Emekli maaş hesaplamasında milli gelir katsayısının kullanılması yeni bir uygulama değil. 2000-2008 arasındaki dönemde prime esas kazançlar, TÜFE’deki (Tüketici Fiyat Endeksi) artışın yüzde 100’ü ile milli gelir artış hızının yüzde 100’ü esas alınarak hesaplanıyordu. Ancak 2008 sonrası bu oran değiştirildi ve milli gelir artış hızının yalnızca yüzde 30’u maaş hesaplamasına dahil edilmeye başlandı.
Türkiye ekonomisindeki büyüme oranı yükseldikçe, emekli maaşlarına da yansıyan pay artıyor. 2025’te güncelleme katsayısının daha yüksek olması beklenirken, son yıllarda emekli olanlar ile bu yıl emekli olacaklar arasında yüzde 30’a varan maaş farkları dikkat çekiyor. Uzmanlar, mevcut hesaplama sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Emekli Maaşı Hesaplamasında 3 Dönem Kuralı
Çalışılan döneme göre emekli maaşı farklı yöntemlerle hesaplanıyor. Bu kapsamda, en avantajlı dönem 2000 yılı öncesi olarak kabul ediliyor. Bu dönemde maaş hesaplamaları gösterge sistemine göre yapılıyor ve memur maaş katsayısı dikkate alındığı için güncel maaş değeri daha yüksek oluyor.
2000-2008 yılları arasındaki dönemde ise güncelleme katsayısı, enflasyon ve milli gelir artış hızının tamamı üzerinden belirleniyor. Bu durum, emekli maaşlarında düşüşe neden oluyor.
2008 sonrası sigortalılar için ise en dezavantajlı dönem başlıyor. Bu dönemde, milli gelir artış hızının yalnızca yüzde 30’u güncelleme katsayısına ekleniyor ve bu durum emekli maaşlarını önemli ölçüde aşağı çekiyor.
Emekli Maaşlarındaki Düşüşün Nedenleri
Aylık Bağlama Oranı (ABO) yıllar içinde kademeli olarak azaltıldı. 2000 ve 2008 yıllarında yapılan düzenlemelerle emekli maaşı hesaplamalarında köklü değişiklikler yapıldı.
• 2000 öncesinde emekli maaşı hesaplanırken, 5.000 prim günü için ABO yüzde 60 olarak belirlenmişti. 5.000 günün üzerindeki her 240 gün için ek yüzde 1 artış sağlanıyordu. Böylece, 9.000 gün prim ödeyen bir çalışan yüzde 76,7 oranında aylık bağlama oranına sahip olabiliyordu.
• 2000-2008 yılları arasında ise ABO düşürüldü. İlk 3.600 gün için yıllık yüzde 3,5, sonraki 5.400 gün için yüzde 2, 9.000 gün sonrası için ise yüzde 1,5 oranında hesaplama yapıldı. Bu değişiklikle 9.000 prim günü ödeyen bir çalışanın aylık bağlama oranı yüzde 65’e kadar düştü.
• 2008 sonrası sistemde ise her yıl için sabit yüzde 2 oranı uygulanmaya başlandı. Böylece 9.000 gün prim ödeyen bir çalışanın aylık bağlama oranı yüzde 50’ye kadar geriledi.
Bu değişiklikler, hem ortalama kazançların güncellenme oranını hem de aylık bağlama oranlarını aşağı çekerek emekli maaşlarında belirgin bir düşüşe neden oldu.
Asgari Ücretle Çalışanların Emekli Maaşı Neden Azalıyor?
2008 sonrası uygulamaya konulan sistem, asgari ücretle çalışanlar için olumsuz bir tablo yaratıyor. 2008’den sonra prim günü arttıkça, emekli maaşında artış yerine azalma yaşanıyor. Buna karşın, yüksek ücretle çalışan kişilerde prim gününün artması, emekli aylığını da yukarı çekiyor.
Emeklilik Reformu İçin Çağrılar Artıyor
Uzmanlar, sosyal güvenlik sisteminin daha adil bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, aylık bağlama oranları (ABO) ve güncelleme katsayılarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak bu tür reformların devlet bütçesi üzerindeki yükü, ekonomi yönetiminin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.
Emeklilik Yaşı Değişecek mi?
Mevcut sistemde emeklilik yaşında herhangi bir artış beklenmiyor. Kademeli geçişle birlikte yaş sınırı 65’e çıkıyor.
• EYT düzenlemesiyle 8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olanlar için yaş şartı kaldırıldı.
• 1999-2008 yılları arasında sigortalı olanlar için emeklilik yaşı; kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak belirlendi.
• 30 Nisan 2008 sonrası sigortalılar, prim günlerini 2035’e kadar tamamlarsa yukarıdaki yaşlarda emekli olabilecek. Ancak prim gününü 2035’ten sonra tamamlayanların emeklilik yaşı, her 2 yıllık gecikme için 1 yıl artacak.
1 Ocak 2044 sonrası prim gününü tamamlayan erkekler ile 1 Ocak 2048 sonrası tamamlayan kadınlar ise 65 yaşında emekli olabilecek.
Örneğin, 2019’da sigortalı çalışmaya başlayan bir erkek, esnaf veya memur statüsünde hiç ara vermeden 25 yıl çalışarak (9.000 gün prim) 2044 yılında primini tamamlayacak ve 65 yaşında emekli olabilecek. 2024 yılında çalışmaya başlayan bir işçi ise 20 yıl boyunca prim ödeyerek (7.200 gün) 2044’te emekliliğe hak kazanacak. Her iki durumda da erkek çalışanlar 65 yaşında emekli olacak.
Mevcut sistemde kademeli yaş artışı devam ederken, özellikle 2008 sonrası sigortalı olanlar için emeklilik şartlarının daha da zorlaştığı görülüyor. Bu nedenle uzmanlar, emeklilik hesaplamalarının daha adil bir yapıya kavuşması için reform çağrılarını sürdürüyor.