Hıdıroğlu açıklamasında, "Aslında insan gayet siyasal bir varlık. Bizimki gibi ülkelerde ise buna ek olarak siyasete mahkumuz. Zira çok sorunumuz var. Yaşarken bunlardan biriyle karşılaştığımızda “bu böyle olmamalı , bunun çözümü şu olmalı” diyoruz. Bunun böyle olmamasının ya da çözüm önerilerimizi hayata geçirmemizin yolu siyaset yapmak. Tabi ki akıl ve bilimin ışığında. Siyaset yapmaya aday olanlar son dönemlerde sık sık “elimi taşın altına koyuyorum “ diyor. Klişe olması bir yana lüzumsuz zira biz milletçe o taşın altında yaşıyoruz. Deprem ve sonrasında yaşadıklarım beni kendi çalışma alanımda derinden etkiledi. Hasar tespitler sırasında hükümetlerin , belediyelerin , meslektaşlarımın ve diğerlerinin yıllar boyu neleri ne ölçüde yanlış yaptıklarını gözlemleme şansım oldu. Bu yanlışların bedeli çok ağır oldu ama bu bedellerin bir daha ödenmemesi için neler yapılması gerektiği konusunda ders aldığımızı umuyorum. Bir daha birileri para için imar afları çıkarmamalı. Bir daha birileri imar planları yaparken “ açacağımız alanlarda kimlerin arsaları var” değil de “fay hatları nerelerden geçiyor” demeli. Kentimizde barınma konusunda önümüzdeki günlerde daha büyük sorunlar bizleri bekliyor. Kira bedeli artışları ve kiralık ev bulamamak şimdilik görünen sorunlar. Ama bu kadar değil. Evi az hasarlı olanların kendince sorunları var. Bu evlerde huzur içinde yaşayamayacak hep o duvar çatlaklarını hatırlayacaklar. Evleri orta hasarlı olanlar ne yapacaklarını hiç bilmiyor. Evleri ağır hasarlı olanlarsa evlerindeki fotoğrafların anılarının peşinde artık. Geçenlerde Çevre ve Şehircilik Bakanımız orta hasarlı binalarında yıkılacağını söyledi. Aslında ben bunun doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Fakat bu cümlenin arkasından hiçbir cümle gelmeyince anlamını yitiriyor. Yani iyi ama bu binaların arsası kamulaştırılacak mı…Kamulaştırılacaksa hangi bedelle ve nasıl…Peki o arsalara sonra ne olacak…Yeni evler nereden , ne zaman , hangi bedelle verilecek…Nasıl ödenecek , bir kısmı devlet tarafından karşılanacak mı...Bankalar kredi verecek mi yoksa son dönemlerdeki gibi verir gibi mi yapacak…Peki önerilen yeri değil de başka bir yer istersek ne olacak , mecbur muyuz yani…İşyerlerini bütünüyle unuttuk mu…Gördünüz ya o kadar çok cevapsız soru var ki. Peki cevapları kim verecek ? Siyasetçiler olabilir mi. Cevap verebilmek için aday adayıyım"dedi.