Birçok insan doğal bir refleks sonucu olarak zamanda ve paralel evrenler arasında yolculuk yapmak, geçmişe ve/veya geleceğe gitmek, yaşanmış ya da yaşanacak bazı olaylara tanıklık etmek, geçmişte kalan ve sonucundan memnun kalmadığı bazı hadiseleri değiştirmek, bu konularla ilgili farklı çıkış yolları bulmak ve yeni yöntemler geliştirmek suretiyle vuku bulan veya bulacak olan olayların neticelerine müdahil olmak ister. Eğitimci - Yazar Semra İmamoğlu da bu düşünceden hareketle ve yaratıcı bir fikrin ışığında son derece ilgi çekici bir konu olan paralel evren ve zamanda yolculuk temasını, çocuk edebiyatına uyarlayarak, çocuk okurun beğenerek ve eğlenerek okuyacağı bir kitap kaleme almış.

   Zamanda Kayboluş & Çanakkale 1915 kitabı, zamanda yolculuk temasından hareketle, çocuk okurun geçmişe giderek Çanakkale atmosferini yaşaması ve Çanakkale'de fedakârca savaşan kahramanlarla çocuk okur arasında bir duygudaşlık ve özdeşlik kurmasını sağlaması açısından son derece özel bir anlam taşıyor. Mekân olarak İstanbul ve Çanakkale'nin seçildiği kitapta, şimdiki zaman 2022 yılına tekabül ediyor ve olaylar Enes, Melis ve zaman yolculuğu sırasında Çanakkale'de karşılaştıkları Muhammed'in (Zaman Dede) etrafında gelişiyor. Kitap toplam 14 bölümden oluşuyor ve kitabın anlatımında tanrısal bakış açısı tekniği kullanılıyor. Kitabın giriş bölümünde yapılan başarılı betimlemelerle birlikte oldukça gergin bir atmosfer yaratılıyor ve çocuk okura gerilim, gizem ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkılacağının ipuçları veriliyor.

   Kitabın kahramanlarından biri olan Enes, yağmurlu, şimşeklerin çaktığı ve yeryüzüne mütemadiyen yıldırımların düştüğü karanlık bir gecede evde tek başınadır. Elektrikler kesilmiştir, Enes etrafı aydınlatacak bir şey bulabilmek için annesinin girilmesini kesinlikle yasaklamış olduğu ve annesiyle babası (kitaptaki fon şahıslar) tarafından kullanılmakta olan çalışma odasına girer. O sırada ikisi de birer bilim insanı olan Enes'in annesi ve babası bilimsel bir konferansa katılmak için şehir dışına çıkmışlardır. Enes bu çalışma odasında, kendisini bu ürkütücü karanlıktan kurtaracak bir aygıt ararken ilginç bir tesadüf sonucu, kitaplığın arka tarafında, evin içerisine doğru loş bir ışık yayan gizli bir geçidin olduğunu fark eder. Enes merakına engel olamayıp gizli geçide doğru tam da biraz ilerlemişken, birdenbire kapı çalınır ve gelen yan bahçedeki müstakil villada oturan komşu kızları Melis'tir. Enes karşılaştığı bu gizemi Melis'e açıklar ve bu eğlenceli macera da böylece başlamış olur. Yazar bu başarılı girişle birlikte çocuk okurun anlatıya odaklanmasını sağlıyor, Enes ve Melis bir zaman makinesi marifetiyle ve çocuk okurla birlikte, Çanakkale'ye ve 1915 yılının mart ayına doğru zamansal bir yolculuk yapıyor. Romanda ikisi de sağlık lisesinde öğrenim gören Enes ve Melis'in serüveni ve sıkıştıkları zamansal döngüden kurtulma çabaları, çocuk okurun merak duygusunu sürekli canlı tutuyor.

   Yazarın hedef kitlesine daha kolay ulaşabilmek için yeni jenerasyonun kullandığı terminolojiye ironik bir üslûpla yer verdiğini ama kitaptaki şahıs kadrosunun İstanbul Türkçesiyle konuştuğunu söyleyebiliriz. Semra İmamoğlu, Melis karakteri üzerinden Ömer Seyfettin'in Yalnız Efe romanındaki Kezban karakterine açık bir göndermede bulunuyor ve Türk tarihinin bir dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı'nın çocuğuyla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, hülasa bütün Türk milletinin gösterdiği üstün özveriyle kazanıldığını vurguluyor. Özellikle Ali Çavuş ve Seyit Onbaşı'dan bahsedilen sahnelerde duygusal atmosferin zaman zaman zirveye çıktığı romanda yapılan başarılı tasvirlerle beraber, bazı savaş anlatıları tıpkı bir film karesi gibi gözler önünde canlanıyor. Yazarın yer yer geçmiş - gelecek paradoksu üzerinde durduğu ve tarih - bilim kurgu ve fantastik roman kategorisinde yazmış olduğu bu eserde, çocuk okur kendisini âdeta savaş meydanında hissediyor, duygu aktarımı yoluyla kendisini bu savaşın bir öznesi olarak konumlandırıyor ve Çanakkale Savaşı kahramanlarının şehadetlerine bizzat tanık olarak savaşın ve zaferin vermiş olduğu duyguyu içselleştiriyor. Çocuk okurun hayal dünyasını zenginleştiren ve hatta çocukların hayal gücünün sınırlarını zorlayan bu roman, sürpriz bir finalle noktalanıyor ve kitabın devam serisinin geleceği yazar tarafından çocuk okura duyuruluyor. Kitabın alt metninde yer alan ve kahramanın kadını erkeği olmaz mesajı ise gerçekten çok büyük bir anlam taşıyor.

   Çanakkale Zaferi, Anadolu coğrafyasının sınırlarını aşan, üstün bir iman gücü ve inançla kazanılan, dünya savaş tarihi sahnesinin en büyük zaferlerinden biridir. Çanakkale Zaferi Türk milletine özgürlük yolunu açmıştır. Çanakkale Mehmetçiğin imanla yoğrulmuş kahramanlık destanıdır.

   Tarihin kutsal ölmezliğine doğru yapılan bu parametrik yolculuk sayesinde, Türk çocukları, Türk tarihinin altın sayfaları içinde müstesna bir yere sahip olan Çanakkale Savaşı'nı ve bu milletin bu kutlu ve mucizevi zaferi nasıl kazandığını öğrendikçe, anladıkça ve özümsedikçe, yetersizlik kompleksinden kurtulacak ve atalarının izinden giderek gelecekte her sahada, çok daha güzel başarılar elde etme yolunda ihtiyacı olan özgüveni, cesareti ve motivasyonu kendinde bulacaktır; çünkü tarihini bilmeyen ve unutan bir milletin geleceği de karanlıktır ve bir zaferi kazanmak kadar onun değerlerine sahip çıkmak da bir o kadar önemlidir.

   Zamanda Kayboluş/Çanakkale 1915, yazarın yeni nesil üzerinde bir tarih bilinci oluşturmaya çalıştığı, sadece bilgilendirici değil aynı zamanda eğlendirici ve öğretici nitelikler taşıyan, çocuk okurun keyifle okuyacağı bir eser.

   İyi okumalar dileğiyle...