Bartın Üniversitesi (BARÜ) ve Kişiler Verileri Koruma Kurulu (KVKK) tarafından düzenlenen "Veri Korumanın 44 Yılı: Mahremiyet Perspektifinden Yapay Zeka Çağı" konulu konferansa katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, güvenlik güçleri, yargı ve adliye personelini yapay zeka ve mahremiyet konusunda uyararak, "Yapay zeka evet, muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki, teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir" ifadelerini kullandı.
Yapay Zeka Bilim Komisyonu Kuruluyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Siber Güvenlik Kurulu, adalet bakanlığı bünyesinde ‘Yapay zeka bilim komisyonu’ kurulacağını belirterek, "Tüm bu çalışmalarımızın yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kurulacak ve Adalet Bakanlığımızın da üyesi olduğu Siber Güvenlik Kurulu ile ülkemizin siber güvenliğini daha da güçlendirecek strateji ve politikaları belirleyeceğiz. Bu çerçevede geçtiğimiz günlerde kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı sayesinde kurumlar arası koordinasyon etkin şekilde sağlanacak, tüm bu strateji ve politikalar, hazırlanacak eylem planlarıyla hayata geçirilecek" dedi.
Kişisel Verilerin Güvenliği Açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dijital çağda yapay zeka teknolojilerinin geliştiğini ve art niyetli düşünce ile algoritmaların kişisel verilerin güvenliğini tehdit ettiğini vurgulayarak, "İçinde bulunduğumuz dijital çağda yapay zeka teknolojileri de baş döndürücü bir hızla gelişmektedir. Uygulama alanı giderek artan yapay zeka teknolojilerinin köklü dönüştürücü etkisi insanoğlunu yeni bir dönemin eşiğine getirmiştir. Ülkemiz bu büyük dönüşüme kayıtsız kalmayarak, on birinci kalkınma planı kapsamında hazırlanan ulusal yapay zeka stratejisi ile bu alandaki çalışmaları hayata geçirmektedir. Yapay zeka bugünün yeni bir kavramı olarak nitelendirilse de bundan tam 65 yıl önce bilim insanımız Ordinaryüs Profesör Cahit Arf, 'Makineler düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir?' adlı makalesinde, yapay zekanın temel felsefi ve matematiksel prensiplerini ele almış, bu alanda dünyadaki ilk bilimsel çalışmalardan birine imza atmıştır. Yine bundan 9 asır önce sibernetik ve robotik çalışmaların ilk örneklerini veren El-Cezeri, yapay zekanın önünü açan, medeniyetimizin öncü şahsiyetlerden biri olmuştur. Geçmişimizden gelen bu bilgi birikimini, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milli teknoloji hamlesiyle geleceğe taşımanın gayreti içindeyiz. Günümüzde akıllı yazılımlar, akıllı insansı robotlar, elektronik sözleşmeler, en bilinen yapay zeka teknolojileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu teknolojiler, başta hukuk, sağlık, eğitim, güvenlik olmak üzere hemen hemen her sektörde farklı uygulamalar ve yazılımlarla günlük hayatımızı kolaylaştırıcı fırsatlar sunmaktadır. Yapay zeka teknolojilerinin, sunduğu bu imkanların yanında bazı riskleri de beraberinde getirdiği göz ardı edilmemelidir. Bu teknolojinin yaygınlaşması, aynı zamanda kişisel verilerin güvenliğini sağlama konusundaki sorumluluğumuzu da artırmaktadır. Çünkü yapay zeka, eğer denetimsiz bir şekilde varlık gösterirse, bir insanın en mahrem verilerine, onun tüm varlığına hükmedebilir” dedi.
Bakan Tunç’tan Yapay Zeka Uyarısı
Bakan Tunç, yapay zekanın tüm dünyayı güvenlik konusunda tehdit ettiğini belirterek, "Kötü niyetle kullanılan bir algoritma, bir yazılım; karar verme sürecinde, insanı yanlış anlayabilir, kişinin tercihinin ya da düşüncesinin arkasındaki anlamı yok sayabilir. İşte tam da bu noktada, yapay zeka bağlamında kişisel verilerin korunması, salt bir hukuki düzenleme meselesi olmaktan çıkmakta, aynı zamanda insan hak ve onurunun savunulması meselesine dönüşmektedir. Yapay zeka, muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki, teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir. Eğer bu denge bozulursa, bir insanın hakları, özgürlüğü ve kimliği, yapay zekanın elinde birer rakama, birer sayıya dönüşüp esas varlığını yitirerek değersizleşebilir. İşte bu yüzden, kişisel verilerin korunması hakkı, yalnızca bir güvenlik meselesi değil, bir medeniyetin en çetin sınavlarından biridir. Ayrıca, yapay zeka konusunda mahremiyet hakkı ile kamusal fayda arasında bir denge kurulması şarttır. Bu bakımdan, yapay zeka konusunda yerleşik kural ve sistemlerin etkin bir denetime tabi tutulması son derece önemlidir. Bu yapılırken, başta insan onuru ve bireysel özerklik olmak üzere, özel hayatın gizliliği ve kişisel veriler korunmalıdır. Ayrıca eşitlik ve ayrımcılık yapmama, hukuki güvenlik, belirlilik, şeffaflık, veri sahipliği, etik standartlar ile hesap verilebilirlik ve mesuliyet ilkeleri esas alınarak, hukukî alt yapının oluşturulmasına yönelik çalışmalar da ihmal edilmemelidir. Nitekim tüm dünyada yapay zekânın güncel hukuka etkisi üzerinde önemle durulduğu görülmektedir. Günümüzde robotlardan kaynaklı yaralanmalı ve ölümlü iş kazalarında hukuki sorumluluğun ne şekilde olacağı, insansı robotlara vatandaşlık verilip verilemeyeceği, otonom sürüşlerde insansız araçların karıştığı kazalarda hukuki sorumluluğun ne şekilde olacağı, yapay zekaya hukuki kişilik verilip verilemeyeceği gibi hususlar, yanıt bekleyen karmaşık konular olarak karşımıza çıkmaktadır. Üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar tarafından yapay zekanın hukuka etkisi konusunda ve bu karmaşık sorulara cevap bulma adına çalışmalar yapmaktadır" açıklamalarında bulundu.