KADEM Gaziantep Temsilciliği, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama gerçekleştirdi. Gaziantep Kadem İl Temsilciliği'nde düzenlenen törende, Gaziantep il temsilcisi Lütfiye Taş konuşma yaptı. KADEM Gaziantep il temsilcisi Lütfiye Taş, “14 dizinin toplamda 327 bölümünde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. Bu 14 dizide en çok yüzde 51 oranında psikolojik şiddet, yüzde 24 sözlü şiddet, yüzde 11 çok boyutlu ve karmaşık şiddet, yüzde 8 de fiziksel şiddet vardı" şeklinde konuştu.
Kampanyalar Düzenliyoruz
Tüm dünyada kadınların, özel ve kamusal alanda, farklı şiddet türlerine maruz kaldığını söyleyen Taş, “Bu gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25 Kasım önemli bir gün. KADEM 11 yıldır, kadına yönelik şiddetin her türüyle mücadele eden bir Sivil Toplum Kuruluşu… Bütün çabamız, öncelikle şiddet ortaya çıkmadan önünü alabilmek ve kadını korumak… Bu doğrultuda şiddetin bütün türlerini; öncülleri, belirtileri, aşamaları ve korunma yollarıyla birlikte ele alan çalışmalar yapıyoruz. Kadınlara; sahip oldukları haklarını, yasal güvencelerini, şiddetten korunmanın yollarını, şiddet karşısında neler yapabileceklerini tek tek anlatıyoruz. Ailelere, öğretmenlere, hatta anaokulundan başlayarak tüm öğrencilere yönelik programlar geliştiriliyoruz. Materyaller hazırlıyoruz. Yine bu bağlamda her yıl 25 Kasım’da, kamuoyunda karşılık bulan kampanyalar düzenliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Şiddete Seyirci Kalma” Sloganı
Gaziantep Kadem İl Temsilcisi Lütfiye Taş, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Bu yılki kampanyalarının sloganının , ‘Şiddete seyirci kalma’ olduğunu belirten Peki, bu sloganla hangi mesajları vermeyi hedefliyoruz? Medyada kadına yönelik şiddet konusu uzun zamandır gündemimizde. Bu konuda çalışmalar yaptık. Kongre ve zirvelerimizde alt başlık olarak ele aldık. Temsilciliklerimizde paneller düzenledik. Ve son olarak ‘Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler Üzerine İnceleme’ başlıklı önemli bir araştırmayı hayata geçirdik. Bu araştırmada, geçtiğimiz yıl televizyonda ve dijital platformlarda yayınlanan ve en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi, kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik. Bu araştırma ile Dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını, İzleyicilerin, dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük.”
Yüzde 51 oranında Psikolojik Şiddet, yüzde 24 Sözlü Şiddet
“Araştırma kapsamında hangi dizileri mercek altına aldığımızı, ne tür sorulara cevap aradığımızı ve elde ettiğimiz sonuçları, birazdan arkadaşlarımız anlatacaklar. Ancak kısaca araştırma çıktılarından bahsetmem gerekirse: İncelemeye konu olan 14 dizide, (Toplamda 327 Bölümde) 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. Ve kabul edersiniz ki bu çok ciddi bir rakam. Bu 14 dizide en çok karşılaşılan şiddet türlerine baktığımızda ise: yüzde 11 çok boyutlu ve karmaşık şiddet, yüzde 8 de fiziksel şiddet tespit ettik. Türü ne olursa olsun, şiddetin ‘doğal’ ve ‘hayatın akışı içinde’ gibi hikâye edilmesi de, bireysel ve toplumsal tehdit olarak karşımızda duruyor.”
Şiddet Dizilerle Evlere Sızıyor
“Şu bir gerçek ki, televizyon dizileri, makbul kadın modelini, kadının ailedeki rolünü ve toplumdaki konumunu belirlemede çok etkili bir güce sahip… Ve ne yazık ki, kadının insanlık onurunu hiçe sayan kadın temsilleri ve kadına şiddet örnekleri, bugün pek çok dizinin ana teması… Dizilerin içine serpiştirilen şiddet türleri, çoğu zaman estetize ve romantize edilerek, normalleştirilerek yansıtılıyor. Seyirci önceleri maruz kaldığı şiddet sahnelerine, bir zaman sonra taraf olmaya başlıyor. Ve kadına yönelik şiddetin bütün türleri, diziler aracılığıyla evimizin içine sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca şiddete seyirci kalma diyeceğiz. TV dizilerindeki kadına yönelik şiddet türlerine ve etkilerine dikkat çekeceğiz.”
Tüm toplum Ortak Sorumluluk Almalı
“Şunu unutmayalım ki: Kadını ve aileyi şiddetten korumak sadece kadın derneklerinin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar ve reklam verenler de bu sorumluluğa ortak olmalıdır. Kampanyamızın, kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmasını diliyorum.”