Ziyarette, yazmış olduğu ilk kitabı “Halep’ten Antep”e Başkan Kızaslan’a hediye eden Yazar Konuk, kitabın satışları tüm sitelerde olduğunu belirterek şunu söyledi; “Kitabımı satın almak isteyenler Trendyol, N11, Kalina yayınları gibi sitelerde bulabilirler” dedi.
Müteşekkirlerini sunan Başkan Kızılaslan’ ziyaretlerinden dolayı Yazar Mehmet Konuk’a ve İş İnsanı Kasım İlgi’ye teşekkürlerini sundu.
BIÇAĞIN KEMİĞE DAYANDIĞI YER HALEP!
Gaziantepli yazar Mehmet Konuk’un Eylül ayında çıkan ve Suriye halkının üzerine kanlı bir kâbus gibi çöken iç savaşın anlatıldığı Halep’ten Antep’e isimli romanı okuyucusu üzerinde büyük bir yankı uyandırdı.
Suriye'nin Halep şehrinde baba evinde, annesi, babası, eşi ve kızı Ayet'le mutlu bir hayat süren Muhammet ve ailesinin yaşamını konu edinen Halep’ten Antep’e romanında, Yazar Mehmet Konuk 2011 yılında Suriye’de başlayan ve tüm ülkeyi etkileyen iç savaşı tüm izleri ile tasvir ediyor.
‘Şüphesiz ki bizim kuşağın yaşadığı zaman diliminde gördüğü en büyük olaylardan birisi, Suriye'de yaşanan iç savaştı’ diyen Gaziantepli Yazar Konuk, “Takvimler 2011 yılını gösterirken biz Gaziantepliler akın Suriyeli mültecilerin şehrimize geldiğine şahit olduk, yüz yıl evvel apar topar aramıza sömürgeci batılılar tarafından çizilen sınır ve sonrasında çekilen dikenli tel ve mayın, bizi birbirimizden ayırmaya yetmemişti, anlaşılan o ki başı sıkışan Osmanlı torunları, yine biz Osmanlı torunlarına sığınıyordu. İşte iki tarafın da imtihanı yeni başlıyordu, onlar iyi bir "Muhacir" olabilecek miydi? Biz iyi bir "Ensarlık yapabilecek miydik? Kaleme aldığım eserde bunu gözler önüne sermek istedim” açıklamalarında bulundu.
Gaziantepli yazardan, ‘Suriye Cehenneminden Kaçış’ romanı
Halep’ten Antep’e kitabının konusu: Suriye'nin Halep şehrinde baba evinde, annesi, babası, eşi ve kızı Ayet'le mutlu bir hayat süren Muhammet ve ailesinin yaşamı 2011 yılında başlayan ve tüm ülkeyi etkileyen iç savaşla değişmişti. Bu savaş sırasında halkın demokratik isteklerine sırt çevirip despot rejimini devam ettiren Beşar Esad yanına çektiği Rus ve İran güçleriyle beraber mazlum Suriye halkının üzerine kanlı bir kâbus gibi çökmüştür. Can pazarına dönen ülkede ölüm, korku, işkence, tecavüz ve soygun kol gezerken Muhammet ve ailesi de bundan nasibini alıyordu. Önce küçük kardeş Rıfat'ın Muhalif savaşçılara katılması ve bundan dolayı babasıyla üç gün rejimin eziyetlerine maruz kalmaları, daha sonra Mahmut abisi, hanımı ve bir çocuğunu varil bombasıyla kaybetmeleri artık 'bıçağın kemiğe dayandığı' yerdi. Açlığın, susuzluğun, korku ve ölümün hâkim olduğu, harabeye dönen, sevdikleri Halep'ten kaçmaktan başka çareleri kalmamıştı. İşte bu kitap; Halepli Muhammed ve ailesinin doğup büyüdükleri huzur ortamında yaşadıkları ama Suriye'deki despot rejimin uyguladığı vahşet sebebiyle sevgili vatanlarını terk edip korku ve bilinmeyene doğru yaptıkları zoraki bir göçün hikâyesidir."