Gaziantep Ticaret Odası (GTO) eylül ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında; Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında yaptığı konuşmada Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın tarihine değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, “Yassıada tarihi boyunca sürgün yeri olarak kullanılmış bir ada Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi olarak adlandırılan 1960 darbesi sonrası merhum Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamlarıyla sonuçlanan yargı sürecine ev sahipliği yapmış halk arasında “Yaslı Ada” olarak da anılan ada. Meclis toplantımızdan önce de hep birlikte gezip gördük, o yılları hep birlikte hissettik. Adanın bu hale dönüşmesinde ve içerisinde bulunduğumuz bu tesisin yapılmasında büyük emeği olan çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Cumhuriyet tarihinin, demokrasinin en karanlık günlerine tanık olan Yassıada, şimdi Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak yeni bir döneme başladı. Böylesi karanlık günlerin bir daha yaşanmamasının yolu da demokrasiye sıkı sıkı sarılmamızdan geçiyor. Demokrasi vazgeçilmezimizdir” dedi.
“Tek misyonumuz ticaret değil”
Gaziantep Ticaret Odasının eylül ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında meclis üyelerini bilgilendirerek güncel ekonomik konuları değerlendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nı gezerken Türk demokrasi tarihine kara bir leke olan günlere tanıklık ettiklerini söyledi. Yıldırım, “Cumhuriyet tarihimizin bu karanlık dönemine tanıklık ederken; eminim ki iş dünyasını temsil eden Gaziantep Ticaret Odası meclis üyeleri olarak hepimiz demokrasinin, adaletin, istikrarın, hukukun ne kadar değerli olduğunun bir kez daha farkına vardık. Aslında bu farkındalığın anlamı şu: Meclis olarak tek görevimiz mesleki gelişim, meslektaşlarımızı temsil değil! Aynı zamanda bu temsili yapacak ortamın tesisinden de sorumluyuz. Demokrasi ve hukuk olmayan bir ortamda hangi mesleği temsil edebiliriz ki? Hukukun ve istikrarın olmadığı bir ortamda nasıl bir ekonomik performans bekleyebiliriz ki. Unutmayalım tek misyonumuz ticaret değil! 41 yıl önce yaşanan 12 Eylül Askeri Darbesi’ni de, 61 yıl önce yaşanan 27 Mayıs Darbesi’ni de unutmadan, ders çıkararak; demokrasimize, hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak da bizim misyonumuz” ifadelerini kullandı.
“Yeşil ekonomi beklentilerini karşılamak zorundayız”
Değer oluşturmak kavramının artık markadan ve teknolojiden öte bir boyut kazandığını, sadece değer yaratıp yaratılmadığına değil, var olan değerleri ve geleceği koruyup korumadığına da bakıldığına dikkat çeken Başkan Yıldırım, dünyadaki yeni büyüme modelinin çevreyi kirletmeden, doğal dengeleri ve ekosistemi bozmadan gerçekleştirebilecek bir model olduğunu belirtti. Her platformda Gaziantep’in ihracat başarısından bahsettiklerini fakat bu başarılı performansın sürdürülebilirliğini sağlamak için yeniliklere adapte olmaları gerektiğini ifade eden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gaziantep’in başarılı performansının devam etmesi için küresel ekonominin yeşil ekonomi beklentilerini de karşılamak zorundayız. Aksi takdirde ürünümüzü ülke sınırlarından bir adım öteye gönderemeyiz. Devreye girecek olan Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı da zaten bunu zorunlu kılacak. AB Yeşil Mutabakatı doğal dengeyi koruyarak üretimi hedefleyen bir program… Yeşil mutabakat standartlarına göre mal ve hizmetleri üretemeyen ülkeler AB’ye satış yapamayacak. Gümrüklerde ürünü üretirken ne kadar karbon salınımı yaptığımıza, çevreyi ne kadar kirlettiğimize bakılacak. Karbon emisyonları vergilendirilecek. Eğer kendi Emisyon Ticaret Sistemimiz olursa vergiyi biz alıp, ürün AB’ye girerken mahsup edilebileceğiz. Böyle bir düzenleme yoksa vergi doğrudan sınırda AB’ye ödenecek. AB’nin ortalama ton başına 50 Euro karbon vergisi aldığını ve ihracat hacmimizin de aynı kaldığını varsayarsak, yılda AB’ye sınırda ödememiz gereken vergi, yaklaşık 2 milyar dolar olacak.”
Yeşil Ekonomi GTO Gündeminde
GTO olarak Yeşil Ekonomi için harekete geçtiklerini ifade eden Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın finansal istikrar raporu ve Ticaret Bakanlığı’nın eylem planından sonra 2022-2024 dönemini kapsayan Yeni Orta Vadeli Program’da da yer alan Yeşil dönüşüm için biz de çalışmaya başlıyoruz. İhracatçı bir kent olarak AB pazarını kaybetmemek, küresel piyasalarda rekabet gücümüzü artırmak için üyelerimizi bu sürece hazırlayacak projelerimizi de yakın zamanda hayata geçireceğiz” diye konuştu.