Fenerbahçe’ye tek golle maçın son bölümünde mağlup olurken, futbolcularımızın yüreği ile verdikleri mücadelede şanssızlık demiştik.
Bu kezde zirvede ki Galatasaray’a konuk olduk.. Herkesin bol gollü galibiyet yakıştırması yaptığı bir maçtı. Önceki akşam dolu tribünler önünde oynanan maçta Gaziantep FK güçlü rakibine karşı iyi direndi, savunmada bir dakika bile boş durmadı. Son saniyeye kadar kalesini golden koruma altına alırken, kaleci Nita’da kurtarışları ile tribünlere soğuş duş yarattı.
Puan için çok istekliydik, ilk yarıda golü de bulduk, bu yarına oyuna kendi yarı sahasında kabul edip kontrataklarla rakibe korku yaratıp ikinci golü de bulabilirdi.
İkinci yarıda rakibe buz kestirdik. Hücum hattını unutup savunma yapıp skoru kurtaralım mücadelesi içine girdik. Ya direk, ya Nita hücumdaki etkilerine karşı koydu. Ancak 72. Dakikada attıkları gol onları şımartıyordu. Tek kale oynanan maç gibi baskı kurtular. Son dakika zor posizyonda attıkları gol ile skoru belirliyorlardı.
Unutamayacağımız bir maç oldu. En az bir puanda alabilirdik. Bunda rakibin gücünü de görmüş olduk. Takım ve bireysel olarak olarak oldukça etkili bir takım. Bu maçta rakibimiz, dengimiz değildi.
Giren çıkanı aratmıyor, böyle bir takım Gaziantep FK’dan puan için şansı ve golü de buldu ama hep savunmada kalıp hücumda etkili olamayınca sonuç kaçınılmaz oldu. Kısaca şansı tepmek buna derler.
Eksikleri olduğu maçta kadro da yetersizdi. Formsuz futbolcularımız yok değildi. Şartlar böyle olunca savunmaya kilitlenip kaldık, kaleci Nita’ya umut bağlayıp durduk. Golü atmış sevincimiz tavan yapmış, yedek kulübesindeki futbolcular ve teknik kadro sevinç içinde kendilerini dışarı atıyorlar ancak Sumudica onları engelleyip yerlerine oturtmalarına bir anlam veremedik. Sevinmek herkesin hakkı ama bu yapılanı anlayamadık. Galatasaray gibi güçlü bir takımın son dakikada attığı gole sevinip kazanıyorsa Gaziantep FK takım oluyor.