Ahlak; bireyin yaşamı boyunca, çevrenin etkisi ile edindiği olumlu ya da olumsuz olarak adlandırabileceğimiz nitelikler toplamıdır. Bir toplumun gelişmesi ve ilerleyebilmesi için ahlak gelişimi ön koşul olmak zorundadır. Ahlakı olmayan bir toplum durağanlaşmaya, gerilemeye mahkumdur. Ahlak, insani değerler bütünüdür. İnsani değerler ile büyütülen bireylerin oluşturduğu toplumlar yozlaşmanın her zaman önüne geçecektir. Her konuda olduğu gibi ahlak gelişimi konusunda da eğitimin, bilgi ve becerilerin kazanıldığı en kritik dönem 0-6 yaş dönemidir.

    İnsan ahlaki değerleri bilmiş olarak doğmaz, ahlaki değerler her topluma göre değişir, evrensel değildir. Her toplumda farklı ahlaki değer ve yargıların olması bunun bize doğuştan gelmediğini kanıtlar. Ahlakı doğduğumuz çevreyle öğrenir ve içselleştiririz. Buradan baktığımız zaman ahlak her şeyden önce bir eğitim konusudur. Bu eğitimi yalnızca okullara atfetmek büyük bir sorumsuzluk ve yanılgıdır. Okul bilgiyi verir. Bu bilginin davranış haline dönüşmesi, günlük hayata geçirilmesi ve alışkanlık kazanabilmesi için aile kilit roldedir. Eğitim ilk olarak ailede başlar. Çocuk davranışlarının temelini en alıcı yaş döneminde ailede atar. Dolayısıyla ahlak eğitiminde de en önemli kurum ailedir. Çocuklara ahlaki ve ahlaki olmayan özellikler hakkında doğru bilgiler verilmeli, sağlam kanaatler oluşturulmalıdır. Çocuğa dürüstlük ilkesini öğretirken, öncelikle sizin dürüst olduğunuzu kanıtlamanız gerekir. Cömertlik ilkesini kazandırmak için siz cömert davranmalısınız. Çocuğa yalan söylendiği zaman dediğimi yap yaptığımı yapma düşüncesinde olan öz-söz dengesini kaybetmiş pasif ebeveyn durumuna düşeceksiniz. Çocuk yapılanı taklit etmeye meyillidir. 0-6 yaş döneminde taklit bizim için başlıca davranış kazandırma yöntemidir. Albert Bandura‘nın sosyal öğrenme kuramı da bu konuda bize bir dayanak, kanıt niteliğindedir.  Kuramcıları bakarsak, ahlak eğitimi konusunda çalışma yapanların başında Freud gelir. Freud'un kuramına göre çocukta süperego yani üst benlik dediğimiz kural ve değerler bütünlüğü içinde insana yön veren bölüm anne baba tarafından koyulan kurallar ve yasaklar şeklinde içselleştirilir. Kurallara uyan davranış, hareket, durum doğru; uymayan ise yanlış olarak nitelendirilir. Anne baba yanında toplumda onay alan davranış doğru; onay almayan, yanlış olarak içselleştirilerek süperego oluşumunun tamamlandığını belirtir. (Çin, 2021) Ahlak gelişimi konusunda buna değinen bir başka psikolog da Ericson’dur. Freud ve Ericson arasındaki farka bakınca Ericson, Freud gibi kişilik gelişimini belirli yaşa kadar tutmamıştır. Hayat boyu devam eden bir süreç olduğunu vurgulamıştır. Erikson kuramında Freud'un süperego gelişimi 4-6 yaş aralığına denk gelen “girişimciliğe karşı suçluluk” evresidir. Bu evrede çocuk, çevreyi anlamlandırmak, olayları çözümlemek için sürekli bir girişim halindedir ve anlamlı ya da anlamsız çeşitli sorular sorar. Cevapsız bırakılan bu sorular çocukta suçluluk duygusunun oluşmasına sebebiyet verecektir. Bu dönemde bulunan çocuğun tüm sorularına onu tatmin edecek şekilde cevaplar verilmeli, merakı giderilmelidir. Mütemadiyen sevecen ve hoşgörülü davranış tutumu içerisinde olmak çocuğun bu evreyi olumlu ve başarılı şekilde atlatmasını sağlayacaktır. (Çin, 2021) Piaget’e baktığımız zaman ahlak öncesi evre yani 7 yaşa kadar herhangi ahlaki kural yoktur. Ahlaki dönemi başlangıç alan 7-11 yaşa denk gelen “dışa bağlı dönem” yani ahlaki gerçeklik dönemidir. Bu dönemde davranışın sonucunda ne olduğu bizim için önemlidir. Örnekleyecek olursak bir çocuk elinde 3 fincan taşırken yanlışlıkla yere düşürür ve kırar. Diğer çocuğun elinde bir fincan vardır ve bilerek fincanı kırar. Burada suçlu olan 3 fincanı kıran çocuktur. Çünkü sonuç niyetten önemlidir. En fazla fincanı kıran suçlu olur. Bu evreden sonra ise “özerk dönem” gelir. Bu evre 11 yaş ve ondan sonraki yaş dönemine tekabül eder. Bu evrede dışa bağlı dönemin tersidir. Aynı örnekle anlatacak olursak, bir fincanı kıran suçlu olur. Çünkü niyet sonuçtan her zaman önce gelir çünkü davranışlarımızı belirleyen niyetlerimizdir. Çocukta ahlak gelişimi genel olarak bu yönlerde ilerler.

    Bu kritik dönemde üzerimize düşen çocuğa öz-söz dengesini sağlamış ve tutarlı bir rol model olmaktır.  Ebeveynlik olunan bir şey değil yapılması gereken mesuliyet isteyen ciddi bir görevdir. Ebeveyn olmak sadece çocuğu dünyaya getirerek olunur. Lakin iyi birer anne baba olmak çocuğumuzu ne denli büyüttüğümüze değil yetiştirdiğimize bağlıdır.   

  

KAYNAKÇA
  Çın, Ahmet. “İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ÇOCUĞUN AHLAK EĞİTİMİ”. Şarkiyat 13/1 (April 2021), 574-562. https://doi.org/10.26791/sarkiat.881973.

 Aydın, Mehmet Zeki. “AİLEDE AHLAK EĞİTİMİ”. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 7/2 (December 2003), 125-158.