Kimyager Aslı Aktaş, dünya çapında yaygın olarak tüketilen üzümün, içerisinde barındırdığı antioksidanlar, flavonoidler, polifenoller ve diğer aktif bileşenler nedeniyle kansere karşı koruyucu özelliklere sahip olduğunu belirtti. Üzüm çekirdeğinin sağlığa faydalarını vurgulayan Aktaş, "Üzüm çekirdeği, güçlü antioksidan özellikleriyle bilinen proantosiyanidinler açısından zengin bir kaynaktır. Bu antioksidanlar, vücutta serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltmaya yardımcı olur. Üzüm çekirdeği tüketimi, kalp sağlığını destekler, cilt sağlığını iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca, anti-enflamatuar özellikleri sayesinde kronik hastalıkların riskini azaltmaya da katkıda bulunur." dedi.
Üzümde bulunan resveratrolün kanserle mücadelede önemli bir bileşen olduğunu ifade eden Aktaş, "Çalışmalardan aldığımız sonuçlara göre özellikle üzüm çekirdeği, resveratrol, meme, prostat, kolon ve cilt kanserleri gibi çeşitli kanser türlerinde hücre çoğalmasını engelleyici, apoptotik (hücre ölümünü teşvik edici) ve anti-anjiyogenik (tümör kanlanmasını engelleyici) özellikler sergiliyor. Bu bileşen, hücre döngüsünü durdurarak kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engelleyebiliyor." şeklinde konuştu. Ek olarak, "Bunun yanında üzüm çekirdeği ekstraktı (GSE), kanser hücreleri üzerinde toksik etkiler gösterirken, sağlıklı hücrelere zarar vermeden bu hücreleri öldürebilme potansiyeli taşıyor. Bu da üzüm çekirdeğinin kanserler üzerinde umut vaat eden sonuçlar ortaya koyduğunu gösteriyor" diyerek üzümün çekirdeği ile tüketilmesini önerdi. Aktaş, yaptıkları çalışmalarda üzümün doğal bir antikanser ajan olarak büyük bir potansiyele sahip olduğunu, özellikle resveratrol ve diğer polifenolik bileşenlerin kanser hücrelerinin büyümesini engelleyici, antioksidan, anti-inflamatuar ve apoptotik etkileri ile dikkat çektiğini söyledi.