6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonucu 50 bin kişi hayatını kaybetmiş, yüz binlerce insan ise yaralanmıştı. Milyarlarca liralık zararın ortaya çıktığı 11 ili vuran Asrın Felaketi’nin neden olduğu yaralar sarılmaya devam ederken, ağır hasarlı binaların da yıkımları sürüyor.

YIKIM BAŞLADI AMA…

Yaklaşık 4 bin insanın hayatını kaybettiği Gaziantep’te de İslahiye ve Nurdağı’nda yapılan çalışmaların ardından nihayet kent merkezinde de ağır hasarlı binaların yıkımına başlandı. 14 bin binanın yıkımı için ihale yapılan kentte, Fevzi Çakmak Bulvarı üzerinde yer alan ağır hasarlı binalarla başlayan yıkımlar ise tartışmaları da beraberinde getirdi…

YIKIM VAR SULAMA YOK

Kent merkezinde yapılan yıkım çalışmaları sırasında kaydedilen görüntüler ise tepki çekti. Batıkent Mahallesi’nde bulunan ve sulama yapılmadan yıkılan binanın neden olduğu görüntüler sosyal medyada gündeme geldi. Yıkım gerçekleştiren firmaların ihmali sonucu, yıkılan binalardan çıkan toz ve duman, bölgeye yayıldı. Hava kirliğinin yanı sıra insan sağlığını da tehlikeye sokan toz, duman ve asbest vatandaşların tepkisine neden oldu.

DR.SAMET BAYRAK UYARMIŞTI…

Kent Konseyi Başkanı Dr. Samet Bayrak, İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışma Grubunun yaptığı toplantıda deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında oluşan asbest ve hava kirliliği konusunda hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Söz konusu rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Bayrak, özellikle enkazda oluşan asbest ve tozun akciğer hastalıkları ile akciğer kanserine yol açabileceğini ifade ederek, bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını tavsiye etti.

ASBEST ÖLDÜRÜCÜ

Bayrak, ‘’Ülkemizde yaşanan 6 Şubat deprem felaketiyle beraber binaların yıkılması esnasında moloz ve hafriyatlardan soluduğumuz havayı kirleten pek çok kimyasal maddeyle beraber asbest de ortama salınmıştır. Türkiye’de 2013 yılında asbest kullanımı ve ticareti yasaklanmış olsa da deprem gibi afet durumlarında eski yapılı binaların yıkıntılarında ortaya çıkabiliyor. Ülkemizde binaların asbest haritalamalarının ve asbest kullanılan alanlara ait kayıtların yetersiz olması nedeniyle de riskli binaların tayini yapılamamakta, deprem ve sonrasındaki yıkım sürecinde ortaya çıkan asbest yükü tam olarak bilinememektedir.

Moloz yığınlarına, yıkım ve atık alanlarına erişim kısıtlanmalıdır. İçinde asbest olduğu bilinen yapılar sökülürken ortamda toz oluşturmamaya dikkat edilmelidir, gerekirse taşınma ve kesme aşamasında ortam ıslak tutulmalıdır. Yine asbestle kirlenen yüzeylerde toz alınmamalı, süpürülmemeli, ıslak yöntemle temizlenmelidir. Çünkü bu yöntemler asbestin havaya karışmasına neden olacaktır.

Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (WHO – International Agency for Research on Cancer) tarafından “Kanserojen Maddeler” listesinde Grup 1A kanserojen olarak tanımlanan Asbest ülkemizde önemli bir halk ve çalışan sağlığı sorunudur. Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür’’ dedi.

TEK KEPÇE DARBESİYLE YERLE BİR OLDU

Yıkım çalışmaları sırasında ortaya çıkan bu görüntüler bir yana Nizip’te ağır hasarlı bir binanın yıkımında yaşananlar ürküttü. Yıkım çalışmalarının yapıldığı bina daha ilk dakikalarda yıkıldı. Yıkım anında yaşanan panik, ortaya çıkan yoğun toz ise paniğe neden oldu. Yaşananlar, ağır hasarlı binaların çevreleri için yarattığı tehlikenin ne denli büyük olduğunu da gözler önüne serdi.