Enflasyonun devletleri yıkan milletleri içinden bozan bir olduğunu söyleyen Tayyar, toplumsal değerlerde aşınma ve erozyon olduğu ortada olduğunu söyledi.
“PAHALILIK, YOKSULLUK TOPLUMU VE DEVLETİ İÇERDEN ÇÖKERTİR”
Sağlıklı tespit ve kalıcı çözümlere ihtiyacın olduğunu vurgulayan Tayyar, Zira, kaos riskinin yanı sıra bunun siyasi sonuçları olacaktır. O halde nerden başlanabilir? Demirel'in 1991'de tarihe geçen sözüyle başlangıç yapılabilir, mesela. 'Esasen enflasyon devletleri yıkan, milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar. Borcu olan borcunu ödeyemez. Hırsızlıktan, soygundan kadar bütün yolları açar. Esnafı, köylüyü, işçiyi perişan eder. Gelir dağılımını, her türlü adaleti bozar.' Evet, pahalılık, yoksulluk toplumu ve devleti içerden çökertir, ahlakı bozar. Bugünü tarifte önemli ama yeterli değil. Aradan geçen 30 yılı aşkın sürede hızlı/çarpık şehirleşmenin, modernitenin, dijital dayatmanın, bilgi çeşitliliğinin, uluslararası vahşi rekabetin ürettiği sorunların payı unutulamaz. Genelde kaynağı siyaset kurumu olmasa da çözüm adresi olarak değerler erezyonuna karşı kapsamlı ve kalıcı tedbirler alması gerekir. Sorun, polisiye tedbirleri aşan boyuttadır, topyekun mücadele elzemdir.” dedi.
“İKTİDAR DA MUHALEFET DE SOSYAL ÇÜRÜMEYİ ÖNCELEMELİDİR”
Tayyar, “tavsiyem, iktidar da muhalefet de sosyal çürümeyi öncelemelidir. Unutulmasın, AK Parti'de kan kaybı var ama CHP de almış başını gitmiyor. Neredeyse tüm anketlerde 'cevapsız, kararsız, tepkili' oyların toplamı, ilk sıradadır. Toplumun çekirdek taraftarlar dışındaki belirleyici kesimi, şu aşamada iki tarafı da kolluyor, birlikte kiminle hayal kurabilir, dertlerinden kurtulacağını düşünürse onunla yolculuğa çıkacak.” İfadelerini kullandı.
