Bu yazı özde değil sözde vatanperver ve Atatürkçü olan, bayramdan bayrama, balodan baloya Atatürk'ü ve ilkelerini bir simgeden öteye geçiremeyip hayatının hiçbir alanına layıkıyla katmayan, vatanın bütünlüğüne ve değerlerine zarar verenlere müsamaha gösterip, fırsat verip, bireysel çıkarları için birlikte yol yürüyüp bir Atatürk rozeti ile tarlası sırtında gezen, elini taşın altına sokmak bir yana taşın üstüne taş koyan, ikiyüzlü bir nezaket ile tribün edebiyatı yaparak gemisini yürütmekten başka hiçbir şey düşünmeyen, gerçeğin ve doğrunun büyüyüp güçlenmesine değil yalanın ve yanlışın yayılıp zarar vermesine ortak olan, video klipler başta olmak üzere her yerde paylaştığı ülkenin kurucusunun savaş alanında bile okuyan, düşünen, daima kendini geliştirmek için zaman yaratan disiplinini ve vizyonunu örnek alarak kendini geliştirmek ve değer katmaktansa vasat bir varoluş içinde medeniyetten uzaklaşarak gittikçe ilkelliğe büründüğü vizyonsuzluğu ile başkalarını aşağıya çekerek liyakatin katledilmesine neden olan, asil bir tevazu içinde her bir vatandaş ve insan ile iletişim kuran nazik ve yapıcı, hoşgörülü ve dürüst iletişimin simgesi Atatürk'ün aksine kibirli ve kaba bir dil ile sahip olduğunu iddia ettiği Atatürkçülük ile uzaktan yakından alakası olmayan ve haksızlık karşısında susarak bugün yaşadığımız çürümenin baş mimarlarından olan tüm sahte vatanperverlere ve Atatürkçülere ithafen kaleme alınmıştır.
Selam olsun cebinin başladığı ve bittiği yerde değil yüreğinin attığı yerde omurgası filizlenenlere!
Atatürk'ü ANMA!
Anma ne Atatürk’ü ne de gençliği, o her yanlışa ve haksızlığa susan dilllerinle!
Issız ve işsiz bırakılan gençlere tek laf etme!
Özdeğer sorunu yaşatılan beyinlere ahkâm kesme!
Vasat eğitim modellerine kurban edilen yetenekleri “tembel” diye suçlu ilan etme!
Anlamaya çalışılmayan genç yürekleri kibirle hor görme!
Yitik gençliğin sahip olduklarına değil sahip
olmadıklarına empati yapmaksızın bir cümlede o gençleri israf etme!
Atatürk’ün geleceği emanet ettiği gençleri pasifize edip asalaklaştırmaya çalışan bir vizyon ile tek laf etme!
Anma ne Atatürk’ü ne de kadınları, o her cinayet ardından kolayca normalleşen zihniyetinle!
Keder ve korku içinde bırakılan kadınlara namus üzerinden rol biçme!
Çalışma hayatında mobbing kurbanı edilen kadınlara önyargılarla seviyesiz suçlamalar yöneltme!
Maddiyat bağımlısı, cahil ve zayıf kalmayı seçen hemcinsleri yüzünden kurunun yanında yaşı da yakarak emek verenleri zayi etme!
Hem analığını hem avratlığını masaya yatırıp yatırıp bozuk düzenin ağır faturasını kadınlara ve özgürlük anlayışına kesme!
Geleceğine pranga vurulmuş çocuk gelinleri kendi dilinde bile okumaktan ve doğru anlamaktan aciz olduğun kitabını kullanarak din üzerinden normalleştirme!
Atatürk’ün dünyaya ilk kez örnek olan seçme ve seçilme hakkı verecek kadar baş üstünde tuttuğu kadınları ayak altı etme!
Anma ne Atatürk’ü ne de inkılaplarını, o her niteliksavar tutumların karşısında boyun büken çaresizliğinle…
İnsanca yaşamak için insanca çalışmak isteyenlerin en insanı taleplerine kulak tıkayarak insanlık dışı çalışma hayatına çanak tutan iş verenlere ve yetkililere arka çıkıp yaranırken, niteliğe daha fazla nankörlük etme!
Kaderleri kendini bilmez bir patronun iki dudağı arasında gidip gelirken, sistemi ve kurumsallığı teşvik etmeyen her türlü taraflı yaklaşımlara onay verirken, çalışanın alın terine saygısızlık ederken Atatürk ve inkılaplarını önemsiyormuş gibi duruş sergileme!
Anma ne Atatürk’ü ne de silah arkadaşlarını, o her vatan nankörüne bireysel çıkarların için hizmet ederken…
Zalimin zulmüne cahilin kör cehaletine ortak olup da aksiymiş gibi tribün edebiyatı yaparak
algı ile kendine çalışırken…
Anma ne Atatürk’ü ne de şehitleri, o kanlarıyla suladıkları toprağa layıkıyla sahip çıkmazken!
Bastığın yeri toprak diyerek geçip tanımazken…
Anma ne Atatürk’ü ne de milli değerleri, o kasandan arsandan tabundan makamından önce tutmadığın aç gözlülüğün ve bencilliğinle sadece bireyseline çalışırken…
Anma ne Atatürk’ü ne de aydınları, o aydınlara destek olmayıp sırt çevirirken…
İki satır okumaktan ve okutmaktan aciz tembel zihninle hazırcılığa alışarak tüketim odaklı bir toplum haline dönüştürülen düzende sorgulama yetini yitirip de düşünmeyi terk etmişken!
Aydınları karanlıkta bırakan ve dürüstlüğünün faturasını ödeyen hassas insanların dokuz köyden kovulduğu bir ortamda yokmuş gibi yaparken!
Anma ne Atatürk’ü ne de muasır medeniyetler seviyesini, o kara cehalete çanak tutan yanlış eğitim politikalarına göz yumarken…
Gösteriş budalalılığında Arap kültürünü benimseyerek içerikten çok etiket saplantısıyla asimile olup kimliksizleşirken!
Anma ne Atatürk’ü ne de zaferlerle dolu tarihi, o zaferlere yakışır bir duruş sergilemeye çabalamazken…
Anma ne Atatürk’ü ne de onun kurduğu cumhuriyeti, dini kötü emellerine alet eden yobaz zihniyetler gibi şekilcilik ile rakı masalarına meze etmişken Atatürkçü olmayı!
Anma sen kardeşim ne Atatürk’ü ne de başka bir şeyi!
Söylemden öte geçmeyen suni duruşunla, yörüngebulucu iki yüzlü yaklaşımınla ANMA Atatürk’ü de kurduğu Cumhuriyeti de hediye ettiği gençliği de…
Gerçek hayatında paranı kazanırken, oy verirken, eleştiri yaparken, haksızlığa denk gelirken göremediğimiz Atatürkçülüğü bir paravan ya da vicdan tatmini sağlayan bir şekilde kullanma!
Anma ne Atatürk’ü ne de liderliğini, hep başkalarından medet uman bir basiretsizlikte korkular içinde kaybolmuşken!
Anma sen.
Anma sen!