Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyeti, Gaziantep’e gelerek çeşitli programlara katıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Gaziantep Milletvekilleri Hasan Öztürkmen ve Melih Meriç’ten oluşan CHP heyeti saat 4:17’de Ayşe Polat Sitesi’nde düzenlenen anma töreninin ardından Anadolu Basın Birliği’ne ziyarette bulundu.

CHP Milli Savunma Faaliyetlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) deprem sürecindeki rolü, afet yönetim planları ve medya manipülasyonlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Teğmenlerin davasının sosyal medya trolleri ve bazı gazeteciler tarafından bir algı operasyonuna dönüştürüldüğünü savunan Bağcıoğlu, basın özgürlüğünün yönlendirilmiş medya aracılığıyla yargıya müdahale edecek bir noktaya geldiğini vurguladı. Deprem sürecinde TSK’nın bilinçli olarak geri plana atıldığını öne süren Bağcıoğlu, “Mülki amir askerden destek talep etti mi?” sorusunu gündeme getirerek, 7269 sayılı kanuna göre böyle bir talebin yapılması halinde askerin sahaya çıkmama gibi bir lüksü olmadığını belirtti. Ayrıca, askerin deprem sonrası yardım faaliyetlerinde AFAD’dan daha etkin rol oynadığını ifade eden Bağcıoğlu, yayınlanan reklam filmlerinde askerin katkılarının yok sayıldığını dile getirdi. Türkiye Afet Planı’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın yalnızca “destek çözüm ortağı” olarak konumlandırılmasının yanlış olduğunu belirten Bağcıoğlu, yönergenin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

 

6 Şubat Chp Heyeti Anadolu Basın Birliği (5)

“Teğmenlere Algı Operasyonu Yapıldı”

CHP Milli Savunma Faaliyetlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Basın özgürlüğü artık öyle bir noktaya geldi ki, yönlendirilmiş medya üzerinden yargıya etki edilerek insanlar mahkûm edilebiliyor. Örneğin, teğmenler olayı, sosyal medya trollerinin yürüttüğü algı operasyonları ve bazı gazetecilerin, FETÖ dönemindeki farklı yayın organlarının günümüzdeki türevleri aracılığıyla olayları manipüle etmesi sonucu bu kadar büyütüldü. Bu nedenle, Anadolu basınının ve ulusal medyanın gerçekten özgür olması, herkesin sesini duyabilmesi ve kendi sesini duyurabilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca Anadolu Basın Birliği gibi Atatürkçü, laik ve demokratik yolda ilerleyen tüm kuruluşları desteklemek bizim görevimizdir.” ifadelerine yer verdi.

6 Şubat Chp Heyeti Anadolu Basın Birliği (7)

“Mülki Amir mi İstemedi?”

Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin deprem döneminde arama kurtarma çalışmalarında yeterince etkin kullanılmamasının nedenlerini sıraladı. 4 yıl Deniz Kuvveti Harekât Başkanlığı ve son görev yeri olan Foça’da 6000 hemen hemen hepsinin sözleşmeli er ile uzman çavuş olduğu 6000 bin kişilik çıkarma filosunda komutanlık yapması sebebiyle konuya hakim olduğunu dile getiren Bağcıoğlu, durum hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, “altın saatler” olarak adlandırılan kritik dönemde kışladan geç çıktığı ve müdahalede bulunmadığı herkes tarafından bilinen ve yoğun eleştiriye konu olan bir durum. Hulusi Akar, bu eleştirilere karşı farklı savunmalar getirdi ve askerlerin yurt dışında harekât görevinde olduğunu öne sürdü. Ancak bu açıklama pek gerçekçi görünmüyor. Bu durumun kök nedenlerinden biri, 1959 tarihli 7269 sayılı kanundur. Burada yanlış anlaşılan bir nokta var: Emasya protokolünün kaldırılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin afet müdahalesi yapamayacağı anlamına gelmez. Emasya, tamamen asayiş olaylarına yönelik bir protokoldü ve kaldırıldıktan sonra yerine kolluk kuvvetlerinin toplumsal olaylarda desteklenmesine dair yeni bir düzenleme getirildi. Yani bu konu afet müdahalesiyle doğrudan ilgili değil. Öte yandan, 7269 sayılı kanun çok açık bir hüküm içeriyor: Tabii afetler sırasında insan hayatını korumaya yönelik uygulanacak usuller belirlenmiş ve mülki amirin askeri birlik komutanından destek talep etmesi halinde, askeri birlik komutanının bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Burada önemli bir soru ortaya çıkıyor: ‘Mülki amir bu talebi yapmadı mı?’ Çünkü eğer mülki amir talepte bulunmuş olsaydı, askerin sahaya çıkmama gibi bir lüksü olmazdı. Dolayısıyla, askerlerin bilerek ve isteyerek geri planda tutulduğu ihtimali ciddi şekilde değerlendirilmeli.”

6 Şubat Chp Heyeti Anadolu Basın Birliği (2)

“Asker Bilerek Sürece Dahil Edilmedi”

Reklam filminde askere çok az yer verilmesini eleştiren Bağcıoğlu, “İki dakikalık bir reklam filmi dönüyor. Ekranda, Cumhurbaşkanı’nın deprem sürecinde neler başardığı anlatılıyor. AFAD kamyonları ve Kızılay ekipleri koşuşturuyor. Ancak sahneler arasında dikkat çeken tek bir görüntü var: Bir CEAŞ-47 askeri helikopteri geliyor ve askerler malzeme dağıtıyor. Bunun dışında, askerin yaptığı hiçbir katkı reklam filminde yer almamış. Tamam asker geç müdahil oldu ama sağlık gemileri geldi, asker daha süreçte daha etkin rol oynadı. Hatta AFAD’dan daha etkili olduklarını düşünüyorum. Nakliye uçakları, pilotların uçuş saatleri dışında, kendi inisiyatifleriyle fedakârlık yaparak görev aldılar. Ancak o reklam filminde CEAŞ-47 helikopterine yalnızca 10 saniye yer verilmesi bile gerçek niyeti ortaya koyuyor. Burada asıl mesele, askerin bu sürece dahil edilmemesi ve bilinçli şekilde geri planda tutulması.” değerlendirmesinde bulundu.

“Yönerge Yeniden Düzenlenmeli”

Türkiye Afet Planı’nda, bakanlıkların belirli roller üstlenmiş olduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, “Bu plana göre, Milli Savunma Bakanlığı yalnızca ‘destek çözüm ortağı’ olarak yer alırken, Ticaret Bakanlığı ‘ana ve esas çözüm ortağı’, Hazine ve Maliye Bakanlığı ise ‘esas ana çözüm ortağı’ olarak belirlenmiş. Bu yönergenin yeniden düzenlenmesi bile psikolojik bir eşik olabilir.” dedi.

6 Şubat Chp Heyeti Anadolu Basın Birliği (4)

“Yasal Hale Getirilmeli”

CHP’nin parti programı ve Milli Güvenlik Politika Belgesi’nde yer alan planlamalardan bahseden Bağcıoğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin afet müdahalesinde daha etkin rol alması için çeşitli önerilerimiz var. Örneğin, Ankara’daki insani yardım tugayının geliştirilerek daha mobil hale getirilmesi ve deprem müdahalesinde etkin kullanılması. Türkiye’nin farklı bölgelerinde sadece bu alanda görev yapacak özel birlikler kurulması. Her askere temel AFAD eğitimi verilmesi ve seçilmiş birliklere ileri seviye AFAD eğitimi sağlanması gibi adımlar atılabilir. Ancak burada iki temel sorun var: 1- Askerin bilinçli ve isteyerek geri plana atılması. 2- Müdahale planındaki düzenlemelerin yasal hale getirilmesi.” şeklinde konuştu.

GASKİ Duyurdu! Gaziantep’te Su Kesintisi Yaşanacak GASKİ Duyurdu! Gaziantep’te Su Kesintisi Yaşanacak

“Hesap Sorulmalı”

Sonuç olarak hiçbir şeyin bahane olamayacağını söyleyen Bağcıoğlu, “Emasya kaldırıldı, ancak birliklerin sahaya çıkması tamamen komutanların inisiyatifinde olan bir durum. Ben olsam, ilk anda tüm birlikleri harekete geçirirdim. Dolayısıyla burada sorumluluk, komutanlara ve üst düzey yöneticilere aittir. Bu konuda hesap sorulması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: Fatma Gültekin