Şu an yürürlükte olan 1982 Anayasası ile 1961 Anayasası'nın darbe ürünü olarak millete dayatıldığını belirten Abdulhamit Gül, şöyle konuştu:
"Oysa egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir. Peki egemenliği kullanacak olanlar kimlerdir? Darbeyi yapanlar, milletin iradesini ortadan kaldıranlar mı? Maalesef şu an yürürlükte olan 1982 Anayasası, millet adına egemenliği kullanan milletten o egemenliği alarak 'sen anlamazsan, sen egemenliği kullanamazsın, bu darbeyi yapan cuntacı komite sizden daha iyi bilir, anayasayı sizin için biz hazırlarız ve size de buna layık görürüz' diye dayatılan anayasadır."
Gül, Türkiye'de esas itibarıyla demokrasi mücadelesinin merkezinde "milletin dediği mi olacak, vesayetçilerin dediği mi olacak?" kavgasının yaşandığını ifade etti.
Türkiye'nin halen darbe anayasası ile yönetildiğini dile getiren Gül, "Türkiye'de bugün her görüşün temsil edildiği bir meclis aritmetiği var. TBMM, yeni ve sivil bir anayasa yapabilecek güçtedir, demokratik meşruiyete sahiptir." dedi.
Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 23 yılda elde edilen demokratik kazanımlar, temel haklara ilişkin güvencelerin de güvence altına alınması adına yeni ve sivil bir anayasanın zorunlu olduğunu vurguladı.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Elçi ise Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacının olduğunu belirterek, "Daha demokratik, daha özgürlükçü, daha çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç var mıdır, evet vardır. Anayasa kavramı sadece bir metin değil, bir milletin, toplumun örf, adet, kültür gibi değerlerinden izler barındırır. Anayasalar, bir milletin iradesi ve ruhudur." diye konuştu.
MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu da hukukun öngörülebilirliğinin, yatırım ortamının güveni ve adaletin tesisi ile istihdamdan ihracata kadar her alanda kalkınmanın temeli olduğunu söyledi.
Milletin temsilcilerinin ortak aklıyla toplumsal mutabakat ile hazırlanacak sivil bir anayasanın sadece hukuk dünyasında değil, reel ekonomide de derin ve olumlu etkiler oluşturacağına yürekten inandıklarını dile getiren Özdurdu, "Mevcut 1982 Anayasası, darbe sonrası hazırlanmış vesayetçi bir anlayışın izlerini taşıyan metindir. Bu yönüyle hem toplumsal temsilde eksiklikler barındırmakta hem de değişen dünyanın ihtiyaçlarına cevap vermeye zorlanmaktadır." ifadelerini kullandı.
