Yazıda imla hatası olursa beni hoş görün çünkü Ben bu gibi benzeri yazı yazarken şaşkın bir durumda oluyorum.

1984 yılı Kasım ayında okuldan Eğitim araçları merkezine tayinle geçtim. Eğitim araçları merkezinde okulların ders araçları dağıtımı yapılır. Bu araçları kullanarak ders yapma kursları açılırdı. Bizler zaman içinde gelişen günün yeni oluşan yeni araçların kullanımı öğrenmek için hizmet içi eğitim kurslarına giderdik. Bizlerde kendi illerimizde bu kursları eğitimciler için açılırdı.

Bizim Gaziantep Eğitim araçları merkezi Düztepe ye çıkarken yol üzerindeydi Şimdi ki Aliye Ömer Battal ilk okulunun ana cadde üzerindeki bölümünde bulunuyordu.

Binamız Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk yıllarında yapılmış eski bir bina idi.

Bina önce Motorlu araçların yaygın olmadığı yıllarda burada hayvan damızlık merkezi olarak kullanılmış sonra Saçaklı İlk okulu olmuştu.

O zaman Gaziantep de on ilk okulumuz vardı biriside bu okul Saçaklı İlk okulu.

Ben Bu Okulda 1958 - 59 eğitim yılı eğitimime başladım.

Sonra eğitim gördüğüm sınıfımda Dokuz yıl çalıştım

Okul müdürümüz Baş Öğretmen olurdu.

Öğretmenlerimizin tamamı Köy Enstitüsü mezunlarıydı.

BİNANIN TARİHİNİ ANLATTIM ŞİMDİ ESAS KONUYA GİREYİM:

Bina tek katlı Çatısının altında gizlenmiş gibi kimsenin dikkatini çekmezdi.

Vatandaş Bizlerin ne iş yaptığımızı merak edip bazen sorarlardı.

Okuldan buraya geldim bir şeyler yapmaya çalıştım.

Merkez Müdürümüz Rahmetli Ali Doğan bey vardı.

Elimizde beyaz tutkal var boya imal edip Merkez binasını boyayalım dedim.

Boyayı hazırladım

Hazırlanan boyanın içine toz boya katıp Renklendirip boyayı yapıyorduk.

Arkadaşların tamamı el birliğiyle çalışıyorduk.

Ali Bey bir gün beni çağırdı.

Bizim bu binayı kimse bilmez.

Bu bina şehrin merkezinde.

Okullardan buraya rahat gelip ihtiyaçlarını alıyorlar.

Şimdi Sen cepheyi boyadın Bina görünür oldu.

Yarın bir gün birileri gelip Binamızı elimizden alacaklar dedi.

Ali Beyin sözü çıktı Binamızı önce elimizden aldılar sonra yıktılar yerine bina yaptılar.

NEDEN BU KONUYU ANLATIYORUM.

Dülük ormanları gündeme alınır ağaç dikimi başlar.

Elimde bu ormanlara emeği gecen Mühendis Rahmetli muhterem Okutur beyin notları var.

Derki 'Devlet arazilerine ağaç dikimi yapılırken yer yer şahıs malı araziler olduğunda kişilerin gönüller alınarak dikim devam etti '

O zaman erikçe ve çevresi diğer alanlar karga sekmez yerler.

Kimsenin dikkatini çekmez alanlar.

Orman yetişince değer kazandı Kıymetlendi sahipleri ortaya çıktı.

Bu arazilerin sahiplerinden bazıları evet bu arazi benim ama ağaçlar duracak bu şekilde yararlanmak mümkünse kullanacağım yoksa ağaçlara zararı olacak hiç bir şey yapmayacağım dedi

Ama Bazılarının şu üç günlük Dünyada iştahı kabardı.

Tuğay ın yeri bizim kuşak tarafından iyi bilinir.

Kıbrıs Barış Harekatın da tanıdığımız Komutan paşa olunca 1994 - 95 yıllarında Paşamız Tugay komutanı iken çok sayıda binlerce fidan dikti bu fidanlar ağaç oldu..

Tugayla Dülük ormanları bütünlük sağlamalı.

BAZI ANILAR YAŞAMALI BAZI GÜZELLİKLER KORUNMALI

Kavaklık kalsaydı Humanız kalsaydı Oğuzeli Yeşil Nizip Sofdağı korunsaydı .

Biz yakın tarihte Şimdiki jandarma Alay komutanlığının yerindeki bağlardan İngiltere ye üzüm ihraç olduğunu biliriz.

Alleben deresinin yanında ki eski Jandarma tugayının yerine Müze yapılırken ağaçlar korunacaktı.

Şimdi orada kaç ağaç kaldı ? Bunlar ağaçlar kalsaydı .

Gaziantep Cennet gibi olmaz mıy dı.

HEP BİZ BİLİRİZ DEMEYELİM. İLERDE GÜZEL ANILARLA ANILMAYI DÜŞÜNELİM.

ESKİDEN GAZİANTEP DEKİ YEŞİL ALANLAARI BİZ GAZİANTEP LİLER İYİ BİLİRİZ

Küçük bir teyyare ile Gazziantep üzerinde uçuş yapan pilot derdi ki Gaziantep i görmek için ne kadar alçalırdım ancak görürdüm her taraf yeşil evlerin bahçelerinde asmalar agaçlar olurdu

Bizler acaba ağaç düşmanı mıyız Evliya çelebinin notlarında yakında yaşamış büyüklerimizin anılarında Bizlerin bildiğimiz anılarımızda ağaç varken şimdi yok oluyor.