Güneydoğu Anadolu'nun hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı, yılın ilk 3 ayında yüzde 9,8 artarak 913,2 milyon dolara ulaştı. Bölge toplam ihracatının yüzde 30,9’unu gerçekleştiren sektör, Güneydoğu Anadolu’nun ihracatında liderliğini sürdürdü. Türkiye’nin bu dönemdeki ayçiçek yağı ihracatının yüzde 55,2’si 149,2 milyon dolarla, makarna ihracatının ise yüzde 67,3’ü 145,7 milyon dolarla bu bölgeden yapıldı. Ayçiçek yağı ihracat fiyatı yüzde 26,3 artışla 1,48 dolara yükselirken, makarnada fiyat yüzde 2,7 düşüşle 0,58 dolara geriledi. Ülke gruplarına göre ihracatta Orta Doğu’nun ardından ikinci sırada yer alan Afrika’ya ihracat yüzde 47,6 arttı; Cibuti, Gana ve Sudan’a yüksek hacimli ihracat artışları yaşandı. En fazla ihracat ise 285,7 milyon dolarla Irak’a yapıldı.
Suriye’ye İhracatımız Daha Da Artacak
Türkiye İhracatçılar Meclisi adına Suriye Masası Başkanlığını da yürüten Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, Türkiye ile Suriye arasındaki ticarete ilişkin şu bilgileri verdi: “Türkiye'nin Suriye'ye toplam ihracatı Mart ayında yüzde 28,7 artışla 166,1 milyon dolara, yılın ilk 3 ayında ise yüzde 31,2 artışla 507,9 milyon dolara ulaştı. Suriye’ye yapılan ihracatın yüzde 33,6’sını gerçekleştiren hububat sektörü 3 ayda 170,8 milyon dolarlık hacim ilk sırada yer aldı. Bu ihracatın yüzde 55,2’si, yani 94,3 milyon dolarlık bölümü de Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gerçekleşti. Yılın ilk 3 ayında Güneydoğu’nun Suriye’ye hububat ihracatında görülen artış yüzde 40,9 gibi çok yüksek seviyelerde. Üstelik bu dönem, Suriye’nin bölgemizden en fazla sipariş ettiği ürün olan buğday ununda ihracatımızın miktar bazında yüzde 20,8’e daraldığı bir sürece denk geldi. Geçtiğimiz yıl Haziran ayından bu yana farklı kotalarla uygulanan buğday ithalatı kısıtlamalarının 25 Mart’ta son bulmasıyla beraber, Suriye pazarında çok daha büyük artışlar göreceğiz.”
Kritik Bir Rol Oynuyor
TİM Suriye Masası olarak, ihracatçı firmaların Suriye’ye girmelerini kolaylaştıracak stratejik adımlar atmayı, sınır kapılarındaki bürokratik engelleri takip etmeyi ve ticaretin sürdürülebilirliğini sağlayacak öneriler getirmeyi hedeflediklerini belirten Kadooğlu şunları söyledi: “Suriye’nin yeniden inşasında Türkiye, bölgesel bir aktör olarak hem ekonomik hem de siyasi gücüyle kritik bir rol oynuyor. Önümüzdeki dönemde özellikle inşaat, altyapı ve enerji sektörlerinde Türk firmalarının önemli katkılar sunduklarını görmeye başlayacağız. Bu sektörlerden Suriye pazarına ilk defa giren firmalara, gıda tedarikçisi işletmelerimizin bilgi ve deneyiminden yararlanmalarını öneriyoruz. Güneydoğu’dan Suriye’ye şu an için en fazla buğday unu ve ayçiçek yağı gidiyor fakat bölgedeki alım gücü arttıkça talebin bu ürünlerle sınırlı kalmayacağını tahmin ediyoruz. Suriye’de başta makarna olmak üzere, bisküvi, gofret ve çikolata gibi Güneydoğu’nun rekabet gücü yüksek ürünlerine yönelik ilgi zaman içinde daha da artacaktır. Burada esas olan, iki ülke arasındaki ilişkilerin aynı sıcaklıkla devam etmesi ve Türk firmalarının Suriye pazarında herhangi bir engelle karşılaşmadan ticaretlerini sürdürebilmesi. TİM Suriye Masası olarak, kamu ve özel sektör paydaşlarıyla iş birliği içinde, dinamik ve esnek bir platform olarak faaliyet gösteriyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki ekonomik bağları güçlendirmek ve iş birliklerini teşvik edecek çalışmalarla sürece desteğimizi devam ettirmeyi amaçlıyoruz.”
