Sağlık Mil-Sen Genel Başkanı Mustafa Taç istişare toplantısında gerçekleştirdiği konuşmada, “Toplantının ilk olması, farklı fikir ve düşüncelere sahip daha birbirini tanımayan sizlerin, çalışanlarımıza, milletimize, devletimize ve bayrağımıza hizmet için bir araya toplanması, kısa zamanda örgütlenmesi bizler için kıymetli ve önemlidir” dedi.

“Güçsüzü yalnız bıraktılar”

Taç, konuşmasının devamında Mil-Sen’in kuruluş amacını ise, “Mevcut sendikaların üye sayılarının zirve yapması, buna bağlı olarak ekonomik gelirin artması ile güç zehirlenmesine bağlı, nahoşluğun içine düştüler. Üyelerini unuttular. Biz yerine ben söylemeye başladılar. Hak ve hakkaniyetten uzaklaştılar. Hak gözetmeksizin güçlünün yanında oldular. Güçsüzü yalnız bıraktılar. Sendikacılığa ve sendikacılara bakış açısının değiştiği çalışanlarımızın umudunun tükendiğini ve yalnız bırakıldığını görmek bizleri endişelendirdi. Gelecek için elimizi taşın altına koyma vakti geldi diyerek; önce ahlak ve maneviyat hak ve hakkaniyetten yana, adalet ve liyakatten ödün vermeden, saha sendikacılığı, çalışanın yanında, sorunlara yerinde çözüm bulmak, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak adına Mil-Sen Konfederasyonu ve bağlı dokuz iş kolu ile birlik kuruldu. Sağlık Mil-Sen olarak kuruluşumuzun hemen ardından Covid-19 pandemi sürecine denk gelmesi ve sinsice yapılan karalama kampanyalarına karşı dik duruşumuz, sabırla hareket etmemiz, saha sendikacılığı anlayışı ile 78 il, 386 ilçe ziyareti yaparak kısa zamanda çalışanlarımızın umudu olma yolunda adını duyurmuştur. Sahada doğruları söylemekten çekinmedik dik durduk.  Kısa zamanda sendikalar arasında Sağlık Mil-Sen' i üst seviyelere taşıdık” sözleri ile anlattı.

“Yaptıkları hesap tutmadı”

Toplu Sözleşmenin yürürlüğe girmeden geçerliliğini kaybettiğini dile getiren Mustafa Taç, “Çalışanlarımız adına kazanım elde etmeleri gerekirken, kendi saltanatlarını ve koltuklarını sağlama almak için kazanım elde ettiler. Kazanım diye sahada boy gösterip anlattıkları her şey ellerinde patladı ve Toplu Sözleşme yürürlüğe girmeden geçerliliğini yitirdi. Yaptıkları hesap tutmadı. Örnek, yüzde 1’lik baraja karşı Danıştay'ın verdiği iptal kararı. Çalışanlar arasındaki özlük mali kazanımlarda yaptıkları ayrımcılık sonucu kendileri de kazanımlarına karşı iş bırakma eylemi kararı aldılar. Bu kararı uygulamada bile kararsız kaldılar. Bunun gibi birçok konuda entrika ve senaryolarla dolu Toplu Sözleşme'yi kabul ettirmeye çalıştılar. Ama olmadı. Çünkü doğruluktan hak ve hakkaniyetten ayrıldılar. Biz de doğruları söylemekten imtina etmedik. Bizim doğruları söylemek için yemin etmeye ihtiyacımız yoktur. Çıktığımız yola inandıysak, attığımız adımlardan korkmuyoruz. Böylece 7/24 milletimize hizmet veren pandemi sürecinin kahramanları sağlık çalışanlarımızın özlük ve mali hakları mesleki açıdan korunamamıştır. İnsan hayatını her şeyin üstünde tutan sağlık çalışanlarımız en çok sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalan tek meslek gurubudur. Ömrünün en güzel günlerini bu mesleğe adayan sağlık çalışanlarımızın emeğine ve mesleğine saygı gösterilmesi en tabii haklarıdır. Gerekçe ne olursa olsun görevi başında ve pandemi sürecinde şehit düşen sağlık çalışanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, minnetle anıyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum” açıklamalarında bulundu.

“Eşit ve hakkaniyetli karar verilmesini istiyoruz”

İstişare toplantısında isteklerinden bahseden Sağlık Mil-Sen Genel Başkanı Mustafa Taç, “Biz Ne istiyoruz! Sabit ve maaşlarımızın birleştirilip, emekliliğe yansıtılması, 3600'ün GİH çalışanlarımıza verilmesi, Çalışanlarımıza Ramazan ve Kurban Bayramlarında 1 maaş ikramiye verilmesi, 39 branşın bir bütün olarak kabul edilmesi. (Ayrıştırıcı söylemlerden vaz geçilmesi), görev ve sorumlulukların net ve açık şekilde yapılması, Hemşirelik Meslek Kanunu'nun bir an önce çıkartılması, Yıpranma payının 5 yıla, 1 yıl olarak düzenlenmesi, Can güvenliğimizin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması, Sağlıkta şiddet, hakaret ve mobbinge karşı kalıcı tedbirlerin alınması (TCK uyarlaması), İş kazalarına karşı koruyucu ve kapsayıcı sigortaların yapılması, Sağlık kurumlarında hasta hakları ve çalışan hakları biriminin her iki tarafa eşit ve hakkaniyetli karar verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Çalışan memnunsa hizmet alanda memnun olur”

Nöbet ve mesailerin eşit ve adil olarak düzenlenmesi gibi konulara değinen Taç, “25 yılını doldurmuş sağlık çalışanlarımızın nöbetlerden muaf tutulması, Sağlık çalışanlarımızın 1. derece yakınlarına muayene önceliği tanınması, Çalışanlarımızın eş ve çocuklarının muayene ve hastane yatışlarında refakat izni verilmesi, Ücretler ve ek ödemeler arasındaki uçurumların giderilmesi, çalışma barışının sağlanması, Yardımcı sağlık personeli, hekim harici personel tanımlarının kullanılmaması, Giyim yardımlarının gerçek değeri üzerinden ödenmesi ve günümüz şartlarına uyarlanması, Seyyanen yüzde 50 zam istiyoruz. Vergilerin yüzde 15'te sabitlenmesi, Döner sermayeden maaş alanların Genel Bütçe'ye geçirilmesi, Aile hekimliği çalışanlarımızın ceza puanı yerine ödül verilerek verimliliğin arttırılması,112 ASHİ yaşanabilir konfora sahip olması, güvenliğinin sağlanması (7/24 görev yapan birimler olarak), Son çıkan ek ödeme yönetmeliği, teşvik, taban gibi yapılan ödemelerin biri yer biri bakar şeklinde değil, tüm çalışanlarımızın eşit, adil olarak faydalanacağı şekilde revize edilmesi, Çalışma barışını bozan ayrıştırıcı, ötekileştirici söylemlere derhal son verilerek gereğinin yapılması, GİH unvanları hizmetli olup da  farklı birimlerde çalışanlarımızın çalıştıkları unvanlardaki kadrolara atanmaları, Engelli kadrosunda atananların çalışma alanları ve koşullarının düzenlenmesi, Yurt dışı görevlendirilmelerinin adaletli yapılması, Her yıl düzenli olarak ihtiyaca göre personel alınması, Unvan değişikliği sınavının her yıl yapılması,  Yöneticilerin sınav ile atanması ve liyakatin esas alınması, Tüm çalışanlarımızı kapsayacak fon kurulması, Misafirhaneler açılarak uygun fiyat ve indirimli olarak sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın hizmetine sunulması, Kreş, gündüz bakım ve çocuk evlerinin bir an önce açılması, Torpil, adam kayırma, haksızlık ve eşitsizliğe neden olan uygulamalara son verilmesi, İşi, o kadrodaki ve eğitimi alan yapmalı. Her işi herkes yapar uygulamasına son verilmesi, Sendika istifa ve üyeliklerin e-devlet üzerinden yapılması, 4/B sözleşmelilerin yıl-süre ayrımı yapılmaksızın 2022 ve öncesine kadro verilmeli, bundan sonraki sözleşmeli memur alımına son verilmelidir. 2023 yılında ve sonraki yıllarda sağlıkta lider ülke olmak istiyorsak; Yap-boz sistemi yönetmelikler istemiyoruz. Kalıcı ve makul kanunlara uygun, çalışanların lehine yönetmelik çıkmasını istiyoruz. Çalışan memnunsa hizmet alanda memnun olur. Bu da çalışan memnuniyetinden geçer” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi