En beğenilen milletvekilleri açıklandı En beğenilen milletvekilleri açıklandı

Fedaioğlu, Meriç’in sosyal medyada yaptığı açıklamaları, “mesnetsiz bir kurguyla dillendirme çabası” olarak nitelendirirken, bu eleştirilerin siyasi üslup ve nezaket kurallarını hiçe sayan bir yaklaşım olduğunu vurguladı.

Meriç bu açıklamalara karşılık ‘’AKP’nin gerek Gaziantep’te gerekse il dışı toplantılarda muhalefeti yok sayarak “ORTAK AKIL” sloganıyla gerçekleştirdiği ziyaretler, toplantılar, festival gibi etkinliklerdeki ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı anlayışa ilişkin yaptığım açıklama, AKP’nin MÜSİAD’dan atanmış İl Başkanı Fatih Fedaioğlu’nu rahatsız etmiş. Tahammülsüzlük nöbeti geçiren bir hükümdar gibi düzmece bir bakış, kaçamak laflar ile AKP’nin kin kusan anlayışlarından kesitler sunmuş. Göreve geldiği günden beri kentin mülteci sorunu başta olmak üzere, sağlık, eğitim ve diğer yaşamsal sorunlarına ilişkin tek bir açıklama yap(a)mayan Fedaioğlu’nun, küçük bir eleştiri sonrası bülbül kesilmesi, tahammülsüzlük alanında ödüle layıktır. Biz diyoruz ve istiyoruz ki kent, yaşamsal anlamda sorunlarla boğuşuyor. Giderek yaşanmaz bir hâl alıyor. Bu süreçte, çözüm için siyaseti bırakıp milletvekili, oda başkanı, belediye başkanı ve kentin tüm organlarıyla birlik, beraberlik ve sözde değil, özde ortak akılla çalışalım. Bu bir eleştiriden öte bir temenni ve öneridir. Ancak her defasında muhalefeti öteleyen bir anlayışla çözüm arandı ve hâlâ aranıyor. Kentin birçok alanda sorunlarla boğuştuğunu ve adeta yoğun bakıma girdiğini, kentin yerel basınını takip eden, çarşı-pazarda vatandaşları dinleyen herkes net bir şekilde biliyor ve anlıyor. Fedaioğlu, “Evet, güzel fikir. Muhalefeti de bu toplantılara davet edelim. Hem dezenformasyon ile uğraşmayız hem de bir birliktelik inşa edilir.” diyeceğine, “Biz siyasi toplantı yapmıyoruz.” diyerek mesleki hayatıma ağır hakaretler sıralıyor ve konuyla ilgisi olmayan bir açıklama yapıyor. Ben de Fedaioğlu’na soruyorum: Sizin belediyelerinizin organizasyonlarında, son olarak Gastronomi Festivali toplantısında, başköşeye İl Başkanı olarak mı yoksa un imparatoru olarak mı oturdunuz? En kalitesiz ekmeği üreten Gaziantep’te uncu bir il başkanı olarak nasıl bir çözüm öneriniz var, merak ediyorum! Muhalefet il başkanlarını neden davet etmiyorsunuz bu toplantılara? Şahsımı MÜSİAD’da ağırladığınızı ifade etmişsiniz. Ne büyük bir lütuf. MÜSİAD bir sivil toplum örgütüdür, sizin şahsi makamınız değil. Ben de oda başkanlığı yaptım. Ama kimseye "Seni ağırladım." diye başına kalkmadım. Bu nasıl bir seviye, bu nasıl bir bakış açısı! Açıklamanızdaki çaresizlik ve nezaketsizlik bir yana, dersini iyi yapamayan bir öğrencinin gerekçelerini sıralamışsınız adeta. Ama eleştiri ile önerinin veya özeleştiri ile kin ve öfkenin ayrımını oturduğunuz koltuk bile sizden iyi bilir. Bilmiyorsanız anlatayım: Eleştiri, yol gösterici olduğu ve doğrultma çabasıyla yapıldığı sürece değerlidir. Eleştirinin hedefi yanlışı yıkmak olmalı. İnsan, eleştiriyi kendi doğrularına göre değil, toplumun doğrularına göre yapmalıdır. Eleştiri, kişilik kazandırmak için yapılır; muhatabın kişiliğini bozmak için değil. Eleştiri, yıkıcı değil, aksine ustalıkla yapıcıdır. Eleştirmek, sıkıntı üretmek demek değil; önceden oluşmuş sıkıntılara çözüm sunmaktır. Zaten kaliteli eleştiri de alternatif çözüm üreten eleştiridir. Bu yapılırken de iyi niyet hissettirilmelidir. Sizin parti içindeki eleştiri ve özeleştiri anlayışını iyi okuduğunuz, açıklamalarınızdaki kesitlerden net bir şekilde görünüyor. Bakın, ben sizin ne mesleğinize ne de şahsiyetinize sınırları aşarak tek kelime etmedim. Ama size tavsiyem: Her iki açıklamayı da alıp Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gidin. Önünüze çıkan ilk kişiye iki açıklamayı verin, okutun ve sorun: “Bu milletvekilinin anlattıklarını inşaata nasıl bağlayabiliriz?” diye. İnanın sizden iyi bağlarken ve sizi “Ahçiği Yolladım Urum Eline” Elazığ türküsü ile uğurlar, arkanızdan da hüngür hüngür ağlarlar ve “Bu adam hükümetim il başkanıysa ben de memleketin en aklı selimiyim.” derler. Bakın Sayın Fedaioğlu; CHP’de siyaset yapan birisi olarak, sizden önceki başkanlar Ökkeş Eruslu, Ahmet Uzer, Eyüp Özkeçeci ve Murat Çetin ile görüş ayrılıklarımız oldu. Ancak, ne onlar ne de şahsım hiçbir zaman seviyeyi düşürmedik ve sokak jargonuyla birbirimize seslenmedik. Son olarak, AKP’nin önceki İl Başkanı Murat Çetin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in daveti üzerine Valimizin başkanlığında ‘deprem’ konulu bir toplantı gerçekleştirdik. Ve göreve siz geldiniz. Bu birlikteliği sürdüreceğinize, muhalefet ile iktidar partisi arasındaki köprüyü yıktınız. Daha koltuğa oturmadan “gaflarla” gündeme gelen bir il başkanına doğru ile yanlışı anlatacak değilim. Zira bunlar ilkokul yıllarında her öğrenciye anlatılan konular. Ama şunu bilin ki, güneşi balçıkla sıvama, gözünüzü kapatarak sadece kendinize gece yapma telaşınız trajikomik bir vakadır. Amacınız üzüm yemekse buyurun, kentin yaşamsal alanındaki tek bir soruna ilişkin bir açıklama yapın ve beni yanıltın. Ama yapamazsınız; sizin meseleniz bağcı ile... Şunu da bilin ki böyle çaresiz metinlerle o koltukta sizi fazla oturtmazlar. Size tavsiyem: Söz konusu açıklamanızı parti genel merkezinize de gönderin; bakarsınız ödül verirler. Zira kent yaşamsal alanda geriye gittikçe sizin ödülleriniz artış gösteriyor. Buna “ortak akıl” mı diyelim, yoksa “hizmet üstüne hizmet” mi? Son olarak şunu ifade etmeliyim ki, koltuk sevdası memleket sevdasından daha fazla olan bir anlayıştan farklı bir cevap beklemiyordum. Kent sorunlarına susarak milletvekili de yaparlar sizi. Ama bu halk, sorunlar karşısında ihanet edenleri asla unutmadı ve unutmayacak. Mazeret çerçeveli konuşmak ve olmayan şeyleri anlatmak sağlıklı bir insan işi değildir. Şehir Hastanesi’nden sıra alıp bir check-up yaptırın derim. Tabii nüfusunuzu kullanmadan sıra alabilirseniz! Kavga siyasetiniz sizin olsun. Gündemi değiştirmek için kısır çekişmeler oluşturma çabanıza ışık yakmayacağız elbet. Çünkü, 20 yıldır en başarılı olduğunuz alan bu. Biz, kentin sorunlarının çözümü adına omuzumuzdaki vebali taşımaya devam ediyoruz. Size son önerim; gidip eski başkanlardan ders alın. Koltukta nasıl oturulur, lisan-ı dil nasıl kullanılır? Bu iş tweet atıp silmeye benzemez. Bu toplum sözü değil, sesi yükselenlerden çok çekti. Siz de sözünüzü yükseltmek için kelimelerle dans etmeyi, cümlelere naif anlamlar yüklemeyi tercih edin derim. Bunu da inşaata bağlarsanız, zat-ı alinizi ilk ben tebrik ederim. Zira anlatmak kadar anlamak da bir erdemdir. Siz sabah kalktığınızda aynaya bakıp gördüğünüz üslup ile yazmışsınız, ben de sabah kalktığımda aynada gördüğüm üslup ile yazdım. Aramızdaki yegâne fark bu! Bilinçaltınız ne ise kalemizden de o damlar. Siz zahmet etmeyin anlayan bugün değilse yarın elbet anlar…’’ ifadelerini kullanarak karşılık verdi.

Kaynak: Barış Kaya