Ülkemizin o kadar çok sorunu varken, TBMM’de milletin ülkeyi emanet ettikleri kişilerin, kutsal salonu, arena ringine çevirmesi artık sabırları taşıran olaylar haline geldi.

6 yaşındaki minicik yavruyu, cinsi sapığın koynuna atanlar varken,

Kendisine verilecek zammı dört gözle bekleyen asgari ücretli varken,

Sürünerek yaşamaya çalışan emeklinin gözü kulağı verilecek zamdayken,

Çiftçinin feryadı kulakları patlatırken,

Kepenk kapatan esnafın isyanı dinmezken,

Evine ekmek götüremeyen işsizlerin gözyaşları sel olup akarken,

2 üniversite bitiren genç çay ocağında bile çalışmaya razıyken, biz hala nelerle uğraşıyoruz.

Dedim ya 2 yıl önce yapılan şikâyeti, ihbarı hala yargıya taşımayan yetkililer mevcut.

Biz hala kadın başını örtsün mü örtmesin mi tartışmasıyla meşgulüz.

Anasının ak sütü gibi helal oylarıyla meclise gönderdiği vekillerden sorunların çözümüne ilişkin çalışma bekleyen vatandaş, TBMM salonunda, kutsal çatı altında küfürlerle, yumruklarla, tekmelerle bu salonun savaş alınana çevrildiğine şahit oluyor.

Yapmayın beyler, bu vatan hepimizin, bu sorunlar da bizim.

Bana ne kadının saçını örtüp örtmeyeceğinden,

Bana ne Avrupa’nın güya kriz içerisinde olmasından,

Bana bu ülke lazım ve bana bu ülkede yaşayan, Suriyeli kaçaklar hariç, vatandaşlarımın huzur içerisinde yaşamış olması lazım…

Unutmayın bu ülkenin patronu vatandaştır…