Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, TBMM’de yaptığı basın toplantısıyla Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Karaca, Suriye halklarının özleminin demokratik bir Suriye olduğunu vurgulayarak “ABD, İran, Rusya gibi emperyalist güçlerin bölge halklarının kader mücadelesinde her türlü askeri, silahlı, siyasi müdahalesinin bölgesel savaşı büyütmekten ve halkların kendi kaderini tayin hakkına ket vurmaktan başka anlamı yoktur. Suriye halklarının geleceği emperyalist devletlerin garantörlüğüne bırakılamaz.” dedi.
Emperyalizmin Taşeronu Olan Gerici Güçler
EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Suriye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdiği basın toplatışında emperyalizmin taşeronu olan gerici güçlerin özgür bir yeni Suriye inşa edebileceği propagandasın “yalan, dolan ve demagoji olarak değerlendirirken “Emperyalistlerin Syces-Picot’la Ortadoğu’ya bıraktığı yüz yıllık miras bir kez daha kendini gösterdi. İç savaşları, kaos ve çatışmaları, etnik ve mezhepsel ayrımları, halklar arasındaki düşmanlık kışkırtmasını yeniden yeniden üreten bir emperyalist miras bu. Etnik, mezhepsel çatışma üzerine kurulu emperyalist dizayn siyaseti bölge halkları için yine acı, yine yıkım, yine göç ve geleceksizlik getirir.” şeklinde kaydetti.
Yeni Bir Suriye İnşa Edilmeli
Suriye halklarının özleminin demokratik bir Suriye olduğuna vurgu yapan Karaca, emperyalistlerin vesayetçi savaş güçlerinin bunun önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayarak “Araplar, Kürtler, Türkmenler, Dürziler, Süryaniler, Ezidiler, Ermeniler, Nusayriler, Sünnilerin Suriye’de kardeşçe ve özgürce yaşamasının garantisi herkesin haklarının tanındığı yeni bir Suriye inşa edilmesi. Bu, bütün Ortadoğu için olduğu kadar Türkiye halkları için de önemli. Halkların kendi kaderini tayin etmek, tüm farklılıklarıyla eşit ve özgür yaşamak için kendi geleceğini kurmak için güç veren örnekler var. Biz, bölge halklarının bu eksende ilerleyeceği bir kazanımı olarak görüyoruz Rojava örneğini.” dedi.
Emperyalist Devletlerin Garantörlüğüne Bırakılamayacak
ABD, İran, Rusya gibi emperyalist güçlerin bölge halklarının kader mücadelesinde herhangi bir gerekçeyle askeri, silahlı, siyasi müdahalesinin bölgesel savaşı büyütmekten ve halkların kendi kaderini tayin hakkına ket vurmaktan başka anlamı olmadığını kaydeden Karaca, Suriye halklarının geleceğinin “uluslararası kamuoyu” denilerek şirinleştirilen emperyalist devletlerin garantörlüğüne bırakılamayacağını vurguladı.
En Önemli Gerçek Bu
Erdoğan’ın “Kendi ülkesinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü, güvenliği, kendi vatanlarında gönül huzuruyla yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir.” sözlerine dikkat çeken Karaca “Bu sözlerle AKP iktidarının bölgesel politikalarının yıllardır Suriye halklarının özlediği demokratik özgür Suriye’nin en büyük engellerinden biri olduğunu gizlemeye çalışıyor. AKP iktidarı, kurduğu Milli Suriye ordusu ve besleyip semirttiği cihatçı güçlerle Suriye halklarının birliğine, güvenliğine ve ortak geleceği birlikte kurma haklarına kast etti. Bugün ortaya çıkan tabloyu ‘Erdoğan’ın zaferi’ olarak göstermek isteyenlerin gizlemeye çalıştığı en önemli gerçek bu” dedi.
Türkiye’yi de Çatışmaların Ortasına Çekiyor
AKP’nin “millî güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğiz” söylemini değerlendiren Karaca “İçeride nasıl her türlü baskıyı meşrulaştırmaya çalışmak için terör söylemi kullanıyorsa, dışarıda halkların geleceğine ve birlikte yeni bir ülke kurma umutlarına kast eden politikalarına da aynı kılıfı giydirmeye çalışıyor. Saray iktidarı ve arkasındaki sermaye gruplarının pay kapmak için bölgede kestiği rol, cihatçılara verdiği destek Türkiye’yi de çatışmaların ortasına çekiyor. İktidarın kontrolündeki cihatçıların Kürt bölgelerine saldırıları, Türkiye’de çözümsüzlüğe itilen Kürt sorununu daha da kronikleştiriyor. AKP iktidarının Türkiye’yi kardeş halkların, komşu toprakların tehdidi haline getiren politikalarına bir an önce son vermeli. Bölgeden tüm askeri ve siyasi varlığını derhal çekmeli. Göçmenlerin güvenli bir biçimde geri dönüşünün sağlanması için somut adımlar atmalı.” sözlerini sarf etti.
Bizim de Mücadele Etmemiz Gerekir
Suriye’de enternasyonal temelde bir halk egemenliği ve halk demokrasinin kurtulmasına ihtiyaç olduğunu kaydeden Karaca “Türkiye ve bölgedeki emperyalist güçlerin bunu zorlaştıran politikalarına karşı Türkiye halkları olarak bizim de mücadele etmemiz ve Türkiye’yi yöneten güçlerin bölge halklarının geleceğini, dolayısıyla Türkiye halklarının da geleceğini ipotek altına alma politikalarına izin vermemek için mücadele etmemiz gerekir. Türkiye’nin sınırında, bölge halklarının geleceğine kaosun damga vuracağı yeni bir Afganistan’ın ortaya çıkmaması için de yapmamız gereken budur.” dedi.
27 Plakalı Çakarlı Arabaları Gördük
Suriye’de rejimi deviren güçlerin, Türkiye’de Suruç ve 10 Ekim Katliamları gibi cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamlarını gerçekleştirmiş olan IŞİD’e akraba güçler olduğunun altını çizen Karaca “Bundan 10 yıl önce biz bugünlerin benzerini izledik. İktidarın sınır ötesinde eğitip donattığı çetelerin bombaları, Türkiye'de patladı. IŞİD'in merkezi haline getirdikleri Antep katliamların üssü yapıldı. Geçen hafta Halep'in ele geçirilmesi sonrası gelen ilk görüntülerde 27 plakalı çakarlı arabaları gördük. AKP'nin içeride muktedir olma, dışarıda pay kapma savaşına kurban ettiği insanları unutmadık. Bugün yeniden Ortadoğu planı uğruna ne Antep'i ne de memleketin başka bir kentini cihatçılara yuva yapmasına müsaade etmeyelim.” çağrısında bulundu.