Kanser hastalarına, kişiselleştirilmiş tanı ve hastalığına hedeflenmiş tedavi imkanını bir arada sunan, yeni bir tanı ve tedavi konsepti olan ‘‘Teranostik‘‘ bölgede öne çıkan hizmetlerde göz dolduruyor. Teranostik sözcüğü; İngilizce “diagnosis” (tanı) ve “therapy” (tedavi) kelimelerinden türetilmiştir. Bu uygulamada, tanı, hedefe yönelik tedavi ve tedavi yanıtının izlenmesi bir arada sunulmaktadır. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nükleer Tıp Doç. Dr. Füsun Kökçü Teranostik yaklaşımın, hastalığa özel molekülleri, hem tanısal görüntüleme hem de radyonüklid tedavi olarak, bir arada kullanma imkanı sunduğunun altını çizdi. Nükleer Tıp Doç. Dr. Füsun Kökçü yaptığı açıklamada: ‘‘Teranostik tıp dünyasında yeni gelişmekte olan bir alandır. Tümöre özgül bir ilaç ile görüntüleme yaparak saptanan tümör ve metastazlarının, nereye gideceği, ne kadar gideceği ve hastalıklı dokuyu etkileme gücü önceden bilinen yine özgül bir ilaç ile tedavi edilebildiği bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, geleneksel tıptan kişiye özgü çağdaş tıp uygulamalarına geçiş yapılmasını sağlamaktadır. Kişiselleştirilmiş kanser tanı yönteminde, akıllı moleküller aracılığı ile kanserli dokular hedeflenerek yüksek hassasiyetle tespit edilir ve ardından aynı akıllı molekül, bu kez teranostik tedavi için uygun olan formda uygulanarak, kanserli dokulara tekrar yönlendirilir'' dedi.


Sağlam hücreler korunuyor
Uygulanan doz büyük oranda kanser hücrelerinde yoğunlaşırken, sağlıklı hücreler de optimum düzeyde korunmuş olur. Nükleer Tıp tarihindeki ilk teranostik ajan; tiroid kanseri hastalarında tedavi ve görüntüleme için kullanılan radyoaktif iyot’tur. Tiroid kanseri hastalarında ilk radyoaktif iyot tedavisi 1946 yılında yapılmıştır.


Teranostik Tedavi uygulanan durumlar
Geleneksel sistemik kanser tedavi seçeneklerinin en bilinen ve yaygın kullanılanı olan kemoterapiyle, yüksek dozda verildiğinde başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Fakat, sağlıklı doku ve organlar üzerindeki ciddi yan etkiler, kanser hücrelerini tedavi edebilecek dozlara ulaşılmasını engellemektedir. Teranostik ilaçlar ile yapilan tedavilerde ise öncelikle kanser hücresi hedeflenmekte, bu arada sağlıklı hücreler de olabildiğince korunmaya çalışılmaktadır. Kemoterapi ile tedavi başarısı sağlanamamış hastalarda, teranostik uygulamalar, etkin ve umut vaat eden başarı oranları ile tedavi imkanı sunmaktadır.


Teranostik tedavinin geleneksel yöntemlerden farkı
Teranostik uygulamalar hastalık odaklı değil, hasta odaklı olması nedeniyle geleneksel tedavi yaklaşımından, çağdaş “kişiselleştirilmiş tıp” yaklaşımına geçişi sağlamaktadır. Teranostik tedavi uygulamalarında doğrudan kanserli hücreler hedeflenir ve bu sayede sağlıklı dokuların radyasyon alımını en aza indirerek hastalığın çok daha etkin bir şekilde tedavi edilmesi sağlanır.


Teranostik uygulamalar ile tanı ve tedavi
Teranostik uygulamada bir yandan teşhis ve tedaviye yanıt amaçlı görüntüler elde edilirken, bir yandan da aynı ajanın hedefe yönelik tedavi amacıyla kullanılması mümkündür. Bu yaklaşım, standart bir tedavinin uygun olmadığı ya da yetersiz kaldığı hastalarda gereksiz tedavileri ortadan kaldırabilmekte ve/veya ilaç seçimini optimize etmeye yardımcı olabilmektedir.
Hastanenin Nükleer Tıp Ünitesinde verilen hizmetler arasında ise ''Metastatik prostat kanserinde Lutesyum 177 PSMA tedavisi, Multimetastatik kemik ağrı palyasyonu ve tedavisinde Lutesyum-177EDTMP tedavisi, Kemiğe metastatik prostat kanserinde, Radyum-223 tedavisi, Nöroendokrin tümörler, Lutesyum-177 DOTA TATE tedavisi, Tiroid kanseri, Radyoaktif İyot tedavisi, Karaciğer tümörleri, Y-90 Mikroküre tedavisi'' yer alıyor.


Lutesyum-177 PSMA tedavisi nedir?
Medical Point Gaziantep Hastanesi Nükleer Tıp Doç. Dr. Füsun Kökçü Prostat kanserinde, GA-68 PSMA PET/BT ile prostat kanserine ait tümöral dokular yüksek duyarlılık ve özgüllükte görüntülenebildiğini ve Lu-177 PSMA ile bu tümöral dokuların özgül ve hedefe yönelik tedavisi yapılabildiğini söyledi. Doç. Dr. Kökçü, Bu tür, teranostik uygulamaların oldukça başarılı ve yeni bir yöntem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kökçü,Lu-177 PSMA tedavisinin, metastatik kastrasyona dirençli prostat kanserini tedavi etmek için, giderek daha fazla kullanılan yenilikçi ve etkili bir tedavi olduğunu belirtti.


'‘Tümörlerde oldukça etkili‘‘
Genellikle, diğer onaylanmış yöntemlerle tedavi seçeneklerinin tükendiği, etkisiz olduğunun gösterildiği veya hastaların bunları tolere edemediği durumlarda, takip eden hekimin önerisiyle kullanılır. Bu tedavi ile; tümör boyutunu küçültmeye ve tümörün çoğalmasını önlemeye, ayrıca tümörün neden olduğu bulgu ve şikayetleri (semptomları) azaltmaya ve uzun süreli iyileşme elde edildiği gösterilmiştir. Şu anda ülkemizde ve dünyada, ilerlemiş ve metastatik prostat kanserli olgular için bu tedavi hizmetini sunan sınırlı sayıda klinik bulunmaktadır.


Lutesyum-177 PSMA tedavisi
PSMA, çok sayıda hücresel fonksiyona sahip, sağlıklı prostat hücre zarında bulunan bir protein türü olarak biliniyor. Her ne kadar sağlıklı prostat hücreleri doğal olarak çok düşük seviyelerde PSMA oluştursa da kanserli prostat tümörleri son derece yüksek seviyelerde (genellikle normal prostat hücresinden 1000 kat daha yüksek) PSMA oluşturuyor. Prostat kanseri vücudun diğer bölgelerine metastaz yapmışsa, PSMA bu bölgelerde görülebilir. Lu-177 atomu, PSMA adını verdiğimiz taşıyıcı moleküle ekleyebildiğimiz, radyoaktif beta parçacıkları gönderen radyoaktif bir elementtir. Lu-177 PSMA damar yoluyla uygulandığında, PSMA’nın bulunduğu tümör dokularına gider ve hastalıklı tümör dokusundaki PSMA reseptörlerine tutunduktan sonra, radyasyon yayarak bu kanser hücrelerini yok eder. Lu-177 PSMA tedavisi kanser dokusunu hedef aldığından, vücudun diğer bölgelerinde alınan ışın dozu çok az düzeylerde olur. Lu-177 PSMA’nın tümör hücreleri tarafından tutulmayan kısmı ise tükürük, idrar ve dışkıya geçerek vücuttan atılır.
Metastatik kastrasyona dirençli prostat kanseri (mCRPC) olan ve onaylanmış (alternatif) tedavi yöntemleri tükenmiş/uygun olmayan hastalarda, sorumlu hekimin önerisiyle uygulanabilir.

Editör: Haber Merkezi