Ne hazindir ki, dün özlenen tablo diye örnekler gösterirken bugün, korkutan tablo diye başlık atmak zorunda kaldık.

   Ne hazindir ki, dün özlenen tablo diye örnekler gösterirken bugün, korkutan tablo diye başlık atmak zorunda kaldık.

   Anlamışsınızdır:

   Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı İmamoğlu’nun Erzurum mitingindeki üzücü ve üzücü olduğu kadar da korkutucu olaydan bahsediyorum.

    Ne hazindir ki, bir adayın kendini tanıtım ve projelerini anlatım mitingine taşlı saldırı düzenlendi. Düzenlendi diyorum, çünkü, vatandaş kendiliğinden bir araya gelerek saldırıda bulunmaz ve bulunamaz.

    Öncelikle dünkü yazımda belirttiğim gibi, medeni bir şekilde ve de saygı çerçevesi içerisinde rakiple mücadele edilmesi gereken bir ülkeyiz. Özellikle adayların ve siyasi parti yöneticilerinin buna çok ama çok dikkat etmesi gereken bir ülkeyiz. Savaş çığırtkanlığı içerisinde, taraftarlarını tahrik etmek, sadece ve sadece vatana ihanetten başka bir şey değildir. Bu vatan toprakları içerisinde birlikte yaşayan insanları, kendi menfaatleri çerçevesinde ayrıştırmak, tahrik etmek ve bölmeye çalışmak, ihanetten başka nedir ki?

    Dikkat ederseniz, bu istenmeyen ve de nefret uyandıran olay karşısında hala suskunluğunu devam ettiren veya daha da ağır cümlelerle tahrikçiliğe devam edenlerin bulunmasına bile şahit olabiliyoruz. Oysa, hangi parti lideri olursa olsun, TV ekranlarında millete itidal tavsiye etmek zorunluğundadır.

     Tüm partilere tavsiyem, mücadelenizi, onurlu, nezaket kuralları içerisinde ve de ayrıştırmadan, bölmeye çalışmadan, tahrik etmeden sürdürmenizdir.

      Sahi biz, seçime mi gidiyoruz, savaşa mı?