Kronik Yorgunluk Sendromu, kişinin kendisini sürekli bitkin ve huzursuz hissetmesine yol açan bir hastalık olarak tanımlanıyor. Bu hastalığın görülme sıklığı son yıllarda hızla artarken, ciddi, kronik ve sistematik bir hastalık olarak kabul ediliyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Kronik Yorgunluk Sendromu belirtilerini şu şekilde sıralıyor:
Düzelmeyen Yorgunluk
Dinlenme ile geçmeyen sürekli yorgunluk, 6 aydan uzun süre günlük aktiviteleri yapma kapasitesinde azalma, fiziksel ve zihinsel aktivite sonrası halsizlik ve dinlendirici olmayan veya kesintili uyku.
ABD'li uzmanlar, bazı hastalarda baş ağrısı, kas ağrısı ve nefes darlığı gibi belirtilerin de ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Virüs Veya Bakteri İle Bulaşıyor Mu?
Kronik Yorgunluk Sendromu üzerine araştırmalar yapan bazı bilim insanları, hastalığın virüs ya da bakteri yoluyla bulaşabileceğini düşünüyor. Uzmanlar, koronavirüsün Kronik Yorgunluk Sendromu'nu tetikleyebileceğini belirtirken, uzun COVID yaşayan bazı hastalarda sendromun belirtilerinin görüldüğü bildiriliyor.
2016 yılında ABD'de yapılan bir araştırma, Kronik Yorgunluk Sendromu olan kişilerde sağlıklı bireylere göre biyolojik farklılıklar tespit etti. Bilim insanları, bu sendromun görüldüğü kişilerde birçok biyolojik değişim gözlemlediklerini ve kas yapısındaki değişimlerle ilgili daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor. Ancak, hastalığın biyolojik bir temeli olup olmadığı henüz kanıtlanabilmiş değil.
Hastalığa Yakalanmamak İçin Neler Yapılmalı?
Uzmanlar, Kronik Yorgunluk Sendromu'nun ciddiye alınması gerektiğini ve bu hastalıktan korunmak için dikkatli olunmasını öneriyor. Uzmanların hastalıktan korunmak için önerdiği bazı adımlar şunlardır: stresten kaçınmak, uyku düzenine dikkat etmek, düzenli egzersiz yapmak ve Akdeniz diyetine yönelmek. Uzmanlar ayrıca hastalığa yol açabilecek faktörleri şu şekilde sıralıyor:
- Hazır paketli ve katkı maddeli gıdaların aşırı tüketimi
- Manyetik alanlara ve toksinlere fazla maruz kalmak
- Gece 23.00'ten sonra uyanık kalmak, yetersiz ve kalitesiz uyku
- Stresin yönetilememesi
- Egzersizden uzak, hareketsiz yaşam tarzı
- Toprakta suni gübreler kullanılması, hibrit tohumlar
- Gıdaların soğuk hava depolarında kimyasallarla uzun süre saklanması
Bu faktörler sonucunda sindirim ve emilim sorunları, kansızlık, tiroid hastalıkları, insülin direnci gibi metabolik bozukluklar ve karaciğer yağlanması nedeniyle toksin atılımının zorlaşması gibi durumlar görülebilir. Bağışıklık sisteminin düşük olması da hastalığın ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.