Nevruz kutlamanın yalnızca Türklere mi ait olduğu, yoksa farklı halklar tarafından da benimsenip benimsenmediği uzun yıllardır tartışma konusudur. Peki Nevruz Türkler için ne ifade eder? Türkiye’de Nevruz son haline nasıl evrildi?


Türkler Nevruzu Ne Zamandan Beri Kutluyor?

Çinli Prof. Dr. Ch’in-Chung-Main’in eski Çin Takvimleri konusunda yaptığı araştırmalarda göre M.Ö. VIII. yüzyıllarda yaşayan eski Türk kavmi “Ti”ler; Nung-li adlı hem ay hem güneşe göre düzenlenen ve mart ayını yılbaşı sayan bir takvimi kullanıyorlardı. Chou Sülalesinin tarihinin “Göktürk Tezkeresi” bölümünde ise “Göktürkler, bitkilerin yeşerdiği zamanı yılbaşı olarak kutlamaktadır.” denilmektedir.

Türkiye’de Gözaltı Süresi Ne Kadar? En Fazla Kaç Gün Gözaltında Kalınır? Türkiye’de Gözaltı Süresi Ne Kadar? En Fazla Kaç Gün Gözaltında Kalınır?

Nevruz Türk Bayramı mı?

Nevruz’un yalnızca Türk bayramı olup olmadığı konusunda farklı görüşler olsa da, tarihsel olarak İran ve bazı Orta Doğu halklarının da bu günü kutladığı bilinmektedir. Ancak Türk kültüründe Nevruz’un taşıdığı anlam ve geçmişi, onu Türk toplulukları için önemli bir milli bayram haline getirmiştir. Bugün hala coşkuyla kutlanan Nevruz, Türk dünyasında birlik, beraberlik ve doğanın yeniden uyanışını simgeleyen önemli bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir.

Kelime kökeni olarak Farsça “nev” (yeni) ve “ruz” (gün) kelimelerinin birleşiminden oluşan Nevruz, “Yenigün” anlamına gelmektedir. 21 Mart’ta gece ve gündüzün eşitlenmesiyle doğanın uyanışı, havaların ısınması, karların erimesi ve toprağın canlanması gibi doğa olaylarıyla ilişkilendirilen Nevruz, Türk kültüründe ise Ergenekon’dan çıkış günü olarak kabul edilmektedir. On İki Hayvanlı Türk Takvimi’nde de yer alan Nevruz, eski Türkler tarafından yeni yılın başlangıcı olarak kutlanmıştır.

Türk dünyasında Nevruz, tarih boyunca “Nevruz-i Sultani”, “Sultan Nevruz”, “Mart Dokuzu” gibi isimlerle anılmış ve özellikle Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan ve Uygur Türkleri gibi topluluklar tarafından yaşatılmıştır. Anadolu ve Balkan Türkleri de bu geleneği sürdürerek Nevruz’u baharın gelişiyle birlikte yeniden doğuşun ve birlikteliğin simgesi olarak kutlamaktadır.

Nevruz'un Çeşitli Türk Topluluklarındaki Karşılıkları

Altay Türkleri; Cılgayak Bayramı
Azerbaycan; Ergenekon, Bozkurt Bayramı
Karaçay-Malkar Türkleri; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy
Kazak Türkleri; Ulus Günü
Uygur Türkleri; Yeni Gün
Başkurt Türkleri; Ekin Bayramı
Doğu Türkistan; Yeni Gün, Baş Bahar
Kazan Türkleri ve Karakalpaklar; Ergenekon Bayramı
Türkmenler; Teze Yıl
Gagavuzlar; İlkyaz
Hakas Türkleri; Cılsırtı, Ulu Kün

Nevruz Bayramı, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde ise Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Güz Dönümü, Yeni Gün isimleri altında kutlanır.
Türklerin Nevruz gelenekleri ile ilgili olarak tarihi kaynaklarda geniş bilgiler bulmak mümkündür. Bu kaynaklardan bazıları şöyledir:
AbulKasım Firdevsi - Şahname 
Kaşgarlı Mahmut - Divân-ı Lügat’it Türk 
Yusuf Has Hacib - Kutadgu Bilik 
Ebulgazi Bahadır Han -  Şecere-i Türk
Hüca Ali Termizi -  Nevruzname
Ömer Hayyam - Nevruzname 
Mevlana Lütfi - Gül ve Nevruz 

Nevruz ve PKK 

Nevruz, Orta Asya’dan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada baharın gelişini simgeleyen kadim bir bayramdır. Ancak Türkiye’de, özellikle 1980’li yıllardan itibaren terör örgütü PKK tarafından ideolojik bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1984 yılında PKK’nın ilk silahlı eylemlerine başlamasıyla birlikte Nevruz, örgüt için sembolik bir tarih haline gelmiş ve bu süreç, Nevruz’un terörle ilişkilendirilmesine neden olmuştur.

Türkiye’de 1980 Öncesi Nevruz 

Nevruz, Osmanlı döneminde “Nevruz-ı Sultanî” adıyla sarayda özel törenlerle kutlanan bir bayramdı. Bu kutlamalarda padişahlar ve devlet erkânı birbirlerine hediyeler sunar, halk arasında da çeşitli şenlikler düzenlenirdi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ise Nevruz, daha çok halk arasında geleneksel bir bayram olarak kutlanmaya devam etti. Devletin bu bayrama yönelik doğrudan bir organizasyonu bulunmamakla birlikte, özellikle kırsal kesimde halk arasında çeşitli etkinlikler düzenlenirdi.

1980’lere kadar Nevruz, resmi bir bayram olarak kabul edilmese de, bazı bölgelerde folklorik bir gelenek olarak yaşatılmaktaydı. Ancak 1980’li yıllardan itibaren, Nevruz’un bazı gruplar tarafından siyasi bir sembol haline getirilmesi, devletin bu bayrama yaklaşımını değiştirdi. Nevruz’un ideolojik bir zemine çekilmesi, devletin resmi kutlamalar düzenlememesine ve bu bayramın toplumsal algısında değişiklikler yaşanmasına neden oldu.

Osmanlı döneminde saray törenleriyle kutlanan Nevruz, Cumhuriyet döneminde daha çok halk arasında yaşatılan bir gelenek olarak varlığını sürdürdü. Ancak 1980 sonrası gelişmeler, Türkiye’de Nevruz’un toplumsal algısını etkileyerek kutlamaların resmi düzeyde yapılmasını engelleyen faktörlerden biri haline geldi.

Buna karşın, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi Türk devletlerinde Nevruz hâlâ büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Bu ülkelerde Nevruz, baharın gelişi ve doğanın uyanışı olarak geleneksel etkinliklerle anılmakta ve kültürel mirasın önemli bir parçası olarak yaşatılmaktadır. Türkiye’de ise Nevruz’un terör örgütü sempatizanları tarafından ideolojik bir zemine oturtulması, geleneksel kutlamaların azalmasına yol açmıştır. 
 

Kaynak: Haber Merkezi