CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Adalete olan güvenin azaldığını belirten Öztürkmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kimse yargıya parmak sallayamaz” sözlerine tepki gösterdi. Öztürkmen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na jet hızıyla soruşturma açılmasına da tepki gösterdi.
Hasan Öztürkmen’in açıklaması şu şekilde: Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin güdümüne giren yargının kararlarını eleştirenlere “Kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz.” sözleriyle tepki gösterdi.
Adaleti mülkün, yani devletin temeli olmaktan çıkarıp yandaşları hakim-savcı yapan AKP iktidarı, yargıya kimsenin vermeyi cesaret dahi edemeyeceği zararı vermiştir.
“Adalet” bu ülkede sadece mahkeme duvarlarını süsleyen bir kelimeye dönüştü.
Toplumda adalete güven azalıyor ve insanlar artık kendi adaletlerini mi yerine getirmek istiyor?
Her şartta hukuka bağlılığını dile getiren ve adalet sisteminden adil olmasını bekleyen CHP’li siyasetçiler, yargıyı tehdit iddiasıyla soruşturmalara uğruyor.
Bir siyasi partinin genel Başkanı Ümit Özdağ, kanunsuzca tutuklanıyor.
14 milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için yazılmış Cumhurbaşkanlığı tezkereleri TBMM Başkanlığı’nda bekliyor.
Bugün, kanunsuz operasyonlara imza atan bazı hakimleri himaye eden Erdoğan, Ergenekon kumpasını yürüten FETÖ’cü Savcı Zekeriya Öz'ü “İtalya’da temiz eller olduğu zaman İtalya’yı Türkiye’ye örnek gösterenler lütfen şu anda da Türkiye’de temiz eller operasyonunu yapanlara saygı duysunlar” diye savunmuştu. Kendisine zırhlı aracını vermişti.
Erdoğan, işine gelince “kimse yargı mensuplarını tehdit edemez” der, işine gelmeyince kendisi tehdit eder.
Daha önce "Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararları hazmedemiyorum. Danıştay da zaman zaman yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor" diyen sendin. Gazeteciler ile ilgili AYM’nin tahliye kararına “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum" diyen de başkası değildi.
2024 Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi raporuna göre Türkiye, 142 ülke arasında 117. Sırada.
HSK, YSK gibi kurumlar, tamamen siyasete teslim olmuş durumda.
AKP iktidarı, hukuku ayaklar altına aldı. Her adalet bakanı yeni yargı paketleri çıkardı. Paketler, yargıdaki sorunlara çözüm olmadığı gibi, sorunları büyüttü. Baroları bile böldünüz, avukatları kutuplaştırdınız.
Halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş Can Atalay’ın milletin meclisine gelmesi Anayasa’nın 83’üncü ve 38’inci maddelerine açıkça aykırı bir şekilde engellendi. En sonunda da özel olarak oluşturulan ve görevlendirilen bir mahkeme tarafından gezi sanıklarına haksız ve hukuksuz cezalar verildi. Şimdi CHP’li belediyelere kanunsuz operasyonlar yapılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmalar artıyor, hakkında hükmedilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası Demokles’in kılıcı gibi tepesinde sallanıyor.
“Turpun büyüğü heybede diyerek” muhtemel yargı operasyonlarından haberdar olduğunu ima ediyor.
AKP Yargıyı Tamamen Siyasallaştırdı.
Şimdi çıkıp “Kimse yargı mensuplarına parmak sallayamaz” demek, tam Erdoğan tipi riyakarlığın son örneğidir.
Bu Neyin Paniği?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarının ardından jet hızıyla soruşturma açılmasını bir avukat olarak üzüntüyle takip ettim. İmamoğlu daha konuşmasını bitirmeden hakkında soruşturma başlatılıyor. Bu haksız müdahalelere cevap vermek adil yargılamayı etkilemek değil, tam tersine hukukun bağımsızlığını savunmaktır. Bolu'da 78 canımızı kaybetmemizin üzerinden günler geçmesine rağmen, bir istifa yok, sorumlu bakanlık yetkililerine soruşturma yok. Hukuk, kişilere göre değil; evrensel ilkelere ve kurallara göre işletilmelidir. Hukuk, özel atamalara değil; liyakate dayalı bir anlayışla yürütülmelidir. Bu hukuksuz iş ve işlemleri haber yapan basın kuruluşları ve paylaşan vatandaşlar hakkında soruşturma açmak sansürdür. Darbe dönemlerinde görülmemiş hukuksuzlukların bu dönem, böyle aceleyle yapılması akıl alır gibi değil! Bu ne hız? Bu neyin paniği?