Türkiye, gerek coğrafi yapısı, gerekse değişik ekolojik şartları nedeniyle, dünyanın çok önemli gen veya orijin merkezinin örtüştüğü bir konumda bulunuyor. Ülke; Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olarak isimlendirilen üç bitki coğrafyası bölgesine sahip olması ve iki kıta arasında köprü görevi görüyor. Türkiye, bu nedenle, iklimsel ve coğrafik özelliklerin kısa aralıklarla değişmesi sonucu orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine, bu ekosistemlerin farklı form ve kombinasyonlarıyla zengin biyolojik çeşitliliğe sahip. Ülkedeki bu biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımına hizmet edecek envanter ve izleme çalışmalarının ulusal düzeyde gerçekleştirilmesi ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin veri tabanlarının oluşturulması gibi çeşitli projeler hayata geçirildi. Bu çalışmalarla, Avrupa'nın tamamında 12 bin 500 açık ve kapalı tohumlu bitki türü varken, sadece Anadolu'da yaklaşık 11 bin 700 tür tespit edildi.

152 bitki ve hayvan türünün geleceği "çok tehlikede"

Proje kapsamında, 2013'te il bazında biyolojik çeşitlilik envanter çalışmaları başlatılırken, bunlar 2019 sonu itibarıyla 81 ilde tamamlandı. Türkiye'nin her yerinden toplanan biyolojik çeşitlilik envanter verileri Tarım ve Orman Bakanlığınca kullanıma sunulan Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı'nda depolandı. UBENİS ile flora, fauna, habitat ve özellikli alan verileri aktarılarak veri sayısı 1 milyon 901 bine ulaştı. Veri tabanına göre, toplam 852 bin 643 konumsal gözlem noktasından 472 bin 16'sını hayvan, 380 bin 627'sini bitki noktası oluşturdu. Toplamda 13 bin 404 bitki ve hayvan türünün tespiti yapıldı ve bunlar envantere alındı. Türlerden 12 bin 141'i bitkiler, 1263'ü de hayvanlardan oluşuyor.