Korku duygusu, gerçek tehlike düşüncesi veya tehlike ihtimalinden kaynaklanır. Aslında tüm duyguları aşan çok önemli bir statüye sahip önemli bir mekanizmadır. Korku, özellikle çocukların gelişiminde, dünyayı anlamalarında ve şekillendirmelerinde yadsınamaz bir yere sahiptir ve yaşamları boyunca ne yapmaları, ne yapmamaları gerektiğiyle ilgilidir. Çocuklar büyüdükçe korku gelişir ve gelişir. Bazı korkuların yerini alışkanlıklar, öğretiler ve deneyimler alır. Zamanla yaşanan bu değişim içerisinde çocuğun yaşamının her dönemine özgü korkular ortaya çıkar. Bunlar normal korkulardır.
Bir çocuk ne zaman korkmaya başlar?
Uzman araştırmaları, çocukların ortalama 4 aylık olduklarında korku tepkileri geliştireceklerini buldu. Psikologlar, çocukların iki yaşından önce çoğunlukla iki tür korku yaşadığını açıklayarak, bu türlerin en doğal korkular olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar bunları ayrılık kaygısı ve yabancı kaygısı olarak değerlendiriyor.
Ayrılık Kaygısı: Çocukta 6 ila 8 aylıkken başlayan, 13-15. aylarda en üst seviyeye çıkan kaygı türüdür. Bu kaygı türünde 2 sonrasında da okula başlamak gibi “ayrılık” temasını gündeme getiren yaşam olaylarında tetiklenir ve gözlenebilir.
Yabancı Kaygısı: Bebeğin yabancı kişilere karşı duyduğu korku türüdür. Birinci yılın ilk yarısında başlar ve 2 yaşına kadar yavaş yavaş azalarak kaybolur.
Çocuklar neyden korkar?
Çocuklarda en sık görülen korkular arasında ayrılık ve yabancı kaygısının yanı sıra fiziksel zarara yönelik dürtüler, ani sesler, normal yaşamları dışında karşılaşmadıkları nesne veya yaratıklar, karanlık ve uyku saatleri sayılabilir. Kişinin aslında hiç deneyimlemediği bir durumla ilgili deneyim kazanmasıyla bu korkunun ortadan kalktığı kaydedildi. Bu durumda köpek sesinden korkan 9 yaşındaki bir çocuk, köpeğin kafasını okşayabilir ve alışınca onu sevmeye başlayacaktır. Bu tür korkular belirsizliğin açıklanmasıyla aşılabilir.
4-5 yaş arası çocuklarda korku artar. Meraklı bir çocuğun zihni açıktır ve hayal gücünü takip etmesine izin verilir. Bu yaştaki çocuklar için gerçeklik ile hayal arasındaki ayrım her zaman net değildir. Bu dönemdeki en yaygın korkular; hırsız korkusu, hayali yaratıklar, ebeveynlerden ayrılma korkusu, karanlık, yalnızlık, karanlık, yükseklik, asansörde mahsur kalma, kaybolma korkusu ve hayvan korkusudur. Rüyalarında bu korkuyu gören çocukların anne ve babalarının yanında yatmak istedikleri gözlemlenmiştir. Bu durumda ebeveynler onu elinden almamalı ve kızmamalıdır. Uzman, bu durumun gerçek olmadığını, kendisini sakinleştirip uykuya dalıncaya kadar odasında kalacağını ve daha sonra kendi yatağına döneceğini çok açık ve anlaşılır bir dille anlatmalıdır.
KORKAN ÇOCUĞA NE YAPMAMALI?
Psikolog ve pedagoglara en çok sorulan sorulardan biri olan bu başlık altında açıklama yapan uzmanlar, öncelikle asla ama asla diyerek altını çizdikleri vurgu ile çocukların korkularını yok saymaması, bastırmaması, asla küçümsememesi gerektiğini açıkladı. "Bunda korkacak ne var?" "Kaç kere söyledim sana bir şey yok sadece gök gürültüsü bu!" kullanılmaması gereken cümlelere örnek olarak verildi. Korkuyu hafifletmek amacıyla kendilerini yetersiz hissedecekleri ,"Erkek adam hiç korkar mı?", "Sen artık kocaman oldun, abisin/ablasın" gibi söylemlerden kaçınılmalıdır ve çocuğun korku duyduğu objeye karşı zorlanmamalı, yargılanmamalı ve aşağılanmamalıdır.