Kadooğlu, Türkiye’nin tarım politikasının vahim olduğunu ifade ederken, “Yeni dönemde en ihtiyaç duyulacak gıdada dünya bir sıkıntı çekecekse, biz iki sıkıntı çekeceğiz. Çünkü artık kendi kendimize yeten ülke değiliz” dedi. Kadooğlu, iş dünyasının yıllarca aldığı kredileri arsa ve gayrımenkule yatırdığını da belirtirken, bugün finansama erişiminde büyük sıkıntı yaşadığına vurgu yaptı. Kadooğlu, tekstil, konut ve mobilyada sektöründe ciddi kriz beklendiğini de söyledi.
Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Kadooğlu, tarım sektörü ve ekonomik kriz ile ilgili ezberleri bozacak açıklamalarda bulundu. GAİB'de birliğin faaliyetleri ve bölge ihracatının arttırılması yönündeki çalışmalarla ilgili bilgilendirme toplantısı yapan Kadooğlu, Ayçiçek yağındaki acı gerçeği gözler önüne serdi. Tekstilde, mobilyada ve konutta ciddi kriz olduğunun altını çizen Kadooğlu, "Para harcamayı seviyoruz. Böyle olunca talebi arttırıyoruz. Talep arttıkça enflasyon artıyor. Önümüzdeki günlerde mobilya, konut ve tekstil sektörlerinde istihdamla ilgili sıkıntılar yaşayabiliriz. Bunu üzülerek söylüyorum ama işin gerçeği bu… Bir değer gerçek ise Türkiye’de Ayçiçek yağında kendi tüketimimizin yüzde 55’i dışa bağımlıyız. Kendi tüketimimiz bu. Eğer biz yurt dışından yüzde 55 Ayçiçek yağı getirmezsek açız" dedi. Kadooğlu, Türkiye'de çiftçinin tüccar yapıldığını da vurguladı.
Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliğin faaliyetleri ve bölge ihracatının arttırılması yönündeki çalışmalarını ve ihracat rakamlarını paylaşan Kadooğlu, önemli bilgiler verdi. Yapılan çalışmaları anlatan Kadooğlu, haritadan bakarak girilmemiş ülkeye heyetler gönderdiklerini söyledi. Kimseyle sıkıntılarının olmadığını belirten Kadooğlu, "Hububat ve bakliyat sektöründe yeni döneme geçtim. Genç nesil geldi. Biz birlikte ortak akılı devreye aldık ve bununla yol aldık. Her toplantımızda beyin fırtınası yapıyoruz" diye konuştu.
KREDİLER GAYRIMENKULE YATIRILDI
Birlik Başkanı Kadooğlu, enflasyon karşısında alım gücünün düştüğünü belirterek, dikkat çeken bilgiler verdi. İstihdam konusun sıkıntılı olduğunu vurgulayan Kadooğlu şunları söyledi: "Enflasyon alım gücünü her geçen gün düşünüyor. Bakın sanayicilerimiz enflasyonist ortamında işyerindeki sermayesini bir arsaya yatırdı. Farklı kulvara yatırdı. Bugün gelinen noktada ise finansa erişim sıkıntı var.. Bundan sonra da bu sıkıntı devam edecek bu net. Gıda sektöründe sıkıntı yok, olmayacakta.”
TEKSTİL, MOBİLYA VE KONUT KRİZDE
"Tekstilde mobilyada konutta devam eden bir kriz görüyorum. Bu fiyatların yukarı çıkmasını engellemek için, enflasyonun yukarı gitmemesi için her gün azalması lazım. Her gün nasıl azalacak; sanayici kredi kullanamayacak, sermayesini gidip satacak. O zaman aldığı, yatırım yaptığı arsayı satacak. Bu defa konutta diğer durumda arz fazlası olacak. Arz fazlası olunca da enflasyon aşağıya düşecek. Bu süreci hepimiz göreceğiz. Şimdi bugün elimizde 3 takım elbise bu bizi idare eder. Ama akşam yemek yemesek olur mu? Olmaz bu durumda gerçek temel ihtiyaçlar ön plana çıkacak"
BU FİYATLAR NASIL DÜŞECEK
"Kiranın geldiği noktaya bakar mısınız? Bu fiyatlar nasıl düşecek? Talebin azalması lazım. Talebi nasıl azaltacağımız da önemli. Para harcamayı seviyoruz. Böyle olunca talebi arttırıyoruz, talep artırdıkça enflasyon artıyor. Bir şekilde önümüzdeki günlerde mobilya konut tekstil sektörlerinde istihdamla ilgili sıkıntılar yaşayabiliriz. Bunu üzülerek söylüyorum ama işin gerçeği bu…
AYÇİÇEK YAĞINDA DIŞA BAĞIMLIYIZ
Türkiye’de Ayçiçek yağında kendi tüketiminin yüzde 55’i dışa bağımlı olduğunun altını çizen Kadooğlu, "Kendi tüketimimiz bu. Eğer biz yurt dışından yüzde 55 Ayçiçek yağı getirmezsek açız. Tarımla ilgili durumumuz bu kadar vahim. Bugün Ukrayna ile aramız kötü olursa, Rusya ile aramız kötü olsa Arjantin ve Güney Amerika elimizde kalıyor. Türkiye’nin kendi tüketimine yetecek Ayçiçek yağı yok. Bu konu gerçekten çok derin bir konu"
İNSANLARIN KÖYDE KALMASI GEREKİR
Tarım bakanı ile konuştuklarını ve önemli konu başlıklarının ortaya çıktığını belirten Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Kadooğlu, "Biz Tarım Bakanımız ile ilgili görüşmeleri gerçekleştirdik. Viranşehir’de, Şanlıurfa’da ve Karadeniz’in diğer tarafında tarım arazilerine baktığımız zaman neden bu kadar başarılı değiliz dedik ve anlattık. Yeni nesil sosyal medya kullanıyor, eğlence mekanlarını sosyal medyadan takip ediyor, görüyor. Benim gencimin o köyde babasının işinde arazisinde yaşamını sürdürebilmesi için sosyal yaşam kalitesini arttırmamız lazım. Eğiminin iyi olması lazım. Eğitim, yaşam kalitesi için kendi toprağını terk etmemesi lazım. Küçük de olsa o ilçede, köyde, şehirde yaşamsal ihtiyaçlarını karşılaması lazım ki göç etmesin. Göçü durdurmamız lazım dedik. Bu sistemin ortadan kalkması lazım. Ukrayna’da bir kasabaya gittiğimizde o kasabada kalıp yaşamak istiyoruz. Düzgün bir yaşam alanı ve mutluluk hissi var. Siz yaptığınız işten mutlu olmazsanız gitmek istersiniz. Bu göçe bir çözüm bulmak gerekiyor"
ÇİFTÇİYE TÜCCAR YAPMIŞIZ
"Bizler çiftçimizi tüccar yapmışız." diye devam eden Kadooğlu, "Devletin çiftçiye sen burada ekim yap bende sana şu kadar para vereceğim demesi lazım. Çiftçi de alacağı parasını bilecek, işçiliğini ve bunun karşılığını bilecek. Çiftçinin mazotla ne işi var. Mazotu da sen karşıla, o zaman çiftçi her gün ekmek ister. Çiftçi tüccar olmuş bir yıl para kazandığı zaman daha çok ekiyor kazanamadığı zaman ekini kaybediyor. Tarım ile ilgili Türkiye’de tarım politikamızda sıkıntı var. Biz bunu gerekli mercilere bakanlıklara ilettik, daha detaylı ve teknik anlamda da ilettik. Biz fason üreticiyiz. Ayçiçek yağı sektörde katma değer yapmıyor çünkü hammadde de bize dışarıdan geliyor. Ayçiçek yağının yüzde 80’i hammaddedir. Yağın bize katma değer kattığı tek yer işçilik parasıdır, ambalajdır. Buğday ve un sektörü ile ilgili sıkıntımız yok hatta artıdayız. Bizim aslında en büyük sıkıntımız katma değerli ürünü bir türlü yapamıyor oluşumuz. Sabahtan akşama kadar ah ediyoruz ama istediğimizi gıda sektöründe bir türlü yapamıyoruz"
AFRİKA VE UZAKDOĞU ÜLKELERİ ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR
Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektöründe Gaziantep’ten sonra en fazla ihracatın Mardin’den yapıldığını belirten Başkan Celal Kadooğlu, bu nedenle ilk sektör buluşmasını Mardin’de düzenlediklerini söyledi. Kadooğlu, Mardin’deki sektör buluşmasının son derece faydalı olduğunu vurguladıktan sonra, Akdeniz Bölgesi’nde yaşanan sıkıntıların çözümü için de Mersin’de toplantılar yaptıklarını ifade etti. Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği’nin faaliyetlerini anlatan Başkan Kadooğlu şöyle devam etti: “Birliğimiz bünyesinde alım heyetleri ve ticaret heyetleri ile ilgili önemli çalışmalar yaptık. Yönetim Kurulumuzla birlikte dünya haritasını önümüze koyarak, hangi ülkelere ihracat yapabileceğimiz konusunu masaya yatırdık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ve Afrika ülkelerindeki çalışmaları ve yatırımlarımızdan dolayı Türk ürünlerine ve Türkiye’ye karşı inanılmaz bir sempati olduğunu gördük. Bu sempatiyi fırsata çevirmek için toplamda 130 milyon nüfusa sahip olan Somali, Etiyopya ve Cibuti’ye bir heyet gönderdik. Heyetimizin hazırladığı raporların ardından Cibuti Büyükelçi’sini Gaziantep’e davet ettik. Daha sonra da bu üç ülkedeki ithalatçıları Gaziantep’te misafir ettik. Gaziantep’in yanında bölgemizdeki diğer illerdeki ihracatçılarımız burada Afrikalı ithalatçılarla bir araya geldi. Özellikle küçük ve orta ölçekli ihracatçılarımız açısından büyük önem taşıyan bu buluşmada, çok önemli ticaret anlaşmaları imzalandı. Bu anlaşmaların artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan önümüzde Ocak ayında da Güney Kore’ye bir ticari heyet götürmeyi planlıyoruz. Bu ikili görüşmelerin gelecekte ülkemiz ihracatının artması yönünde çok büyük faydaları olacağına eminiz.”
İSTANBUL ÇOK ÖNEMLİ
Üretim ve ihracat kadar fuarcılığın da önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Celal Kadooğlu, İstanbul’un dünyanın en büyük fuar merkezi olacak potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Kadooğlu, “Uluslararası fuarlara katılıma büyük önem veriyoruz. Bu fuarlarda stant açıyoruz. Bölgemizin gıda ürünlerini tanıtıyoruz. Ürünlerimizin tadımını yapıyoruz. Sonra oradaki talepleri sektörümüzdeki üyemiz olan ihracatçı firmalarla paylaşıyoruz. Ne yazık ki, Türkiye fuarcılık alanında dünya çapında istenilen bir noktaya gelemedi. Gıda sektöründe dünyanın en büyük fuarını düzenleyebiliriz. Çünkü İstanbul gibi bir şehrimiz var. Şehir değil, ülkelerin birleştiği bir noktada bulunan, her türlü konaklama, yeme-içme, alış-veriş, eğlence gibi altyapıya sahip bir şehir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar geniş imkanı bir arda bulamazsınız. İstanbul’da dünyanın en prestijli fuarını düzenlemek için de yola çıkmış bulunuyoruz. Wordfood İstanbul ile işbirliği yaptık. Çok heyecan verici bir proje. Bu fuara 1300 firma katılacak. Bu firmaların 125’i Gaziantep’ten olacak. Bu rakam da her geçen gün artıyor. Fuarcılık çok önemli. Nasıl ki, üreterek ve ihracatla büyümemiz gerekiyorsa fuarcılıkla da büyümemiz gerekiyor. Bizim Dubai’den, Paris’ten hiçbir eksiğimiz yok. Fazlamız var. Her türlü altyapımız var” şeklinde açıklamada bulundu.
BÖLGE İHRACATINA LABORATUVAR DOPİNGİ
Başkan Kadooğlu, Gaziantep 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde yapımı tamamlanan Gümrük Laboratuvarının yılbaşından itibaren hizmete gireceğinin de müjdesini verdi. Kadooğlu,”Bu laboratuvarın açılması için Koordinatör Başkanımız Ahmet Fikret Kileci ve diğer başkanlarımızla birlikte çok büyük çalışmalar yaptık. Sadece bizim sektörü değil Gaziantep’teki tüm ihracatçıları ilgilendiren bir konu. Gümrük Laboratuvarımız bölge ihracatının artışında önemli bir lokomotif olacak. Şimdi bir ürün ihracatı yapacaksak önce numunesini Mersin’deki laboratuvara gönderiyoruz. Oradaki sonucun alınması ortalama 3 gün sürüyor. Böylece ihracat 3 gün bekliyor. Bu çok uzun bir süre. Gaziantep’teki laboratuvar açılınca aynı gün içinde sonuçlar alınacak ve ihracat beklemeyecek. Bu laboratuvar ihracatımızı minimum yüzde 10 oranında artıracak” dedi. DENİZ YILMAZ - CEYDA BOZKURT