Olay Konya’nın Hadim ilçesinde yaşamış Hadimi Hazretlerinin öğrencilerine anlattığı konunun nakledilişidir.

Hadimi Hazretleri medresesinde öğrencilerine ders verdiği evrede zaman zaman “kazandı, kazandı çoban kazandı” ifadesini kullanırmış. Bu ifade Medresede öğrenim gören öğrencilerin dikkatini çekmiş. Öğrencilerin bir kısmı dayanamayarak hocam bir soru sormak istiyoruz derler. Zaman zaman konuşmalarınız arasında” kazandı, kazandı çoban kazandı” sözünü kullanıyorsunuz, bunun anlamı nedir derler. Hadimi Hazretleri hafif bir tebessüm eder, bir süre daldıktan sonra öğrencilerine anlatmaya başlar.

“Günlerden bir gün, üç arkadaş seyahat esnasında, yorgun düştüğümüz bir evrede bir su kaynağının başına geldik. Yorulmuştuk, dinlenmeye karar verdik. Önce abdest alarak vakit namazımızı eda ettik. Sonra azıklarımızı çıkararak karnımızı doyurduk. Oturup dinlenmeye başladık ve sohbet ediyorduk.  “Ne yapalım “derken aklıma bir fikir geldi ve arkadaşlarıma söyledim. Gelin her birimiz dua edelim belki Allah’ın (c.c) dualara icabet anı yakalarız” dedim. Diğer arkadaşlarda bu fikrimi beğendiler ve önce ben dua ya başladım.

Ben dua ederken Allah (c.c) tan şunu istedim. Allah’ım (c.c) şükürler olsun ki bana ilim, irfan verdin. İlmimi sürekli arttırdın. Bana yüksek bir yerde bir medrese ver de senin bana lütfettiğin bu ilmi bende başka talebelere burada aktarayım” dedim ve arkasından hep beraber “Âmin” dedik.

Sıra ikinci arkadaşa geldi. İkinci arkadaş bir tacirdi. Kervanlarla gelip giderek nafakasını çıkarmaya çalışırdı. Bu arkadaşımız dua ya başladı. Allah (c.c)' ım; ben kervanlarla uzun yolculuklar yapar nafakamı çıkarmaya çalışırım. Uzun zamanlar ailemden uzak kalırım, şükürler olsun nafakamızı çıkarırım, lakin emeğimin karşılığı az olur. Şükür ederim ama ailemi düşünürüm benim yolculuklarımı bereketlendir de ailemden daha az uzak kalayım” der ve hep beraber arkadaşımızın duasına “Âmin” dedik.
Sıra üçüncü ve son arkadaşımıza geldi. Üçüncü arkadaşımız bir çobandı. Sürülere çobanlık yapardı. Çoban arkadaşımız duaya başladı. Çok kısa bir dua etti.” Allah (c.c)' ım; beni razı olduğun kullar zümresine ilhak ettir” dedi ve hep beraber “Âmin” dedik.

Yıllar geçti bizler dua ettiğimiz evrede Allah (c.c)'ın dualara icabet ettiği anı yakalamıştık. Ben bir medrese sahibi oldum ve bu medresede ilmimi talebelerime yani sizlere aktarıyorum. Tacir arkadaş büyük bir tüccar oldu. Kervanların sahibi oldu ve ailesinden uzak kalmadı. Çoban arkadaşımızı ise ondan sonra görmedim. Sağ mı dır, yoksa emanetini teslim etmiş midir bilmiyorum. Biliyorum ki en büyük duayı çoban kardeşimiz yapmıştı. Onun içindir ki” kazandı, kazandı çoban kardeşimiz kazandı”, der.

Hadimi Hazretlerini burada yad etmiş olduk. Allah (c.c) ondan binlerce kez razı olsun. Hadimi hazretlerinin hayat hikayesinde başka güzelliklerde vardır. Bu hikâyeyi asla unutmadım. İnsanlarla paylaşmak istedim. Bilirim ki dualar sonsuzdur. Fakat iki duayı Allah (c.c) a ellerimi açtığımda eksik etmemeye çalışırım. İlki” Ya Rabb Senin gücünden sana sığınırım”, ikincisi ise çobanın duasının bir adım önüdür” Allah (c.c)' ım beni de en fazla razı olduğun kullar zümresine ilhak ettir ve bu zümreye ulaşabilecek yolları bana göster, Âmin” derim.

Allah (c.c) tüm kullarını hayırlara vesile etsin. Selam ve dua ile…