Son 12 maçta sadece 1 galibiyet alabilen Gaziantep, ligde kalması mucizelere kalan 11 puanlı, lig sonuncusu İstanbulspor ile karşılaştı. Geriye düşse de öne geçmeyi bildi, 10 kişi rakibine karşı 3-1'lik bir galibiyet aldı.
Defans 3'lüsü Arda, N'koulou ve Djilobodji'nin uzun bir aradan sonra tekrar bir arada oynadığı maçta, Sumudica'nın çıkardığı 11'de solda M'bakata'nın yerine Morais ve sol önde de yeni transfer Monteiro yer aldı. Solda oynamasına alıştığımız Maxim forvet arkasında konumlandı. Böylelikle Furkan ve Jevtovic 11 dışında kaldı ve önceki maçların aksine sahada yer alan ofansif oyuncu sayısı 4 oldu. Yani Sumudica; lig sonuncusu ve küme düşmekten kurtulması mucizelere bağlı olan İstanbulspor'u yenmek üzerine sahaya çıkmış. Bir zahmet, haftalar sonra maç kazanmak üzerine strateji yapmış.
Henüz 7.dakikada soldan gelen ortada Sambissa'nın indirdiği topa müsait pozisyonda iyi vuran Loshaj skoru 1-0'a getirdi. Böylelikle ilk 10 dakikada 3 kez tehlikeli gelen İstanbul, oyuna iyi başlamanın karşılığını skoru alarak bulmuş oldu ama Gaziantep'in beraberliği alması gecikmedi. Draguş 15.dakikada eşitliği getirdi ama malesef, attığı o güzel golden sonra hemen eski pervasızlığına geri döndü. Topuk pasları, top kayıpları, tembellikler, zamanında çıkmadığı için yakalandığı ofsaytler, artistik hareket denemeleri...
İlk yarı boyunca İstanbul'un gole daha yakın oyunu, Gaziantep'in ise buna ortak olma çabasını izledik. Gerçekten de, İstanbul gibi küme düşmesi neredeyse kesinleşen bir takıma bile oyun üstünlüğü sağlayamayan bir yapıya hangi ara geldik, çok üzücü. Rakibin istatistiksel gol beklentisi 0,76 iken Şahinler bu olasılığı ancak 0,49 yapabildi. İstanbul 9 kez rakip ceza sahasında buluşmuşken, Gaziantep ancak 3 kez gidebildi. Bu rakamlar anlayana çok şey anlatıyor. Güçlü takımlara karşı savunma yaparsınız, pozisyona girmekte zorlanırsınız ama lig sonuncusuna karşı da hiç bir şey üretemiyorsanız vay haline Gaziantep'in.
İkinci yarıya nisbeten daha canlı başlayan taraf Gaziantep oldu. Maxim'in düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Draguş gole çevirince hemen üstüne de İstanbulspor Loshaj'ın atılmasıyla 10 kişi kalınca, 'artık rahat bir maç seyrederiz' dedik ama son bölümde bir an olsun tedirginliğimiz dinmedi. Çünkü, İstanbul 'kaybedecek bir şeyim yok' dercesine hem tüm hücum oyuncularını sahaya sürdü hem de ön alanda baskıya devam etti. 90+5'te Sorescu'nun güzel golüyle skor 1-3 oldu ve Şahinler kritik bir 3 puan almış oldu.
Önemli bir galibiyet alan Şahinler'in oyunsal anlamda sorunlarını kabul etmek, buna çözüm üretmek gerekiyor. Bütçe ve kalite olarak çok düşük bir takımı zorlanarak yendiğimiz gerçeğini de göz ardı etmememiz lazım. Aksi takdirde bu skor bizi kandırır ve yeni bir kazanamama serisine gideriz.