Gaziantep, köklü tarihi ve kültürel mirasıyla Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri. Yüzlerce yıllık geçmişiyle öne çıkan Gaziantep’in eski mahalleleri, şehrin kimliğini yansıtan en değerli yaşam alanları arasında yer alıyor. Tabakhane, Bey Mahallesi, Şehreküstü, Akyol ve Hoşgör Mahalleleri, kentin tarihi dokusunu koruyan, kültürel mirasını yaşatan mahalleler olarak Gaziantep’te önemli bir yer tutmaya devam ediyor.

Tabakhane

Tabakhane

Gaziantep’in ticaret ve üretim hayatının şekillendiği mahallelerden biri olan Tabakhane, adını geçmişte burada yoğun şekilde yapılan deri işçiliğinden alıyor. Osmanlı döneminde en önemli tabakhane merkezlerinden biri olan bu bölge, yıllar boyunca Gaziantep’in sanayi ve esnaf kültürüne katkı sağladı.

Gaziantep Kalesi'nin eteklerinde, Alleben Deresi'nin kıyısında konumlanan Tabakhane, geçmişte deri işleme atölyelerinin merkeziydi. Bu atölyelerde yürütülen faaliyetler nedeniyle bölge, ağır kokularıyla biliniyor ve çevre halkı tarafından sıkça esprili ifadelerle anılıyordu. "Tahta Köprü’den geçme, Karasusak’tan su içme!" ve "Bostandan dışarı kabak, adamdan dışarı tabak..." gibi sözler, zamanla şehrin kültürel mirasının bir parçası haline geldi.

TOBB Genç Girişimciler Kurulu’nda Yeni Dönem! TOBB Genç Girişimciler Kurulu’nda Yeni Dönem!

Bey Mahallesi

Bey Mahallesi 1-2

Gaziantep’in en bilinen mahallelerinden biri olan Bey Mahallesi, taş konakları, dar sokakları ve tarihi yapılarıyla şehrin kültürel mirasını yansıtan en önemli bölgelerden biri. Zaman içinde birçok konağın restore edilmesiyle adeta bir açık hava müzesine dönüşen mahalle, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Atatürk Anı Müzesi kafeler ve Kurtuluş Camii ve Gümrük Hanı gibi tarihi yapılar bulunuyor. Tarih boyunca Müslümanlar ve Hristiyan Ermenilerin bir arada yaşadığı mahalle, 1587 yılında inşa edilen Bey Camisi’nden adını alıyor.

Şehreküstü

Şehreküstü

Gaziantep’in köklü mahallelerinden biri olan Şehreküstü, geleneksel Gaziantep evleri ve mahalle kültürünün en iyi hissedildiği yerlerden biri. Adını, Osmanlı döneminde şehre küsen bazı önemli ailelerin bu bölgeye yerleşmesinden aldığı söylenen mahalle, bugün hala Gaziantep’in tarihi atmosferini yaşatan sokaklarıyla biliniyor.

Şehreküstü Adının Ortaya Çıkış Hikayeleri

Bir anlatıya göre, ailesiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle bir kişi, şehirden ayrılarak yalnız başına bir ev inşa etti ve halk bu durumu "Şehreküstü" olarak tanımladı. Bir başka iddiaya göre, ismin kaynağı bir Ermeni kızı olan Şara'dan geliyor. Zamanla "Şara Küstü" olarak anılan bu ifade, halk dilinde değişime uğrayarak "Şehreküstü"ye dönüştü. Bir diğer efsaneye göre ise Gaziantep Kalesi’nde zalim bir kral hüküm sürerken, ona karşı gelen oğlu kaleden ayrılarak yeni bir yerleşim kurdu. Babasını tahtan indirerek kaleyi ele geçiren oğlun hikâyesi, semtin bu adı almasına neden oldu.

Akyol Mahallesi

Akyol Mahallesi

Akyol Mahallesi, Gaziantep’in sanat ve kültür hayatına katkı sağlayan en özel mahallelerden biri. Halk arasında eski adıyla Ağyol olarak da biliniyor. 1879 yılında kurulan ve günümüzde hâlâ hizmet vermekte olan Amerikan Hastanesi, o günden bugüne hizmet veriyor. Aynı zamanda, akademik başarılarıyla öne çıkan birçok kişinin bu semtten yetiştiği biliniyor. Geleneksel Gaziantep evlerinin bulunduğu bu mahallede, sanat atölyeleri ve kültürel etkinlikler dikkat çekiyor. Son yıllarda restore edilen yapılar sayesinde mahalledeki tarihi konaklar, kültürel mirasın korunmasına katkı sağlıyor.

Hoşgör Mahallesi

Hoşgör Mahallesi

Gaziantep’in batısında yer alan Hoşgör Mahallesi, 1950’li yıllarda bağlık ve fıstıklık alanlardan oluşan bir bölge iken zamanla kentin en bilinen yerleşimlerinden biri haline geldi. Şehrin o dönemki ekonomik yapısı tarıma dayanıyordu ve Gaziantep, savaşın izlerini silmeye çalışırken kırsaldan kente göç hareketi de hız kazandı.

Kozanlı, Eyüpoğlu, Bey Mahallesi, Kırkayak, Akyol ve Tepebaşı gibi mahallelerin nüfus yoğunluğunun arttığı bu dönemde, bugünkü Hoşgör Mahallesi’nin bulunduğu alan boş bir araziydi. O yıllarda Akyol Mahallesi'nde yaşayan Kara Memet (Mehmet Kıroğlu), çevresinden uzaklaşmak isteyerek Hoşgör Camii’nin bulunduğu noktaya bir ev inşa etti ve buraya taşındı. Ancak bir süre sonra yalnız yaşamaktan sıkılan Kara Memet, eski komşularını da bölgeye davet etti. Onun çağrısıyla Berber Ali, Zemgeli Memik Çavuş, Karadikenli Kara Mehmet (Kamay) ve Sığındı ailesi de bölgeye yerleşerek yeni evler inşa etti.

Mahalleye olan ilgi giderek arttı ve kısa süre içinde burada yeni yapılar yükselmeye başladı. Ancak inşa edilen evler imar planına uygun değildi ve gecekondu statüsündeydi. Belediyenin bölgedeki kontrolleri sıkılaştırması, mahallede yaşayanları endişelendirdi. Bunun üzerine semtin önde gelen isimlerinden birkaç kişi, belediye yetkilileriyle görüşerek mahalle sakinlerine karşı daha hoşgörülü bir yaklaşım sergilenmesini talep etti.

Yetkililerle yapılan bu görüşmelerde, bölge halkının ekonomik olarak zor şartlar altında yaşadığı ve başlarını sokacak bir eve ihtiyaç duydukları dile getirildi. Yapılan her görüşmede “hoşgörü” vurgusu tekrarlandı. Belediye görevlileri de zamanla bölgeye giderken “Hoşgör’e gidiyoruz”, “Hoşgör’den geliyoruz” ifadelerini kullanmaya başladı. Halk arasında yaygınlaşan bu isim, 1960’lı yıllarda resmî olarak tapu kayıtlarına “Hoşgör” olarak geçti.

Başlangıçta yalnızca birkaç ailenin yaşadığı Hoşgör Mahallesi, zamanla şehre göç edenler için cazip bir yerleşim noktası hâline geldi. Nüfusun artmasıyla mahalle büyüdü ve ilerleyen yıllarda yeni mahalleler bu bölgeden ayrılarak kuruldu. Günümüzde ise Hoşgör, yalnızca bir mahalle adı olmanın ötesine geçerek Gaziantep’in önemli semtlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi