100 yaşında bir ülke, 100 yıllık Cumhuriyet.
Cumhuriyet; özgürlük, Cumhuriyet; eşitlik, Cumhuriyet; doğan güneş, Cumhuriyet; ay yıldızlı bayrak, Cumhuriyet; kadın-erkek, Cumhuriyet; devlet!
Bir asırlık Cumhuriyet…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 100 yıl önce ilan edilen Cumhuriyet, asırlık geçmişine yakışmayacak özensizlikte kutlamalarla geçti. Kazanımları sayesinde var olduğumuz Cumhuriyeti ve Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sönük kutlamalarla andık.
Hınca hınç dolu stadyumlarda marşlarla, bayraklarla, coşkuyla yapılan, günlerce süren, sokaklarda genç yaşlı herkesin günün anlam ve önemini iliklerine kadar hissettiği kutlamaların yerini; Arapça şarkı eşliğinde oynanan oryantaller, fener olmadan yapılan fener alayı yürüyüşleri, yapmış olmak için yapılan etkinlikler, Atatürk anıtına bırakılan çelenkler aldı.
Belki de banka reklamları olmasaydı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülke için yaptıklarını hatırlamayacaktık, 29 Ekim’in önemini, ülkenin 100.yaş gününü unutacaktık.
Sönük geçen kutlamalar gösterdi ki Cumhuriyet’in 100 yıldır var olduğu bu topraklarda, bin bir şükranla anmamız gereken Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Cumhuriyet’in kadına, gence, çocuğa, kurda kuşa, bir avuç toprağa sunduğu kazanımların kıymetini bilemiyoruz.
Oysa Cumhuriyet ile bu millet 100 yıldır mesut, muvaffak ve muzaffer…
Olmadı Efendiler…