Cumhuriyetin Yüzyılı yok,  Yeni Türkiye,  Yeni Yüzyıl derken… 
Birkaç gün önce bir telefon geldi, Ankara numarası, anket yapıyorlarmış seçim için. ‘Peki’ dedim katıldım. İlk sorular normaldi, ‘’oyunu kime vereceksin ,nerede oturuyorsun, bulunduğun yerde ki belediye başkanından şikayetin var mi varsa nedir, memnuniyetlerin nedir?’’ diye. 
Elimden geldiğince cevapladım, dürüst oldum. Sanki benim numaramı bilen kim olduğumu, neci olduğumu bilmiyormuş gibi soruyorlar. Sanki herkesi sosyal medyadan, şuradan buradan araştırmıyorlarmış gibi soruyorlar ya neyse onu da geçtik. Son soruya geldik. 
İşte bu soru canımı çok acıttı ne yazık ki günümüz Türkiye’sini açıklar, ortaya koyar bir soruydu bu…
Efendim soru tamda şöyle idi;
Kendinizi ne olarak görüyorsunuz Türk mü, Kürt mü, Müslüman mı yoksa laik Atatürkçü mü?
Bu nasıl ayrıştırıcı bir soru bunu kime soruyorsun hangi cesaretle ben Türk oğlu Türküm ve laik bir Atatürkçü olan bu milletin bir ferdiyim bunu söylemiş olmam soruyu soranı ırgaladı mı bilmiyorum fakat ben ziyadesiyle üzüldüm. Efendiler, hanımefendiler ülkenize, geleceğinize sahip çıkın evet burası sizin babanızın memleketi eğer çocuklarınızın da burası bizim babamızın, annemizin bize bıraktığı memleket diyebilmesi için bu mirası onlara devredebilmek için uyanık olun. Yoksa elinizde ölmeyecekmiş gibi tuttuğunuz üç beş ev ve tarlanın hiçbir kıymeti olmayacak. Önemli olan vatandır gerisi teferruattır.