzun zamandır burda olmalarına rağmen ne dil ne kültür ne de sosyal ahlak açısından bir uyumlaşma gösterdiler. Hatta bütün bunları gerçekleştirmek yerine aksine uyumlaşmamak için adeta mücadele gösteriyorlar. Sadece kendi aralarında sosyalleşiyorlar. Mecbur kalmadıkça yerel insanlarla iletişime geçmek istemiyorlar. Yaşadığımız bu toplumsal ayrımlaşma dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur” sözlerini kullandılar.