Son yıllarda doğal ürünlere olan ilgi artarken, mutfaklarda da geleneksel malzemelere dönüş hız kazandı. Gaziantep’te yıllardır el işçiliğiyle üretilen bakır mataralar da sağlığa olan faydası nedeniyle Avrupa’nın tercihi haline geldi. Gaziantep Bakırcılar Saatçiler Av Bayileri ve Sedefçiler Odası Başkanı Celal Açık, Hollanda’daki okullarda Gaziantep bakır mataralarının kullanılmaya başlandığını belirtti. Yıllardır sağlıklı ve doğal bakır mataralar ürettiklerini söyleyen Açık, “Biz yıllardır üretiyoruz, ancak Avrupa sağlıklı su tüketimi için bakırı tercih ederken biz hâlâ plastik mataralarda ısrarcıyız” dedi.   

Gaziantep’ten Hollanda’ya Bakır Matara İhracatı

Bakır Matara 3

Gaziantep’te el işçiliğiyle üretilen bakır mataralar, sağlıklı olması nedeniyle Avrupa’da giderek daha fazla tercih ediliyor. Hollanda’daki okullara ihraç edilen mataraların büyük ilgi gördüğünü belirten Açık, “Plastik mataralar hem çevreye hem de insan sağlığına zarar verirken, bakır mataralar doğal ve sağlıklıdır. Bugün Avrupa, özellikle de Hollanda bu bilinçle hareket ediyor ve bakır mataralara yöneliyor. Üzerinde isim yazılı mataralar bile sipariş alıyoruz. Bakır, vücut için çok faydalı bir madendir.” ifadelerini kullandı.

Bakırın sağlığa faydaları bilimsel olarak kanıtlandı

Dünyanın en zor işlenen madenlerinden biri olarak gösterilen bakır, aynı zamanda sağlıklı olmasıyla da öne çıkıyor. Antibiyotik etkisi gösteren bakırın suyu daha sağlıklı bir şekilde muhafaza edebildiğini ve birçok restoranın mutfak gereçlerinde bakıra dönüş yaptığını hatırlatan Açık, “Normal tencerelerin içine artık kalaylı bakır yerleştiriliyor. Çünkü bakır, hem tarihtir hem de sağlıktır. Ama biz kendi değerimizin farkında değiliz” dedi.

Bakır Matara 1

Türkiye’de Bakırın Değeri Bilinmiyor

Bakırın Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinden bu yana mutfak eşyalarında yaygın olarak kullanıldığına dikkat çeken Açık, Türkiye’de ise hâlâ plastik ürünlerin daha fazla tercih edildiğini söyledi. Açık, “Bakır tencerede pişen yemek daha lezzetli olur, bakır matarada bekleyen su daha sağlıklı kalır. Ancak biz modernleşme adı altında kendi kültürel mirasımıza sırtımızı döndük” diye konuştu.

El sanatlarına daha fazla destek verilmeli

Bakırın ve geleneksel el sanatlarının yaşatılması gerektiğini vurgulayan Açık, Türkiye’de üretilen birçok bakır ürünün dünya liderlerinin makam odalarında bulunduğunu söyledi. “Biz sadece üretim yapmıyoruz, aynı zamanda bir kültürü yaşatıyoruz” diyen Açık, el işçiliğine daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtti.

Dünyanın En Zor İşlenen Madeni Bakır Seçildi

Dünyanın en zor işlenen madeni bakır seçildiğini söyleyen Açık, bakırın hem sağlık açısından hem de kültürel miras olarak büyük bir değer taşıdığını belirterek, Avrupa’nın bu değeri yeniden keşfettiğini söyledi. Açık, “Bugün dünya, bakır bardakta su içmenin faydalarını konuşuyor. Avrupa’da tencerelerin içine artık kalaylı bakır yerleştiriliyor. Çünkü bakır, hem tarihtir hem de sağlıktır. Vücutta antibiyotik görevi görür ve lüks restoranlar bile tekrar bakıra dönüş yapıyor” dedi.

Üretilen ürünün Değeri Bilinmiyor

Bakırcılık sektörünün en büyük sıkıntısının, üretilen ürünlerin değerinin bilinmemesi olduğunu vurgulayan Açık, “Biz bir semaver yaptık, 25 dakikada çayın hazır. Hem işlevsel hem de sanatsal değeri var. Ancak Türkiye’de insanlar el emeği ürünleri pahalı buluyor. Avrupa’da veya Amerika’da bir sürahi 3200 dolara satılıyor, biz burada aynı ürünü 2000-3000 liraya satıyoruz ama yine de pahalı deniyor. Asıl mesele üretmek değil, değerimizi anlamamak” diye konuştu.

Şahin'den Konut Müjdesi Şahin'den Konut Müjdesi

Bakır Matara 2

Bakırcılık Bir Kültürdür

48 yıldır bakırcılık mesleğinin içinde olduğunu ve 18 yıldır oda başkanlığı yaptığını belirten Açık, bakırcılığın sadece bir zanaat değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğunu ifade etti. Türkiye’de yabancı müşterilere yönelik halkla ilişkiler ve İngilizce eğitimi verdiklerini söyleyen Açık, “Çünkü müşterilerimizin yüzde 90’ı yabancı. Dünya liderlerinin makam odalarında bizim ürünlerimiz var. Bu da kültürümüze verilen değeri gösteriyor” dedi.

Tarihimizi ve Sanatımızı Tanıtmalıyız

Osmanlı ve Selçuklu motifleriyle süslenen ürünlerin yalnızca estetik değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunun altını çizen Açık, “Tarihini kaybeden bir toplum, ne kadar güçlü olursa olsun eksik kalır. Bizim tarihimiz, sanatımız ve el emeğimiz var. Zanaatımızla tarihimizi dünyaya tanıtmak istiyoruz.” diyerek yerli üretime destek çağrısında bulundu.

Kaynak: Fatma Gültekin