Görmek anlamındaki “rü’yet” kelimesinden türeyen rüya, uykuda görülen ve yaşanan şeyler demektir. Peygamberimiz rüyaları üç gruba ayırmıştır; a) Allah’tan bir müjde olan iyi rüya. b) Şeytanın insanı üzdüğü kötü rüya c) İnsan benliğinin yaptığı telkin ile görülen rüya. (Müslim, Rüya, 6; Tirmizi, Rüya 1)
1. İyi Rüyalar

“İyi rüya Allah’tandır.” (Müslim, Rüya, 3) İyi rüyaları iki kısma ayırabiliriz. Peygamberlerin ve salih müminlerin rüyası.
a) Peygamberlerin Rüyası

Allah tarafından doğrudan doğruya veya bir melek aracılığıyla meydana gelen ilâhî telkinler. Asıl rüya, hak ve gerçek olan rüya budur. Bu tür rüya peygamberlere özgüdür. Peygamberimize ilk vahiy sadık rüya şeklinde gelmiştir. (Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1) Peygamberlerin rüyaları gün ışığı gibi gerçek olur. “Allah, peygamberinin rüyasını doğru çıkardı.” (Feth, 27) anlamındaki ayet bunun delilidir. Bu ayetin inmesine sebep olan olay şöyle vuku bulmuştur: Peygamberimiz umre yapmak üzere ashabı ile birlikte Medine’den yola çıkar. Hudeybiye denilen yerde konaklar. Rüyasında Mekke’ye girdiklerini ve burada tıraş olduklarını görür, bunu ashabına anlatır. Ashap peygamberimizin rüyasını, Mekke’ye girecekleri ve umre yapıp tıraş olacakları şeklinde yorumlarlar. Ancak Mekkeliler peygamberimiz ve Müslümanların umre yapmalarına izin vermezler. Hudeybiye antlaşması imzalanır. Umre yapmadan Medine’ye dönerler. Münafıklar rüya olayını kullanarak kafaları karıştırmak üzere harekete geçerler ve bazı müminlerin kafalarında tereddütler oluştururlar. Bu kimseler Hz. Peygamber’e gelip durumu sorarlar. Peygamberimiz de: “Ben bu yıl olacak demedim, rüyada da bu yıl olacağını görmedim.” der. Bir yıl sonra Müslümanlar umrelerini yaparlar, böylece Peygamberimizin rüyası gerçekleşmiş olur. (Kurtubî, XVI, 276)
b) Salih Müminlerin Rüyası

Allah’ın lütfu ile salih Müslümanların rüyaların geçmişe veya geleceğe yönelik remizler taşıyabilir. Bu hususa delâlet eden birçok hadis vardır. Hz. Peygamber bir gün ashabı ile sohbet eder ve onlara: “Peygamberlik sona ermiştir, fakat müjdeciler vardır.” buyurur. Sahabe: “Ey Allah’ın elçisi! Müjdecilerden maksat nedir? Diye sorar. Hz. Peygamber de: “Salih rüyadır.” cevabını verir. (Buhari, Ta’bîr, 5) Bir başka hadisinde; “Müminin gördüyü rüyanın peygamberliğin 46 cüzünden bir cüzü olduğunu” (Buharî, Ta’bîr, 4; Müslim, Rüya, 6) bildirir. Bunun anlamı şudur: Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliği 23 sene sürdü. 23 sene kırk altı tane "altı ay" eder. İlk altı ayda vahiy, sadık rüya şeklinde geldi. Altı ay 23 vahiy süresinin kırk altıda biri olduğuna göre sadık rüya, bütün vahiy süresinin kırk altı parçasından bir parçasına tekabül eder. (Yazır, IV, 2866)

Sahabeden Ebu’d-Derdâ ile Ubâde b. Samit, Hz. Peygamber’e: “Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır.” (Yunus, 64) anlamındaki ayette geçen “müjde”nin ne olduğunu sorarlar. Hz. Peygamber de: “O salih rüyadır. Onu mümin görür veya ona gösterilir.” cevabını verir. (Tirmizi, Rüya, 2)

Bu hadisler müminlerin gördükleri rüyaların gerçeği yansıtabileceğini, bunun ilâhî bir lütuf olduğunu ifade etmektedir. Mümin ne kadar salih ve muttakî olursa rüyası o kadar iyi olur. “Ahir zamanda müminin rüyası nerede ise hiç yalan çıkmaz. Müminlerin en sadık rüya görenleri en doğru sözlü olanlarıdır.” (Müslim, Rüya, 6; Tirmizî, Rüya, 10) anlamındaki hadis bunun açık delilidir. “Rüyaların en doğrusu seher vakitlerinde görülen rüyalardır.” (Tirmizî, Rüya, 2)

Olduğu gibi çıkan rüyalar, genellikle sezgisi güçlü olan kişlerin rüyalarıdır. Örneğin rüyasında gördüğü dostunu kısa bir süre sonra gerçekte görebilir bu kişiler. Buna "Gerçek Rüya" adı verilir. Böyle rüya görenler, dikkatli davranmalı, gördükleri şeyleri iyi değerlendirmelidirler. Peygamberimiz; “Biriniz, sevdiği bir rüya gördüğü zaman bu rüya Allah’tandır. Onun için Allah’a hamd etsin ve bu rüyayı (sevdiklerine) anlatsın.” (Buharî, Ta’bîr, 2). “Biriniz rüya gördüğü zaman onu en iyi yorumlayana anlatsın.” (Müslim, Rüya, 17) buyurmuştur.

2. Kötü Rüyalar
Peygamberimiz kötü rüyayı “hulm (çoğulu ahlâm)” olarak isimlendirmiş, iyi rüyanın Allah’tan, kötü rüyanın ise şeytandan olduğunu bildirmiştir. (Buharî, Ta’bîr, 2; Tirmizi, Rüya, 4) Bu tür rüyalar gerçeği yansıtmaz.

Kötü rüyalar dilimizde “kâbus” ve “karabasan” sözcükleriyle ifade edilir. Bazen insan istemediği ve çok korktuğu, “iyi ki rüya imiş” dediği rüyalar görür. Peygamberimiz kötü rüyalardan korunmak için şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Biriniz hoşlanmadığı bir rüya gördüğü zaman bilsin ki bu rüya ancak şeytandandır, onun şerrinden Allah’a sığınsın, bu rüyayı kimseye anlatmasın, böyle yaparsa kötü rüya ona zarar vermez.” (Buhârî, Ta’bîr, 3) “Biriniz kötü bir rüya gördüğü zaman yatmış olduğu yanından diğer yanına dönsün.” (Müslim, Rüya, 4), “Kalkıp namaz kılsın ve o rüyayı kimseye anlatmasın.” (Müslim, Rüya, 6)

Bir sahabî Hz. Peygamber’e gelir, rüyasında başının kesildiğini gördüğünü söyler. Hz. Peygamber güler ve; “Şeytan sizin herhangi birinizle uykusunda oynadığı zaman sakın şeytanın bu oynamasını insanlara anlatmasın.” der. (Müslim, Rüya, 15)

Bu hadislere göre insan, Allah’a hamd etmeli ve gördüğü iyi rüyaları sadece sevdiği kimselere anlatmalıdır. Kötü rüyaların etkisinden ve zararından korunmak için, Allah’a sığınmalı, kalkıp namaz kılmalı, yattığı yanını değiştirmeli ve rüyasını kimseye anlatmamalıdır. Yakup peygamber de oğlu Yusuf’a gördüğü rüyayı kıskançlık sebebiyle zarar vermelerinden korktuğu için kardeşlerine anlatmamasını söylemiştir. Görülen kötü rüyaları iyiye yormak ve muhtemel tehlikelere karşı maddî ve manevî tedbirleri almak gerekir.