Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, toplantının ülkeye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesi dileğinde bulundu. Erdoğan, huzur ve afiyetle geçirecekleri daha nice Ramazan ve bayramlara kavuşmayı temenni etti.

AK Parti olarak bir önceki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, Ramazanı nasıl ihya edeceklerine dair yol haritalarını paylaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Özellikle belediyelerimizden beklentilerimizin büyük olduğunu ifade etmiş, bu mübarek günlerin hakkını vermemiz gerektiğini önemle vurgulamıştık. Maşallah teşkilatımız yine bizi mahcup etmedi. AK Parti ailesi gerçekten olağanüstü bir gayret içinde oldu. Dayanışma, kucaklaşma ve helalleşme ayı olan Ramazanı ruhuna ve manasına uygun şekilde idrak etmeye çalıştık. Sahur ve iftar sofraları, yardım çalışmalarıyla hep beraber bu mübarek günlerin hakkını vermeye gayret ettik. Şov veya reklam için değil, bir gönüle daha girmek, bir ihtiyaç sahibinin daha elinden tutmak için gece gündüz demeden koşturduk. Bilhassa muhalefete geçen belediyelerde Ramazan coşkusunun eksik olmaması için teşkilatımızın her zamankinden daha fazla çaba harcadığını gördük. Muhalefet belediyelerinin yapmadıklarını bizim teşkilatımız yaptı. Gençlerimiz, göğsümüzü kabartan programlara imza attı. Bayramda da aynı tempoyla çalışmalarımızı sürdürdük. Fakir fukaranın kapısını çaldık. Yetimin öksüzün başını okşadık. Büyüklerimizi ziyaret ettik, küçüklerimizi sevindirdik. İhtiyaç sahiplerinin elinden tuttuk. Kimsesizlerin kimsesi olmaya özellikle ihtimam gösterdik. Kendi vatandaşlarımızla birlikte yurt dışındaki kardeşlerimize de el uzattık. Millet ve teşkilat olarak bizi diğerlerinden ayıran güzel hasletlerimizi azami derecede yaşama ve yaşatma fırsatı yakaladık."

“Ne Yaparsanız Yapın, Adaletin Tecellisine Engel Olamazsınız”

Yaşananların, "üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünün" Türkiye'de artık egemen olduğunun en somut göstergesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşananlar milletin malına, mülküne, kaynaklarına çöken yankesicilerin adalete hesap vermesinden ibadettir. Şurası apaçık ortadadır, aslında CHP yönetimi de bağırarak üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkında" ifadesini kullandı.

Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların, buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu, muhalefetin de çok iyi bildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İstanbul'un nasıl talan edildiğini, rüşvet çarkının nasıl işletildiğini, bundan kimlerin nemalandığını, CHP yönetimi bal gibi biliyor. Suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığını aynı şekilde CHP Genel Başkanı ve şürekâsı çok ama çok iyi biliyor. Paniklemelerinin arkasında yatan esas sebep budur. Telaşla suç bastırma yoluna gitmelerinin nedeni de işte budur. Bu ucuz siyasettir, şimdi bunu kullanıyorlar. Bunun adı milletin aklıyla, izanıyla, irfanıyla alay etmektir. CHP Genel Başkanına buradan şunu söylemek istiyorum, korkunun, paniğin, telaşın ecele faydası yoktur. Görünen köy kılavuz istemez, zaten buna ihtiyaç da duymaz. Ortaya çıkanlar, ortaya çıkacakların habercisidir. Ne yaparsanız yapın, adaletin tecellisine engel olamazsınız. Sahibinin kim olduğuna bakmadan beytülmale uzatılan o kirli elleri kırmak, Türk milleti adına yargının boynunun borcudur. Büyükşehri ve bazı ilçe belediyeleriyle İstanbul'u sarmaşık misali saran bu şebekenin kollarının nerelere uzandığı zamanla daha net görülecektir."

Hukuki sürecin selameti açısından Anayasanın kendilerine verdiği yetki, sorumluluk ve görevleri harfiyen yerine getirmekten çekinmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada şunu da memnuniyetle ifade etmek arzusundayım. Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batıya şikâyet edenler, pisliklerinin üzerini örtmek için ülke ekonomisini batırmakla tehdit edenler, tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır. Nitekim süklüm püklüm yardım istedikleri Batıdan destek göremediklerini bizzat Genel Başkan düzeyinde kendileri de kabul etmek zorunda kaldı. Yolsuzluklarına, Batıdaki dostlarını da ortak etme çabaları bu sefer boşa düştü. Medet umdukları tüm odaklar onları yüzüstü bıraktı. Ya Allah aşkına şu tutarsızlığa, şu ilkesizliğe bakar mısınız. Başı her sıkıştığında 'Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyen, lafa gelince 'Kuvayı milliyeciyiz' diye ahkam kesen, sürekli Cumhuriyet'le yaşıt olmakla övünen bir siyasi parti gidiyor, yıllardır savuna geldiği ne kadar argüman varsa, rüşveti aklamak, yolsuzlukları meşrulaştırmak, hırsızları korumak için bizzat kendisi itibarsız hâle geliyor. Seneler geçiyor ama CHP genel başkanları 'dayan Yorgo' ile 'yetiş Yorgo' ikileminden kendilerini bir türlü kurtaramıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'de gelenin gideni aratma geleneğinin bir türlü bozulmadığını belirtti.

"Gazi'nin partisini aldılar, Batılı güçlerden 3-5 destek cümlesi kopartmak uğruna onun bunun ayağına paspas ettiler" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in tutumunun bu milletin binlerce yıllık şerefli mazisine yakışmayan, küçültücü bir tutum olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rezilliğin sadece demokrasiye değil, Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren vatandaşlara da büyük bir haksızlık ve hürmetsizlik olduğunu ifade etti.

Özel'in ülkesini yabancılara şikâyet ederek sadece CHP'yi küçük düşürmediğine, CHP seçmeninin de başını yere eğdirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Biz, rakibimiz bile olsa bu ülkedeki hiçbir siyasi partinin, hiçbir genel başkanın böyle acziyet içinde olmasını istemeyiz. Tüm bu yaşananların CHP'li seçmenin de içine sinmediğine inanıyorum. Burada şunu da açık açık ifade etmek durumundayım. Milletine karşı kibirli, Batı karşısında aciz böyle bir şahıs CHP'nin başında olduğu müddetçe evelallah biz başarılarımıza yenilerini eklemeye devam ederiz. CHP'nin ve Genel Başkanı'nın bu savrulmalarından biz partimiz adına asla rahatsız değiliz. Bizim üzüntümüz sadece milletimiz ve demokrasimiz içindir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son üç haftada şahit olduklarımız, 1940'ların Halk Partisi neyse 2025'in Cumhuriyet Halk Partisi'nin de aynı olduğunu bize yeniden hatırlattı" dedi.

Aradan geçen 85 yıla rağmen CHP'nin faşist zihniyetinde, millete tepeden bakan kibirli siyasetinde hiçbir değişikliğin olmadığını gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Bunlar hiç değişmedi. Bunlar millî iradenin egemenliğini hiçbir zaman içlerine sindiremedi. Bunlar çok partili demokrasiyi, serbest seçimleri asla kabullenemedi. Bunlar sadece rol yaptı. Takiye yaptı, oyun oynadı, 'mış mış mış' gibi davrandı. Son üç haftada uyguladıkları faşizme, baskıya dayatmalara bakın, ellerine biraz daha güç geçtiğinde neler yapacaklarını artık siz tahayyül edin. Yıllardır dillerine doladıkları mahalle baskısının ne demek olduğunu 19 Mart'tan bu yana bizzat kendileri gösterdiler. Tek parti döneminde büyüklerimizin nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğini üç haftada bize örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Rabbim milletimizi bunların insafına bırakmasın diyorum.

“Nefret Diline Rağmen Birleştirici Olmaya Devam Edeceğiz”

Buradan tüm teşkilatıma, özellikle de gençlerimize sesleniyorum. Muhalefetin çirkefleşmesi sizleri asla yanıltmasın. Muhalefetin kabalaşması sizleri asla yıldırmasın. Muhalefetin saldırganlaşması sizleri asla öfkelendirmesin. Sorumsuzca, edepsizce tehdit ve tahrik edici bir dille ortalığı velveleye verenler, hiç endişeniz olmasın yine kaybedecek, son 23 yılda defalarca tekerrür ettiği üzere yine bunlar avuçlarını yalayacaklardır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin son 80 yılda darbe ve cunta dönemleri hariç CHP'ye iktidar yüzü göstermediğini, geleceğini emanet etmediğini, güvenmediğini, itimat etmediğini, yalanlarına ve ikiyüzlü tavırlarına asla kanmadığını söyledi.

Sırrı Süreyya Önder Hastaneye Kaldırıldı Sırrı Süreyya Önder Hastaneye Kaldırıldı

CHP'nin ikiyüzlü siyaseti karşısında Anadolu irfanının her seferinde galip geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimiz Allah'ın izniyle bundan sonra da meydanı CHP faşizmine terk etmeyecektir. Dolayısıyla bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de AK Parti teşkilatı yine sağduyulu olacak, yine aklıselimle hareket edecektir. Muhalefetin nefret diline rağmen birleştirici olmaya, bütünleştirici olmaya, milletimizin kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz. Üstat ne diyor? 'Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın.' Husumetin ve öfkenin diliyle değil, 23 senedir olduğu gibi yine gönül diliyle konuşacağız, 85 milyonun kardeşliğini çok daha ileriye taşımanın samimi gayreti içinde olacağız."

Millete hizmet mücadelelerinin hiçbir zaman kolay olmadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, nice badirelerle karşılaşıldığını, nice zorluklara göğüs gerildiğini, nice kumpaslara maruz kalındığını, nice kirli ve sinsi senaryolara muhatap olunduğunu belirtti. Erdoğan, 23 yıl boyunca millete hayal kırıklığı yaşatmadıklarını, bundan sonra da yaşatmayacaklarını dile getirdi. Ülkenin ve milletin meselelerini çözerek bugünlere geldiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da sorunların üzerine özgüvenle gideceklerini söyledi. Teşkilat mensuplarından her zamankinden daha fazla çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden 'Terörsüz Türkiye' hedefimiz başta olmak üzere ülkemize özellikle katkısı olacak ve ufkunu açacak 85 milyon olarak kardeşliğimizi güçlendirecek hususlara odaklanmanızı bekliyorum. Özellikle belediye başkanlarımızdan çetin mücadeleler neticesinde ağustos ayında yürürlüğe giren sokak hayvanları düzenlemesi çerçevesinde sokaklarımızı güvenli hâle getirmelerini beklediğimi özellikle hatırlatmak istiyorum" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin yönettiği belediyelerin, çocukların kendilerini en güvende hissettiği iller ve ilçeler olması gerektiğini belirterek, "Bu meselede evlatlarımızın kanı ve canı pahasına para kazanan, ceplerini dolduran çeteleşmiş lobilerin ortalığı velveleye vermelerine kesinlikle aldırmayacağız. Kanunun sağladığı bütün imkânları kullanarak daha fazla kötüleşmeden daha fazla can yanmadan daha fazla annenin, babanın yüreğine evlat acısı düşmeden, hepimizi yaralayan yeni trajediler yaşanmadan bu sorunu inşallah bir hal yoluna koyacağız" diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığına gerekli talimatları çok net biçimde verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bakanlıkların kanunun uygulanıp uygulanmadığının denetimini titizlikle yapacağını, ihmali, kusuru veya kastı olanlarla ilgili gerekli ceza-i müeyyidelerde bulunulacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yasalaşma aşamasında olduğu gibi uygulamada da direnç gösteren muhalefet, eninde sonunda milletin feryadına kulak verecek, kanunu tıpış tıpış uygulamak mecburiyetinde kalacaktır. Milletle inatlaşmanın sonu Allah'ın izniyle yine hüsran olacaktır. Rabbim bizi millete hizmet yolundan ayırmasın" diye konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi