İşte satırbaşlarıyla Ali Koç'un  HaberTürk/Mehmet Akif Ersoy'a an, an yaptığı açıklamaları; 

-Ali Koç: "Kesinlikle konuşmayı düşünmüyordum. Konuşmak zorunda bırakıldım. Konuşmayacaktım. Riyad'daki kriz toplantısından sonra yetkililer konuşsun, kulüpler konuşmasın istemiştim. Bilgi kirliliği var, masumane bilgi kirliliği var, artniyetli bilgi kirliliği var. Dezenformasyona hizmet etmeme adına konuşmamayı tercih etmiştik. Son 5 gündür Fenerbahçe ve benim şahsımın etrafından döndürülmesi, iftiralar, yalanlar, belli merkezden düğmeye basılarak yapılan müthiş bir iletişim operasyonuna başladılar."

Ali Koç: "Biz bir mektup yazdık, hafta içinde federasyona. Protokolü rica ettik. Protokolu değil, maç öncesi süreçteki iki taraf arasındaki yazışmaları da istedik. Bizimle TFF arasında hiçbir anlaşma yok. Bence aslında sürecin çok amatörce yürütüldüğünü konulardan biri. Bizimle TFF arasında sözleşme yok. TFF ile Riyadh Season firması arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. İddia ediliyor ya 'Sözleşme var, kulüpler imza attı, son dakika bu sözleşme dışında şartlar dayattılar' deniyor. Biz hiçbir sözleşme görmedik."

Ali Koç: "İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta diyor ki kısaca, 'Gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız gelin, hukukçu yollayın gösterelim' deniyor."

Ali Koç: "Yaz aylarında Sayın TFF Başkanı ile görüşürken, 'Süper Kupa ne olacak' dedim. Yurtdışını düşündüklerini İngiltere, Azerbaycan, Katar yanılmıyorsam ve Suudi Arabistan. Ben şahsen Almanya'nın iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Almanlar'ın izin vereceğini tahmin etmiyordum, Alman takımı yoksa ki yok kabul etmediler. En iyi teklif Suudi Arabistan'dan geldi. Teklifi bir yana koyun. Tüm dünyanın gözü Suudi Arabistan'da futbol olarak. Müthiş yatırımlar yapıyorlar futbola. İspanya'nın Süper Kupası, Final Four gibi orada oynanıyor. Kıtalararası final orada oynadı. Dünya Kupası'nı aldılar gibi. Futbolla ilgili heyecan, dinamizm, yatırım vs vs var. Transfer piyasasını alt üst ettiler. 100. yıl hassasiyeti yoktu o sırada, Almanya olmayınca Suudi Arabistan'ı düşündüklerini söyledi. Biz de doğru olacağını düşündük. 100. yıl özelinde hatalı olduğunu gördük."

Ali Koç: "Proje olarak 5 yıl, TFF orada Süper Kupa'yı oynatması... Biz de önümüzdeki sezonla birlikte 4'lü düşünülüyordu, şimdi ne olacak bilmiyorum. Özellikle bunu istememizin sebeplerinden biri, kamuoyu ve camia hassasiyetini, Yüksek Divan Kurulu'ndaki talebe rağmen Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Suudi Arabistan'da oynanması için iki açıdan ısrar ettik. Sebeplerden biri, takvimin cilvesi diyelim, 5 gün önce İstanbul'da Fenerbahçe - Galatasaray derbisi olacaktı. Yıllardır biz birbirimize taraftar götürmüyoruz, bırakın futbolu kadın voleybola bile götürmüyoruz. İstanbul'daki maçta ne cereyan edecek, sıkıntı olacak mı belli değil. Gergin tansiyon olması ihtimalini düşündük. Olimpiyat'ta 40 bin Fenerbahçeli, 40 bin Galatasaraylı sıkıntı olabilirdi. Dursun Özbek Bey de aynı şeyi düşündü. TFF Başkanı da İstanbul'da oynayamayız, Samsun'da, Ankara'da oynatırlar herhalde dedi."

-Ali Koç: "Süper Kupa maçı yurtdışında olursa yabancı hakem kadrosu da olabilir diye düşündük. Bu fikri öneriyi getirdik. TFF de sıcak baktı. Rakibimiz sıcak bakmadı. Zaman içinde öğrendik bunu. TFF yöneticileri sıcak baktı. Yurtdışında elit Türk hakemler var, Hollanda'da Serdar Gözübüyük ile temasa geçildi, TFF temasa geçmiş. Serdar Bey de gurur duyacağını söyledi."

Ali Koç: "Biz niye yabancı hakem istedik? Fenerbahçe'nin hakkı son 10 yılda o kadar çok yeniyor ki, bari bu tek maçta yabancı elit hakem olsun istedik. Bu yüzden Suudi Arabistan'da ısrar ettik ama bunların başımıza geleceğini bilmiyorduk. TFF bunu açıkladı ve ardından büyük tepkiler oluştu. Siyasi seviyede, taraftar seviyesinde, kongreler seviyesinde... 100. yılda olduğu için. Yurtdışında değil Türkiye'de olsun istendi. Biz demin söylediğim sebeplerden ötürü zikzak çizmedik, asıl planda kaldık. Yüksek Divan'da gitmeyin kararı çıktı, Galatasaray'da da benzer bir karar çıktı. Hem Fenerbahçe hem Galatasaray ciddi baskı altındaydı. Kulüpleri bu kadar baskı altına almaya gerek yok. Amir olan TFF. TFF bize nerede derse orada oynarız."

Ali Koç: "Bu kesinlikle TFF'nin kendi başına aldığı karar değil. İstişare edildi. Fenerbahçe ve Galatasaray olarak baskı olmasına rağmen projeye devam ettik. Galatasaray Kulübü, TFF'ye bir yazı yolluyor 'oynanmasın' diye. TFF Başkanı bizleri çağırdı, 'Ne düşünüyorsunuz?' dendi. Biz aynı noktada durduk. Galatasaray 'Oynamayız demiyoruz ama amir olarak senin karar vermen lazım, üstümüzden bu yükü almalısınız' dendi. TFF açıklama yaptı, 'TFF kararı olarak Riyad'da oynanacağı' söylendi. Hatta orijinali 30 Aralık'tı, 29'una alındı ki oyuncular aileleriyle yılbaşını geçirsin diye..."

Ali Koç: "Bize sorulan bir şart olmadı, biz de bir şart sunmadık. Biz yabancı hakem konusunda o kadar ısrarlıydık, olacağına o kadar çok inanıyorduk ki, TFF de bu görüşü satın aldı ve yurtdışında hakemle görüştü. Yumruk olayından sonra TFF Başkanı'ndan 180 derece dönüşüm oldu. Bu konu rafa kalktı. Bu konuda o kadar çok ısrarcıydık ki U19 takımıyla çıkmayı bile düşündük."

Ali Koç: "U19 takımını yanımızda götürdüğümüzde a takımla çıkacağımızı biliyorduk. Gerekli hazırlıkları yapmıştık, vize işlemlerini. Liderdiler, devre arasındaydılar ve hazır vize işlemlerini yapmışken götürelim dedik. Sayın Bakanımıza hakem konusundaki rahatsızlığımızı söyledik. Maça atanan hakem olacak iş değil. Biraz futbol dünyasını biliyorsanız, söz konusu hakemin o takıma ne kadar yakın olduğu, geçmişi, gençliği bilinen mevzu futbol sektöründe. Yabancı hakem atamayı bırakın, hiç istemediğimiz bir hakem atandı."

-Ali Koç: "Maç günü Suudi yetkililerle iletişimimiz oldu. Yazışmalar ortaya çıkarsa işin aslı astarı ortaya çıkacaktır. Ortada büyük bir fiyasko var. Dibine inmeye çalışıyoruz. Bu nasıl oldu?"


Ali Koç: "Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Lig maçları ve kupa maçları gibi. Maç haftası salı ve çarşamba günü, varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınız onlar size cevap verir. Şehitlerle ilgili mesajlar, AÇEV, LÖSEV vs gibi mesajları gönderirsiniz, cevap gelir. Maç günü bile olur. Son derbi öncesinde şehitler oldu, maç günü şehitler ile ilgili pankartlar ve tişörtlerle çıkmak istediğimizi söyledik, olur geldi. Allah bir daha bize 1 şehit bile vermesin. Biz çarşamba sabah 9.30'da yazı yazdık. Isınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız. Cevap alamadık eskisi gibi, çabucak. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk. Normali hafta içi yazarsınız, gayet normaldir. Şimdi TFF ne yaptı, Cumhuriyetimiz'in 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacağı, tüm dünyaya göstereceğiz demedi mi? Bizim çıkacağımız ısınma tişörtü bu. Bu tişört için başvurduk."


Ali Koç: "28 Aralık'ta TFF'den bir yazı daha geldi. Çocuklarımızın sahaya çıkacağı formayla ilgili. Önde 100. yıl logomuz, arkada Atatürk'ün sözü vardı."

Ali Koç: "28 Aralık'ta bir yazı daha geldi TFF'den. Şehitlerimiz ile ilgili bir pankart. Bize diyorlar ya, 'Protokole son dakika ekleme yaptırıyorlar, FIFA kuralları, protokol, sözleşme', demek ki son dakika değişiklik kabul edilmiş. Bizim ısınmada Atatürk formasıyla çıkmasını düşünmemiz gayet normal ve doğaldır."

Yabancı maçlarda genelde, savaş hali var. Galatasaray'ın 100. yıl formasına onay verildi mi, verilmedi mi bilmiyoruz. Verilmeyeceğine dair bir intibamız var. Biz klasik çubuklu formamızla çıkacaktık. TFF'nin de kendi pankartları vardı. Biz bu pankartı, çıkabilirsek çıkalım, savaşa dikkat çekmek için, hiç taraf tutmak değil. Gazze'deki savaşa dikkat çekmek için, Ukrayna - Rusya savaşında da kullandık. Yabancı maçlarda kullandık biz bunu. Atamız'ın çok önemli ve etkili bir sözü. Hiç taraf tutan bir söz değil. Pankartın üzerinde ısrar etmedik. TFF, belli tarihlerde bize 2 tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla ve bu pankartla çıkacaksınız dendi. TFF, bize 14 Aralık'ta yazı gönderdi. 14 Aralık'ta bu maça çıkacağımız pankart 'Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun!' pankartıydı."

Ali Koç: "Keşke bize izin verilmedi dense. Cevap gelmedi, ertesi gün takip ettik, orada takip ettik. 'Dışişlerinden izin bekliyoruz' vs. dendi. 27 Aralık'ta bu yazıyı gönderdik, üstüne gittik. 'Dışişlerinden izin bekliyoruz' dendi. Orada tekrar sorduk. Neden Dışişleri, bilmiyorum. Girdiğimiz toplantılarda hiçbir şekilde siyasi tutum falan denmedi. 28'inde tekrar sorduk, İstanbul'da daha. Biz tekrar soruyoruz, 'Haber bekliyoruz' dendi.

Ali Koç: "Bilmiyorum, sözleşme nasıl, kim neye karar veriyoruz. Türkiye'de maç olsa bu normalde olur. TFF'nin yerel bir maç gibi düzenlediği maç aslında, yabancı ülkede yapılıyor. Sözleşmede ne yazıyor bilmiyorum, yorum yapamıyorum. FIFA'ya bence sorulmamıştır. 'FIFA kuralları' diye bir yazı vardır belki, gerisi iki ülke arasında organize edilmiştir."

Ali Koç: "Birincisi, biz hiçbir şeyi son dakikada dayatmadık. İkincisi; organizasyonu siz yapıyorsunuz, yazışmalar haftalar önce başlıyor, iki hafta önce bir heyet gidiyor gerekli organizasyon için, sizde de Cumhuriyet pankartı, 100. yıl logosu var, Atatürk görselleri var. Parla Marşı söylenecek dendi. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Hani Amerikalılar der ya 'business as usual', öyle."

Ali Koç: "Bize bir kere şu, şu, şu kabul edilmiyor deseler, biz ona göre organize oluruz. Hakikaten kabul etmeyeceğimiz şeylerse de maçı orada oynamayız. Bunu maça saatler kala öğrendik."

Ali Koç: "TFF sıkıntının farkında ama oraya gideriz bir şekilde hallederiz, takımlar oraya gittikten sonra maç oynanır düşüncesi hakim. Kulüpler bu pankartla çıkacak dedikleri pankart, programdan çıktı. Yeni pankart basıldı. "100. Yılımız Kutlu Olsun!" dendi."

?Mehmet Akif Ersoy: "Cumhuriyet  ibaresi mi çıkarıldı?"

?Ali Koç: "Bize maç günü pankartın değiştiği söylendi. Suudi Arabistan'da cuma her yer kapalı ama orada pankart bastırdılar. Yine bize yazıyla söylenen, çocukların çıkacağı forma da programdan kaldırıldı."


Ali Koç: "Değerli bir rapçimiz, Norm Ender, ilk defa böyle bir marş yapıyor, ülkemizde çok sevildi ve beğenildi. TFF organizasyona bunu ekledi. O gün bir TV kanalına Norm Ender röportaj veriyor, maç günü 14.48'de, 'Parla marşını söyleyeceğim, çok gururluyum' diyor. Programdan çıkarılıyor. Norm Ender maç günü programdan çıkacağını öğreniyor. Biz de Norm Ender'in tweetinden öğrendik."

Ali Koç: "Parla Marşı iptal edilince İstiklal Marşı iptal edildi gibi anlaşıldı Türkiye'de. Aslında İstiklal Marşı krizi olmadı."

Ali Koç: "Kulüpleri bir yere koyalım, Bu kadar iyi organize edilmiş, sözleşmeye bağlanmış, protokole bağlanmış, FIFA kuralları... Siz niye bu kadar şeyi değiştirdiniz!"

Ali Koç: "Benim ve Selahattin Bey'in Suudi iş adamlarıyla yemeğimiz vardı, saat 10 gibi. Aklımızda sorun çıkacağı yok. Suudi misafirlerimiz var, ekstra bilet, ekstra loca peşindeyiz, VIP yer peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü. Tüm bunların pazarlığı bilet, loca falan. O gece saat 21.30'da, bir hazırlık toplantısı yapıldı. Kulüp temsilcileri falan, biz ilk orada öğrendik."


Ali Koç: "Maçtan 1 gece önceki toplantıda genelde kulüplerin profesyonelleri maç organizasyonundan sorumlu kişisi, akreditasyondan sorumlu kişisi, TFF yetkilisi ve Suudiler var. Orada ilk defa pankartımız ve ısınma tişörtlerimizin kabul edilmeyeceği ifade ediliyor Suudi yetkililer tarafından. İstiklal Marşı, Suudi Milli Marşı orada gündeme geliyor. İstiklal Marşı var. Diğer yabancıların maçlarında ulusal marş çalınmadığı için sizin marş çalınıyorsa bizimki de çalsın deniyor. 30 saniyelik versiyonunu çalmak üzere anlaşılıyor."


 

Ali Koç: "Biz Atatürk formasıyla maça çıkmayacaktık, biz Atatürk olan ısınma tişörtüyle çıkacaktık. Bir önceki akşam 21.30'da söyleniyor. Oradaki federasyon yetkilisi, buna üst düzeyde karar verilecek deniyor, kesip atılmıyor. Ertesi gün bilet toplantısı var, federasyon yetkililerini aradık. Biz maça hazırlanıyoruz. Ben A Spor'a bir röportaj veriyorum. Soruyorlar, 'Dünyada barış olsun' diyorum."

Mehmet Akif Ersoy: "Gazze ile ilgili konuşuyorsunuz. İsrail'in katliamlarından bahsettiğiniz cümleleriniz var."

Ali Koç: "Var var. Barış olsun, insanlık kazansın diyorum. Filistinli kardeşlerimizin yaşadıklarına istinaden... İçimizin acıdığı, kabul edemeyeceğimiz görüntüler var. Yeni yıl mesajı olarak insanlık kazansın, barış kazansın. Atamız'ın 'Yurtta sulh cihanda sulh' mesajını söylüyorum. Orada bununla ilgili galiba bir sıkıntı var, görüşüyoruz. Olmazsa maça çıkmıyor, etmiyoruz demiyorum."


-Ali Koç: "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh pankartı olmazsa olmazımız değil, işin ekstrası, zaten pankartlar olduğunu biliyoruz. Orada bir ısrarımız yok. Ben ve yöneticilerim, Suudi Arabistan'ın eski federasyon başkanının evine yemeğe gittik. 2 gibi falan. Biz oradayken bir telefon geliyor Sayın Büyükekşi'den. '16-16.30 gibi TFF'nin kaldığı otele gelir misiniz?' deniyor. Geliriz ama azıcık şehrin dışındayız, kıyafetimiz müsait değil, hemen üstümüzü değiştireceğiz dedik. Sayın Dursun Özbek, bizden 40 dakika önce geliyor. Toplantıya oturuyoruz, saat 17.30. Maç 20.30."

-Ali Koç: "Anladığımız kadarıyla, Galatasaray da o gün bir pankart bastırmış, 'Ne mutlu Türküm diyene' sözünü. Isınma formasının üstüne Atatürk bastırmışlar,  cuma günü oradayken, Sayın Başkan öyle söyledi orada. Türkiye Cumhuriyeti'nin, TFF'nin 100. yılı, Süper Kupa maçına çıkıyoruz, Cumhuriyetsiz ve Atatürksüz bir kutlama. Hani tüm dünyaya gösterecektik. Aklımızın ucundan geçmedi. Bir sürü konuda TFF'nin taleplerini Suudiler zaten reddetmiş. Maç günü de değil, maça gelen günler içinde olmuş. Biz yola çıkmadan önce sorunlar varmış. Bunları söylemiyorlar zaten."

Ali Koç: "Bildiğim 4 tane çıkan şey var. Pankart 'Şanlı Cumhuriyetimizin 100. yılı', Parla Marşı, çocuklarımızın giyeceği tişörtler, kenardaki ledlerdeki Atatürk görselleri çıkarılmış."

Ali Koç: "Atatürk'süz tişörtle çıkmayı siz kabul edebilirsiniz, biz etmeyiz dedik TFF'ye."

Ali Koç: "Dibine indikçe, bu süreçte en az sıkıntılı taraf Suudiler. Bizim anladığımız kadarıyla, maçtan çok önce sıkıntılar ortaya çıkmaya başlamış. Çok toleranslı davrandıklarını söyleyemem. Bizim ülkemize iki yabancı takım gelse bizim hassasiyetlerimize uymak zorundalar. Takdir edersiniz etmezsiniz, tasvip edersiniz etmezseniz. Suudi Arabistan'da da böyle hassasiyetler varsa biz bunu maç günü mü öğreneceğiz!  Maça birkaç saat kala. Buradaki sorumluluk TFF'de, çok net!"

Ali Koç: "İstedik protokolü, vermediler, gizli dediler, biz oynayacağız, bize niye gizli."

Ali Koç: "Dursun Bey ve biz, hayatın olağan akışına aykırı olarak birebir aynı noktadaydık. İkimiz de, Sayın Dursun Özbek adına konuşamam ama benzer sıkıntılarda birebir aynı noktadaydık. Onun için biz çıldırıyoruz. İki kulübün ve TFF'nin kararıyla iptal oldu. Niye her şey Fenerbahçe'ye ve Ali Koç'a?"

Ali Koç: "Hemen oynamayız demedik. Bir şekilde bu maçı oynatalım dedik. Özür dilemek, izin almaktan daha kolaydır. Gidelim, takımlarımız gitsin, sahaya çıksınlar. Bir sıkıntı olursa oynamayız ama maça çıkmayı deneyelim. Isınmaya bu formayla çıksın Fenerbahçe ve Galatasaray. Bu sefer stadyumdaki TFF yetkililerinden garip garip mesajlar gelmeye başladı. Bir tanesi 'Soyunma odalarına polis girdi', FIFA kurallarına göre oynuyorsanız soyunma odasına polis girmez. Polis girdi, pankartı aldı, Galatasaray'ın pankartını da almışlar. İş gerilmeye başladı."

Ali Koç: "Biz orada Suudi yetkililer ile değil, TFF Başkanımız, İbrahim Burkay, Spor Bakanımız, Sayın Özbek, ben ve iki danışman var. Başka kimseyi de odaya almıyorlar. Bizim Suudi Arabistanlılar ile muhatap olduğumuz tek yer bir önceki gece yapılan toplantı. Orada da 'İptal edilmedi, üst düzey yetkililer karar verecek' dendi."

Ali Koç: "Sayın Spor Bakanımızın, oynayın veya oynamayın diye bir telkini olmadı. Orta yolu bulmak için telefonlar etti, orta yol bulunamadı, olmadı."

Ali Koç: "Biz 17.30'dan sonraki süreçte, ben Türkiye'den fazla bilgi alamadım. Kulüpler Birliği whatsapp grubunda mesajlar olmaya başladı, destek geldi. Biz o sırada stadyumdan haber alıyoruz, 'Buraya gelindiği zaman sahaya çıkarken futbolcuların üstlerini arayacağız' dediler. Federasyonun stadyumdaki yetkilisinden geldi bu mesaj."

Ali Koç: "Ali Koç başkanken Fenerbahçe ligde asla şampiyon olamaz!"

Ali Koç: "Seçimde aday olmayı planlamıyorum."

Ali Koç: "Fenerbahçe'nin 10 yıldır şampiyon olmamasını sportif tesadüf mü zannediyorsunuz?"

Ali Koç: "Benim Fenerbahçe başkanlığımın, Fenerbahçe'ye belli noktalarda zarar verdiği noktasına geldik. TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe ortak bir karar alıyor, bunun tek suçlusu Ali Koç oluyor."

Ali Koç: "Sayın Cumhurbaşkanımıza mektup yazdım. Gerçeklerin bilinmesi için bizim tarafımızdan konuyu izah ettik."


Ali Koç: "Bizim Cumhurbaşkanımız ile sıkıntımız yok. Cumhurbaşkanımızın bizimle ilgili sıkıntıları olduğunu görmüyorum. Yatırımlarımızda, açılışlarımızda sağ olsun yanımızda oldu. Bizi kafa kafaya getirmek isteyen katman var."

Ali Koç: "Futbolu TFF yönetiyor. Siyaset önümüzü kesiyor demedim ama devletimizin 3 Temmuz, otobüsümüzün kurşunlanması ile ilgili bir şey yapması lazım. Böyle bir şey nasıl faili meçhul olur böyle bir devirde. Dosyanın üstünde gizlilik vardı. Biz her gün yöneticilerimizin ifadelerini çarşaf çarşaf gazetelerde gördük. Gizlilik olmasına rağmen. Kimse gıkını çıkartmadı. Fenerbahçe tek başına ayakta durdu. Bunlar, bu örgüt en kuvvetli olduğu dönemdeydi.


Ali Koç: "Mehmet Büyükekşi'nin en biuük destekçisiydim ama Son olaydan sonra Mehmet Büyükekşi istifa etmeli."

Ali Koç: "Olay oldu. Gittik eşyaları aldık, havalimanına geçtik. Bu olay siyasi rekabetin malzemesi haline getirildi, özellikle muhalefet tarafından. Bu, iki kulübün haklı ve saygı duyulacak duruşuna büyük zarar verdi. Siyasetin öbür tarafı da, iktidar demek istemiyorum ama en dibinde olanlar, oradan aldıkları bilgilerle haber yapan, kullanılmaya elverişli isimler işi yine siyasete çekti. 'Ali Koç, Cumhurbaşkanımızı güç durumda bırakmak istiyor. Bombayı iktidarın kucağına bıraktı. Planlayarak gitti. Zaten Gezi'ye de gitti. FETÖ...' falan..."

Ali Koç: "Bizim 'Yurtta sulh, cihanda sulh' pankartını FETÖ'ye bağlıyorlar. Ulan sen kimsin! Salya sümük FETÖ için ağlamışsın! Sen kimsin Fenerbahçe'yi ve Ali Koç'u FETÖ'yle bağdaştıracaksın! Davalar da açıyoruz bu konuda. İnşallah hukuk olarak işler. Bunlar da cezalarını çekerler."

?Mehmet Akif Ersoy: "Abdülkadir Selvi mi?"

?Ali Koç: "Bir tanesi bu."

Ali Koç: "Benim siyasetle uzaktan yakından alakam yok. Belediye encümeni bile olursam suratıma tükürün dedim. Hep aynı mesajlar. Bir yerden düğmeye basıyorlar. Niye derdiniz var Fenerbahçe ve Ali Koç ile..."
 

Ali Koç: "Ben ediyorum, Galatasaray'da hiçbir şey yok. TFF doğru düzgün planlayamamış, son dakika işleri rayına oturtmaya çalışıyor, son dakika en önemli değerlerimizden feragat ediyor. O ediyor, biz etmiyoruz. Biz etmeyince kötü kişi ben oluyorum!"

Ali Koç: "Samimi şekilde yanlış yazabilir, yanlış bilgi almış olabilir. Bunlar art niyetli insanlar! Belli yerde bir düğmeye basıyorlar. İtibar suikastı bu. Bu bizim rekabetteki durumumuzu da etkileyecek. Görsün Fenerbahçeliler bunu. Maçlar bir başlasın..."

Ali Koç: "Döndükten sonra Sayın Başkan (Dursun Özbek) ile konuşmadım. 'Size saldırmıyorlar, bana saldırıyorlar. Sayın Başkan iki kelime edin' falan mı diyeceğim. Adamın suçu değil bir şey değil."

Ali Koç: "TFF süreci daha şeffaf, daha sağlıklı yönetseydi böyle olmazdı. Biz iş yaparsak en kötü senaryoya göre plan yaparız. Bunlar anlaşılan hiçbir senaryo yapmamışlar. Bu işin o tarafı. Siyaset alet olması bu işin; önce muhalefet tarafından, sonra benim üzerimden iktidara yakın medya tarafından. Hiç arzu etmediğimiz bir konu. Bunun siyasetle, diplomatik krizle alakası yok. 'Ali Koç böyle planladı' falan, konuyu odağın dışına çekti. Planlı, sistematik, kurgulu dezenformasyonla bu iş odağından çıktı.

Bu algı operasyonu, belli merkezlerden yapılıyor. Sözleşme imzalamışız ya... Sözleşmeyi bir gösterin ya, imza attıysak gösterin sözleşmeyi. Gösterin ya! Fenerbahçe ve Galatasaray'ın imzasını gösterin. Sanki bir şeyde anlaştık ve geri döndük, yok böyle bir şey!"