Gaziantep tarihi ve el sanatları alanında yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Araştırmacı-Yazar Murat Uğurluer, Gaziantep’in yakın zamana kadar bilinmeyen bir el sanatını daha gün yüzüne çıkardı. Uğurluer, Çağdaş Gazeteciler Derneği Gaziantep Şube Başkanı ve Doğuş Gazetesi Genel Yayın Müdürü Aslı Emektar’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından Uğurluer, kendisi tarafından kaleme alınmış olan “Gaziantep’in Unutulan El Sanatı Surre Alayı Sandıkları” kitabını Başkan Emektar’a hediye etti. Kitap hakkında açıklamalarda bulunan Araştırmacı/Yazar Murat Uğurluer bu yakın zamana kadar varlığından haberdar olunmayan Gaziantep’e özgü bu el sanatının tanınmasına katkıda bulunabilmek amacıyla bu kitabı yazdığını dile getirdi.

“Kimsenin Osmanlı döneminde Gaziantep’te böyle bir el sanatının varlığından haberi yoktu”

Bu kitabın yazılma hikayesini ve surre alayı sandığının ne olduğunu açıklayan Araştırmacı-Yazar Murat Uğurluer, “Osmanlı döneminde Gaziantep’te imal edilmiş surre alayı sandıkları aslında üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Tüm imparatorluk coğrafyasında, Gaziantep dışında başka hiçbir kentte benzer bir el sanatı ürünü ortaya konulmamıştır. Kitapta bu konulara derinlemesine değindim ancak yine de kısaca bahsetmekte fayda var. 2012 yılındaki bir İstanbul seyahatim sırasında Osmanlı sanat eserleri uzmanı bir tanıdığım bana bu sandıkların varlığından bahsetti. Yıllardır Osmanlı dönemi Gaziantep el sanatları üzerine çok sayıda çalışma yapmış olmama rağmen böyle bir el sanatının varlığından haberim yoktu. İlk olarak İstanbul’da Gaziantep’te imal edilmiş surre alayı sandıklarını görüp inceleme şansım oldu. Söz konusu sandıklar kapakları dahil tamamen büyükbaş hayvan derisinden imal edilmiş ve ön yüzlerine de “Ayıntab”da imal edildiklerine dair usta ismi de içeren şiir şeklinde düzenlenmiş ve deriye mumlu iple işlenmiş Osmanlıca kitabeler yazılmıştı. Surre alayı sandıkları 19. Yüzyılın son çeyreği ile 20. yüzyıl başları arasındaki dönemde yapılmış ve sonra imal edildikleri şehirde bile varlıkları unutulmuştu. Bu yüzden de kitabın adını ‘Gaziantep’in Unutulan El Sanatı Surre Alayı Sandıkları” olarak koydum.” dedi.

“Bu el sanatının tekrar hatırlanması ve tanınması için bir şeyler yapmak gerekiyordu”

Surre alayı sandıklarının tanınması ve bilinmesi için kitap yazdığını belirten Uğurluer, “Bu el sanatının öncelikle ortaya çıktığı şehirde tekrar hatırlanması ve hak ettiği değeri görmesi, sonra da tüm Türkiye’ye tanıtılması için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Öncelikle ulaşabildiğim surre alayı sandıklarının fotoğraflarını tedarik edip, gerekli bilgilerle birlikte dosya haline getirerek bir dilekçe ile İl Kültür Müdürlüğümüze başvurdum ve varlığı tekrar ortaya çıkan, şehrimiz açısından son derece önemli bu el sanatının Osmanlı dönemi Gaziantep el sanatları hakkında bilgi veren ve Gaziantep’in tanıtımına hizmet eden tüm basılı ve görsel materyallerde yer alması talebimi ilettim. Ayrıca konuya dikkat çekmek amacıyla aynı zamanlarda surre alayı sandıklarını ele alan bir bülteni basınımızla paylaştık ve surre alayı sandıklarını genel hatlarıyla tanıtan bir makalenin yayımlanmasını sağladık. Ancak aradan geçen zamana rağmen surre alayı sandıklarının imal edildiği şehirde bile layıkıyla bilinip tanınması yönünde bir gelişme olmayınca böyle bir kitabın yazılması da benim için zorunlu hale geldi. Geçen zaman içinde bu konuda yaptığım yeni tespitler ve edindiğim yeni bilgiler kitabın daha da zenginleşmesini sağladı.” ifadelerini kullandı.

“Sandıklardan bir tanesini büyük çabalar sonunda Gaziantep’e getirdik”

Surre alayı sandıklarının ahşap olan iç iskeletleri dışında tamamen deriden ve elle yapıldığını vurgulayan Araştırmacı-Yazar Uğurluer, “Döneminde kervanlarla ya da at sırtında yapılan yolculuklarda seyahat sandığı olarak kullanılan bu deri sandıklar ayrıca her yıl İstanbul’dan kutsal topraklara gönderilen surre alayında da kullanılmış ve bugün bilinen ismini de bu nedenle almış. Özellikle ‘Kanberoğlu’ adını taşıyan ustanın imal ettiği sandıklara ayıyla birlikte yapıldığı tarih ve sıra numarası dahi yazılmış. İşte bu sandıklardan birini dönemin Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi Sorumlusu Rifat Ergeç’in önemli çabaları ve destekleriyle imal edildiği tarihten yüz yılı aşkın bir süre sonra tekrar Gaziantep’e getirmeyi başardık ki bu surre alayı sandığı şu anda Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi’nin en seçkin eserlerinden biri olarak sergilenmektedir. Geçtiğimiz yıllarda yine son derece güzel bir surre alayı sandığı da Gaziantep Kent Arşivi Koleksiyonu’nda yerini almış ve Gaziantep’e kazandırılmıştır.” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi