İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere 2 Aralık Pazartesi gününe ertelendi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunma yapan tutuksuz sanık hemşire Bahar Kanık, suçlamaları kabul etmeyerek, 2015 ile 2020 yılları arasında Çorlu Reyap Hastanesi'nde çalıştığını söyledi.
Hastanede ciddi bir yoğunluk olduğunu belirten Kanık, "Sorumlu hemşire, Fırat Sarı'nın motivasyon ödemesi olarak bize para vereceğini söylüyordu. Biz de bu parayı sorgulamadık. Ben sorumlu olduktan sonra Fırat Sarı parayı bana göndermeye başladı, ben de bu parayı hemşirelere dağıtıyordum." dedi.
Kanık, Vefat Eden Halime Alkari Bebek İle İlgili İse Şöyle Konuştu:
"Halime bebek gerçekten kötü durumdaydı. Fırat Sarı'ya hastaneye gelmesini söyledim, o da İstanbul'da durumu kötü bir bebekle ilgilendiğini söyleyip, bize ne yapmamız gerektiği konusunda talimatlar verdi. Biz de ona göre müdahalelerde bulunduk. Bebeğin damarları dopamin ilacı nedeniyle tahrip olmuştu. Damar yolu açacak yer kalmamıştı ve son olarak kafasından damar yolu açmak zorunda kalmıştık. Dopamin ilacı da kafadan açılan damar yolundan verilebilecek bir ilaç değil. O yüzden bu ilacı kestik. Bebek iyice kötüleşti, canlandırmaya tepki vermedi. Fırat Sarı'ya durumu bildirdim. Biz hemşireler olarak bebeğin ölüm saatini tayin edemiyoruz, bu yüzden Fırat Sarı gelene kadar solunum cihazına bağlı halde bıraktık. Fırat Sarı ile bu konuda konuşurken ben bir filmde geçen repliği söyledim, Fırat Sarı da ona istinaden 'Dedemin fişi' dedi. Bu Halime bebekle ilgili değildi. Neyden bahsettiğimi bildiği için ona karşılık verdi."
Mahkeme Başkanı Tapelerde Bebeklerle İlgili Yapılan Şakaları Sordu
Mahkeme başkanı, sanık Kanık ile Fırat Sarı arasında geçen, "Dedemin fişi" ve "Tüh bugün de besleyecektik, kalk kız besleyeceğiz seni." şeklindeki tapeleri okuyarak, sanığa çocuğu olup olmadığını sordu.
Sanığın çocuğunun olduğunu söylemesi üzerine başkan, "Şakalar yapıyorsunuz, kendinizi o bebeklerin annelerinin yerine koyun. Bebeğiniz hakkında doktor ile hemşire böyle konuşsa ne hissedersiniz?" dedi.
Kanık ise "Çok haklısınız, keşke yapmasaydık. İki kişi arasında geçen konuşmalar" yanıtını verdi.
Tutuksuz sanık hemşire Ceylan Çetin de bebeklere bakmadığını, ilaçların takibini yaptığını ifade ederek, Curosurf ilacını da kendisinin takip ettiğini belirtti.
Hasan Basri'yi, Fırat Sarı'nın hemşiresi olarak bildiğini söyleyen Çetin, "Bir gün benden ilaç istedi. Ben de 'Fırat Bey'in haberi olması gerekiyor.' dedim. Bir süre sonra yine geldi, aynı şeyi söyledim. Bir gün mesaime geldiğimde ilaç dolabında eksik vardı. Hasan Basri'yi aradım, ilacı sorguladım ve bana kendisinin aldığını söyledi. Ben de üstüne düşmedim çünkü herkesin ilacı aldığını bildiğini söyledi." ifadelerini kullandı.
Bir süre sonra 20-30 adet kadar ilaç kaybı olunca yönetime çıkarak durumu anlattığını dile getiren Çetin, "'Bu kadar eksiklik var.' dedim. Sizin ve Fırat Bey'in haberi varmış dedim. Bana, 'Nasıl izin verirsin?' diye kızdılar. Ben Hasan Basri’nin ilaç sattığını nezarette öğrendim." diye konuştu.
Bebekleri uzun süre yoğun bakımda tutma gibi bir durum olmadığını çünkü ailelerin sürekli gelerek bebekleri sorduğunu ifade eden Çetin, Fırat Sarı ya da şirketinden para almadığını savundu.
2 Aralık'a Ertelendi
Duruşma, savunması alınmayan 3 tutuksuz sanığın dinlenilmesi için 2 Aralık Pazartesi gününe ertelendi.